Arizona Üniversitesi Bilim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramzi Touchan ve Prof. Dr. David Mekon`un ABD Ulusul Bilim Vakfı`nın (NSF) desteğiyle 4 yıl önce başlattığı ''Yıllık Halka Yardımıyla, Zaman ve Mekansal Kuraklık Değişkenliği'' isimli projenin Türkiye ayağını ise Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) yürüttü.
KSÜ Orman Fakültesi, Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü, Doğu Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü ve TÜBİTAK`ın katkılarıyla tamamlanan projede, Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Sivrikaya ve Orman Yüksek Mühendisi Muzaffer Ketmen ana yürütücü olarak görev aldı.
Proje kapsamında, yaklaşık 10 ülkeden bilim insanlarının katılımıyla, Türkiye, Suriye, Lübnan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Ürdün ve Yunanistan`da 50 farklı örnekleme alanındaki ağaçlardan alınan halkalar, KSÜ Orman Fakültesi laboratuvarında incelendi.
Halkaları araştıran bilim adamları, yaklaşık bin yıl öncesine giderek o dönemlerdeki kuraklık ve yıllara dağılan sıklığını ortaya çıkardı.
Prof. Dr. Touchan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kışın yağışların az olmasının yazın kurak geçeceği anlamına gelmeyeceğini söyledi.
Yaz ve kışın farklı değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Touchan, 6 ülkedeki ağaçlardan aldıkları halkaların, kış ve yazın farklı değerlendirilmesi sonucunu verdiğini belirtti.
Çalışmada, 1660`ın çok kurak geçen bir yıl olduğunu tespit ettiklerini anlatan Touchan, ''Kaynaklardan araştırıldığında bu dönemin çok kurak ve yangınlarla geçtiğini öğrendik. Halka metodunun doğruluğu da bir kez daha kanıtlanmış oldu'' dedi.
O dönemdeki kuraklığın Türkiye, Suriye, Yunanistan, Kıbrıs ve Lübnan`da alınan örneklerden gördüklerini dile getiren Touchan, şunları kaydetti:
''Eksterm olayların ve ciddi kuraklığın tüm Akdeniz havzasında meydana geldiğini görüyoruz. Bu kuraklığın diğer Akdeniz ülkelerinde de olduğunu fark ettik. Ülkeler arasında kilometrelerce mesafe olmasına rağmen aynı sonuçları gördük. Çalışmamızda gelecek 20 yıla ilişkin bilgi vermek mümkün değil. Özellikle son 25-30 yıllık dönemde sıcaklık değerlerinde de artış olduğunu tespit ettik. Bu sıcaklık artışları da kuraklığı etkiledi. Bu yaz kuraklığı ile alakalıdır. Sadece yazın kurak dememiz tüm yılın kurak olduğu anlamına gelemez.''
''İnsanların etkisiyle iklim değişti''
Doç. Dr. Fatih Sivrikaya da meteorolojik verilerin 60 yıllık bir dönemi kapsadığını, ağaç halkalarından ise geçmiş bin yıla ilişkin iklim bilgisi elde etmenin mümkün olduğunu söyledi.
Bu sonuca da yaptıkları çalışmada elde ettiklerini belirten Sivrikaya, ''1095`ten 2014`e kadar geçen 995 yılın iklim olayları ülkelerden elde edilen ağaç halkalarından tespit edildi. Özellikle 13, 15 ve 17. yüzyıllarda ciddi anlamda kurak yıllar yaşandığını, bu yüzyıllarda yaşanılan kuraklık sıklığının 20. yüzyılda yaşanan kuraklığın sıklığına göre daha fazla olduğunu gördük'' diye konuştu.
''7 yılda bir kuraklık yaşanıyor''
Son 100 yılda insanların etkisiyle iklimin değiştiğini dile getiren Sivrikaya, kuraklığın ise bir döngü olduğuna işaret etti.
Sivrikaya, özellikle 1095`in çok kurak geçtiğini, bu dönemdeki iklim hareketliliğinin bugünkü oranlarla paralellik gösterdiğini dile getirdi.
Geçmiş yıllarla günümüz arasındaki kuraklığı kıyaslayan Sivrikaya, ''Aradaki tek değişen eskiden 5 yılda bir kuraklık yaşanırken günümüzde ise bu 7 yıla çıktı. Bunların da insan kaynaklı etkenlerden kaynaklandığını söyleyebiliriz'' ifadelerini kullandı.AA