Elbistan'da apartmanlarda ve iş merkezlerinde hizmet veren yaklaşık 1000
asansörden sadece 4'ü için 2011 yılından beri zorunluluk olan
yönetmelik kapsamında denetim için başvuruda bulunulduğu öğrenildi.
Tüm Türkiye 6 Eylül 2014 günü İstanbul Mecidiyeköy'deki bir inşaatta
işçileri taşıyan asansörün 32. kattan yere çakılıp 10 işçinin yaşamını
kaybetmesini konuştu. Asansör kazası ile ilgili olarak birçok farklı
görüş ortaya atılsa da ilk bulgular asansörün yeterli bakımlarının ve
denetimlerinin yapılmadığı yönünde oldu. Son yıllarda inşaat sektöründe
büyük ilerleme kaydeden Elbistan'da da çok katlı binaların sayısı hızla
arttı. Türkiye'de asansör kazalarının önüne geçmek ve bu konudaki
denetimleri daha sağlıklı yapmak amacıyla 2011 yılında çıkarılan bir
yönetmelikle apartman veya site yöneticileri, her asansörü yılda bir kez
A tipi Muayene Kuruluşu tarafından kontrol edilmesini sağlamaktan ve
yıllık kontrolünü yaptırmaktan sorumlu tutuldu.
Elbistan'da da bu
kontrolleri yapmak için TMMOB Makine Mühendisleri Odası akredite kuruluş
oldu ve 2011 yılı sonlarından itibaren Elbistan'daki apartman ve site
yöneticilerine çağrıda bulunarak yönetmelik çerçevesinde asansörlerin
bakımının yaptırılmasının zorunlu hale geldiği duyuruldu. Hemen her yıl
bu çağrı yinelendi. Ancak, 1000'e yakın asansörün bulunduğu Elbistan
genelinde sadece 4 apartman yöneticisi binasındaki asansörün kontrolünü
yaptırmak için müracaatta bulundu. Geriye kalanların ise bir kez bile
TMMOB Makine Mühendisleri Odası'na başvurmadığı ortaya çıktı.
Türkiye'deki asansörlerin mevcut durumuna ilişkin olarak
değerlendirmelerde bulunan TMMOB Elbistan Temsilcisi Hikmet Türkmen,
ülke genelinde kullanımda olan 300 bin asansörün 200 binin hiç kontrol
edilmediğine vurgu yaptı. Kontrol edilen asansörlerin de yüzde 75'inin
kullanılamaz durumda olduğunu kaydeden Türkmen, "İstanbul'da 10
kardeşimizin ölümüne sebep olan bu acı asansör kazası; bize ileride
başka acılar yaşamamamız için halkımızı bir kez daha uyarmamız
gerektiğini hatırlattı" dedi.
Asansörlerin yıllık olarak kontrol
edilmesinin kullanıcıların can ve mal güvenliği için gerekli bir durum
olduğu gibi, aynı zamanda da yasal bir zorunluluk olduğunu hatırlatan
Türkmen, "Her yıl ülkemizde denetimsizlik ve bilgisizlikten dolayı
yüzlerce asansör kazası meydana gelmektedir. İstanbul'da meydana gelen
asansör kazası sonucu hayatını kaybeden işçilerimize Allah'tan rahmet,
yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyoruz. Bu kazanın sorumluluğu
taşeron sisteminde aranmalıdır. Bu tür kazaların inşaat sektöründe hızla
artıyor oluşu, ana işin birçok alt taşerona devredilerek yapılması,
işçi sağlığı ve iş güvenliği denetimlerinin gerçekçi ve yeterli olarak,
ana firma üzerinde yapılmadığının göstergesidir. Kanun gereği işçi
sağlığı ve iş güvenliğini sağlamakla yükümlü olan firmaların, denetimini
yapacağı kurum ya da kuruluşlardan ücret alıyor olması, bu denetimlerin
ne kadar sağlıklı yapılabilirliğini ortaya koymaktadır. Böyle iş
kazalarının birçok nedeni olabilir; iş ekipmanının amacı dışında
kullanılması, ehliyetsiz ve eğitimsiz kişilere iş yaptırılması,
zamanında yapılmayan bakım ve kontroller, dikkatsizlik, vurdumduymazlık
ve diğer ihmaller sayılabilir. Bundan sonra bu tür iş kazalarının
yaşanmaması için, işçi sağlığı ve iş güvenliği yasasının yeniden
düzenlenmesi, denetimler tarafsız meslek kuruluşlarına yaptırılmalı ve
bakanlık denetimleri de, bu sistem üzerinde daha sık ve periyodik olarak
gerçekleştirilmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamındaki işçi
eğitimleri formalite olmaktan çıkarılmalıdır" şeklinde konuştu.
Türkmen, şöyle devam etti:
"Bu durum genelde iş kazası olsa da özel de asansör kazasıdır. Burada
asansör kontrolleri hakkında basında çıkan bilgiler ile odamız asansör
kontrol merkezinin son iki yılda yapmış olduğu kontroller sonucunda
şöyle bir tablo karşımıza çıkmaktadır: Türkiye`de 300 bin asansörün
kullanımda olduğu tahmin edilmekte olup, bunlardan 100 bini A tipi
akredite olmuş kuruluşlar tarafından kontrol ediliyor. Kalan 200 bin
asansör kontrol edilmiyor. Bir başka deyişle, her 3 asansörden 2'si hiç
kontrol edilmiyor demektir. Kontrol edilen 100 bin asansörün inceleme
sonuçları yaklaşık olarak şöyledir: yüzde 75'i kullanılamaz durumda
(kırmızı etiketli), yüzde 5'i eksiklikleri giderilmesi gerekir (sarı
etiketli), yüzde 20'si güvenli kullanılabilir (yeşil etiketli) durumda
olduğu tespit edilmiştir. Her asansörde muayene edildiğine dair kırmızı,
yeşil veya sarı renkte etiketlerin bulunması gerekir, kırmızı etiket
varsa asansörü kesinlikle kullanmayın. Sarı etiket varsa, o asansörün
eksikleri olduğunu belirtir. Yeşil etiket de o asansörün güvenli
olduğunu gösterir. Eğer hiçbir etiket yoksa o asansör kontrolden
geçmemiş demektir. İstanbul'da 10 kardeşimizin ölümüne sebep olan bu acı
asansör kazası, bize ileride başka acılar yaşamamamız için halkımızı
bir kez daha uyarmamız gerektiğini hatırlattı. Bu sebeple daha önce
yapmış olduğumuz uyarıyı yineliyor, kazasız ve belasız günler
diliyoruz."İHA