Tarih: 11.08.2014 15:57

''Babalarımızı İstiyoruz''

Facebook Twitter Linked-in

 4 gündür şantiye dışına çıkamayan babalarını görmek için şirketin nizamiyesine gelen çocuklar, gözyaşları içinde, "Babalarımızı istiyoruz" diyerek seslerini duyurmaya çalıştı.

Yaklaşık 300 işçinin maaşlarındaki artış taleplerinin yerine getirilmemesinin ardından başlayan gerginlik sürüyor. Bakanlar Kurulu tarafından alınan `grev erteleme` kararına rağmen 4 gündür iş bırakma eylemi yapan işçilerin şantiye dışına çıkmasına izin verilmediği iddia edildi. Oy kullanmaya dahi gönderilmediği belirtilen işçilerin aileleri ise, destek amacıyla Park Teknik firmasının nizamiyesi önünde eylem yaptı. Kimisi eşi, kimisi ağabeyi, kimisi babası, kimisi de oğlu için eylem yapanların ortak talebi ise evlerine ekmek götürmeye yetecek bir ücret oldu. Zaman zaman gözyaşlarına boğulan aileler, verilen sözlerin tutulmadığını belirterek, "700 lira maaşı biz kendilerine verelim bakalım nasıl geçiniyorlar" şeklinde konuştu.

Geçim sıkıntısı yaşadıklarını kaydeden başka bir gözü yaşlı eş ise, çocuğuna ayakkabı bile alamadıklarını söyleyerek, "Çocuğum komşunun çocuğunun ayakkabısı ile babasını görmeye geldi. Sesimizi duyun. Biz hakkımızı istiyoruz" dedi.

Kardeşine destek için gelen Nehir Kabakulak isimli işçi yakını, çocuklarının 3 gündür babalarını görmediğini anlatarak; "Benim kardeşim burada 14 yıldır burada emek veriyor. Ama 3 gündür burada tutuklu gibi duruyor. Ne yiyorlar, ne içiyorlar kimsenin haberi yok. 2'si göz hastası 3 tane çocuğu var. Ne yapmaya çalışıyorlar. Bunlar kiracı insanlar. Kendileri istedikleri gibi rahat rahat yiyorlar. Biz, bir kişinin bile kul hakkını yemeye korkarken onlar 300 kişinin hakkını yiyorlar. Bunun hesabını öbür dünyada vermeyecekler mi? Ne yapacaklarsa yapsınlar. Ya ekmek vermesinler ya da insan gibi yaşayacak şekilde bir ekmek versinler. Herkesin babasını evine göndersinler. Kimsenin dayanacak gücü kalmadı. 9 yaşındaki çocuk sabahın 6'sında kalkıp lokantada çalışmaya gidiyor. Lanet olsun bu insanlara. Biz kardeşimizi istiyoruz. Ya tazminatlarını versinler işten çıkarsınlar ya da insan gibi çalışmaya devam etsinler" dedi.

Fadime Polat ise, "Oğlumun 4 tane çocuğu var. Bu çocuklara aylık 700 lira ile bakabiliyorsa gelsin kendiler baksınlar. Allah'tan korksunlar. Allah korkusu yok mu bunlarda. Çocuklarımız bu grevin yüzünden gelip oylarını bile kullanamadılar. Bu kadar da olmaz. Yazık değil mi benim oğluma. Ayıp, ayıp, yapmasınlar bunu. Gelsin devlet bunların babalarına sahip çıksın" şeklinde konuştu.

Sonay Uçan isimli işçi yakını da, yetkililerin kendilerine yalan söylediğini savundu. Uçan, tepkisini; "Benim burada eşime zam verdik diye yalan söylediler. Şimdi de işçilerin çıkışlarını veriyorlar. Tazminatlarını vermiyorlar. Bu kadınların, çocukların çektikleri ne? Kiramızı veremiyoruz. Aldığımız bir lokma ekmek ondan da mı edecekler bizi. 2 çocuk okula gönderiyorum. Bu kadar mı zor zam vermek" cümleleri ile anlattı.

Gözü yaşlı bir anne ise, "Buradaki garibanlardan ne istiyorlar" diyerek, "Bunlar gariban olmasa burada 700 lira maaşa çalışmazlar" ifadelerini kullandı.

Basına konuşunca işten çıkarılacağının altını çizen Kadir Duyar isimli işçi de, "Ben bu şirketin faal işçisiyim. Bu yayından sonra belki benim de çıkışım verilecek. Bizim amacımız insanca şartlarda, insanca bir maaşla çalışmak. İş durdurma falan değil. Diğer şantiyelerindeki işçilere verdikleri hakları bize de versinler. Bir de içeride mahsur kalan arkadaşlar çıkış verilecek diye tehdit ediliyorlar. Bizim hakkımız neden yeniyor" ifadelerini kullandı.

Bir diğer işçi yakını da, "Çocuklarımız evde perişan. Okul açılacak, kış geliyor. Bizim evimizdeki sıkıntılarımızı kendileri düşünsünler. Hanımları, evlatları düşünsün. Benim kızım şuan komşunun kızının ayakkabısını giydi. Bizi bu kadar mı düşünmüyorlar. Biz bunların gözünde bu kadar mı aciziz. Bunlar hiç mi çalışmıyorlar? Emekleri hiç mi yok" cümlelerini kullandı.

Diğer işçi yakınlarının da destek verdiği eylem uzun süre devam etti. İşçi yakınlarına şantiyeye girmelerine izin verilmedi.İHA

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —