Serin iklim tahılları içerisinde yüksek yağ içeriği ve protein oranı bakımından öne çıkan yulaf, son yıllarda sağlıklı yaşam diyetleri arasında yerini aldı.
KSÜ Ziraat Fakültesi`nde
geliştirilen ve ''Arslanbey'' ismi verilen yulaf çeşidi, erkencilik
özelliği sayesinde kuraklıktan kaçıyor.
Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ziya Dumlupınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
son iki yılda tescilli yulaf çeşidinde artış gözlendiğini söyledi.
Türkiye`de işlenen yulaf
çeşidinin birçoğunun ithal edildiğini belirten Dumlupınar, bu nedenle ziraat
fakülteleri, araştırma enstitüleri ve özel tohumculuk firmalarının
araştırmalarına yöneldiğini ifade etti.
Bu sayede 3 olan çeşit
sayısının 9`a yükseldiğine işaret eden Dumlupınar, bunlardan 7`sine de üretim
izni verildiğini aktardı.
Türkiye`de yulafın ekilmemesinin
en büyük sebebin bölgeye adapte olmuş yeterli çeşit bulunmamasından
kaynaklandığını savunan Dumlupınar, ''Yürüttüğümüz çalışma sonucu
erkenciliği sayesinde kuraklıktan kaçan bir çeşit geliştirdik. Buna da Maraş
mücadelesinde ismi öne çıkan Arslanbey Toğuzatan`ın ismini verdik'' dedi.
Elde ettikleri çeşidin, diğer
çeşitlere oranla iki kat ürün verdiğini anlatan Dumlupınar, şöyle devam etti:
''Kahramanmaraş ve Adana
bölgesinde 2013-2014 yılında yağmura bağımlı (sulama yapılmaksızın) yürütülen
denemeler sonucunda, diğer çeşitler kuraklıktan etkilenip dönüme 100-
20 GÜN ERKENCİ
Dumlupınar, yaklaşık 20 gün
kadar erkenci olan Arslanbey çeşidinin, bu sayede kuraklıktan kaçtığını, bunun
yanı sıra ikinci ürün tarım yapılacak yerlerde müsait zaman bıraktığını ifade
etti.
Çiftçiler için bu sürenin çok
önemli olduğunu vurgulayan Dumlupınar, ''Bizim çeşidimizi diğerlerinden
ayıran özellik, erkenci olması ve kuraktan etkilenmeden verim potansiyelini
fazla düşürmemesidir'' diye konuştu.
Dumlupınar, Arslanbey
çeşidinde yatma ve dane dökme sorunları yaşanmadığını, sulanması halinde ise
verimin artığını sözlerine ekledi.AA