28-30 Kasım 2014 tarihlerinde Antalya/ Belekte yapılan kongreye Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt, Sütçü İmam Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Niyazi Can, Kahramanmaraş Belediyesi İlkokulu Müdürü Selahaddin Uğur, Özel Özderya Koleji Müdürü Mehmet Fatih Erdoğan, Özel Rekor İlköğretim Okulu Müdürü Nihat Belkıran, Okul Kurucu Temsilcisi Hasan Kaya ve Özel Beyza İlkokulu Müdürü Mustafa Könençoğlu katıldı.
Kongreye katılan Özel Özderya
Koleji Müdürü Erdoğan kongreyle ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Biz
katılımcılara kongreye iki bine yakın kişinin katıldığı söylendi. Bu gerçekten
ciddi bir katılımcı sayısıydı. Başta Sayın Bakanımız Nabi Avcı olmak üzere
Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin ve Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer
Faruk Yelkenci'nin kongreye büyük destek verdiklerinin göstergesiydi. Ayrıca
seksen bir ilin Milli Eğitim Müdürünün kongrede bulunması da bu desteğin ne
denli güçlü olduğunu göstermekteydi.
Sadece Milli Eğitim Bakanlığı
değil Üniversitelerden, Eğitim Sendikalarından, Özel Öğretim Kurumları
Derneklerinden ve Özel Okullardan çok sayıda temsilcisinin katıldığına şahit
oldum. Tek kelimeyle; kongreye ilgi ve
katılım son derece memnuniyet vericiydi.
Önce protokol konuşmaları
yapıldı. Protokol konuşmalarından sonra söz, Gazeteci " Yazar Rasim Özdenören'
e verildi. Rasim Özdenören onur konuğuydu. Sayın Özdenören bir çok konuya
değindi. Türkiye'de Özel Okul
bulunmadığını, kendi müfredatını yapmayan okullara özel okul denilemeyeceğini
belirterek salondan büyük alkış aldı.
Daha sonra "Yeni Türkiye
Yolunda Eğitim" konulu konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Sayın Müsteşar
Yusuf Tekin konuşmasını şu cümlelerle sonlandırdı. "Kongreden çıkacak görüşler
ışığında yeni çalışmalar yapabiliriz. Türkiye'deki eğitim paydası içerisinde
özel eğitim kurumlarının payı çok az. Özel okul payı 2020 yılında en az yüzde
15 seviyesinde olmalıdır. Bunun içinde çalışmalarımız devam etmektedir"
diyelerek özel okulcuların yüreğine su serpti.
Kongrenin ilk gününde açılış
konuşmalarını takiben beş ayrı salonda faaliyetler yürütüldü. Eğitimin felsefi
boyutunun, estetik, ontoloji ve metafizik, medeniyet, etik, epistemoloji,
eğitim politikası, özel öğretim kurumları, kültür ve din cephelerinden
tartışmalar yapıldı.
Bu çerçevede yapılan
sunumlarda eğitim ve felsefe arasındaki ilişkiyi 21. yüzyılın ihtiyaçlarına
göre yeniden kurmak ve coğrafi, kültürel özellikleri oluşturulacak felsefenin
temeli kılmak konusunda bir fikir birliği oluştuğu gözlendi. ''Bunun
gerçekleştirilebilmesi için öncelikle nasıl bir insan modelinin toplumsal
mutabakat çerçevesinde ele alınması gerektiği masaya yatırıldı.
21. yüzyıla damgasına
vurabilecek bir insan modelinin estetik, düşünsel, duygusal ve değer
hususiyetlerinin neler olması gerektiği konusunda yoğun tartışmalar
gerçekleştirildi. Bu anlamda öncelikle bir medeniyet tasavvurunun tartışılması
gerektiği farklı konuşmacılar tarafından vurgulandı.
Özel okulların, Türk eğitim
sistemi içerisinde özellikle okul düzleminde yeni bir felsefi yaklaşım
oluşturulması konusunda ne tür katkıları olabileceği hususu Özel Öğretim
Kurumlarının yöneticileri, dernek başkanları ve eğitimcileri tarafından
ayrıntılı şekilde ele alındı. Bu bağlamda dünyadaki eğitim felsefesi
yaklaşımlarıyla Türkiye`deki okullarda uygulanan ve uygulanması hedeflenen
felsefi yaklaşımların karşılaştırmalı olarak incelenmesi, konu ile ilgili orta
ve uzun vadeli çalışmalar yapılması dile getirildi.
Özel okulların Türk eğitim
sisteminde gerçekleştirilebilecek bu tür bir felsefi açılıma öncülük
edebilmeleri için başlangıçta pilot projeler ile mevcut okulların dışında
farklı okul modelleri geliştirebilmelerine izin verilmesinin hayati önem
taşıdığının çoğunlukla kabul gördüğü belirtildi.
''Yeni yüzyıl/Yeni Türkiye
için tasarlanacak eğitim felsefesinin medeniyet tasavvuruna dayalı, geleneği
hesaba katan ve onu zenginleştiren, üzerinde yaşadığımız toprakların mayasıyla
yoğrulmuş olması gerektiği vurgulandı. Bu vurgunun `biz`e ait olanın insanlık
medeniyetine katkısı bağlamında ele alınması gerekliliğine hassasiyetle
değinildi. Katılımcılar tarafından yapılan katkılar sadece eleştiri düzeyinde
kalmadı, eğitim felsefesinin oluşturulması yönünde öneriler de sunuldu. Bu
anlamda bütün paydaşların eğitim felsefesi oluşturmada göreve, katkıya ve
sorumluluğa açık oluşu önemli bir gelişme olarak görüldü. Kısacası, 3 gün süren
kongrede 45 bildiri, 5 çalıştay, 6 çağrılı konuşmacı, 10 panel
gerçekleştirildi" dedi.
1. Eğitim Kongresi`nin kapanış
konuşmasını Milli Eğitim Bakanı Avcı yaptı. Avcı ''21. Yüzyılda Eğitim
Nasıl Olmalı'' konulu konuşmasında; ''Bir zamanlar reel ihtiyaçları
karşılamak üzere tasarlanmış, kurulmuş pek çok müessese veya anlayış, artık
kendini hazırlayan o şartlar ortadan kalktığı için fiili varlıkları sona ermiş
olmakla birlikte, hala görüntüde varlıklarını sürdürüyor. Eğitim gibi çok hızlı
değişen veya gelişen bir süreçler toplamında bu tür yıldızlar görünmeye devam
ediyor. Bunların hangileri olduğunu, gerçekten miadını doldurmuş olanlarla yeni
yeni görmeye başladığımız veya doğdukları halde bize henüz ışıkları ulaşmadığı
için varlıklarının farkında olmadığımız eğitim kurumları, yeni anlayışlar
nelerdir, bunların tartışıldığı bir kongre oldu. Hem bugünkü durumumuzu hem
dünkü şartlarımızı hem de muhtemel gelecek tasavvurlarımızı enine boyuna
konuşma, tartışma fırsatı bulduğumuzu biliyorum. 21. yüzyılda ve daha
sonrasında olması gerekenleri, olabilecekleri, olmasını istediklerini
tartışılırken, bir yandan da tüm bunlar olup bitene kadar veya olurken işlerin
devam etmesi gerekir.
4+4+4 düzenlemesine geçilirken
de anlatmak istediklerimizi otoyolda
Şimdi konuştuklarımız da buna
benziyor diyerek önümüzdeki günlerde eğitimde ciddi değişikliklerin
yaşanacağının sinyallerini vermiş oldu" dedi. (FATİH YALÇIN)