Prof. Dr. Sami Özgül, özellikle kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlarla karşılaşılması, düşük kaliteli linyitin aşırı tüketimi ile motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, bazı fabrika bacalarının filtresinin olmaması ile yüksek kükürtlü yakıtların kullanılmasının, hava kirliliğinin ana nedenleri olarak kabul edildiğini belirtti.
Kış aylarının gelmesiyle
birlikte şehrin havasının kirlenmesinin insanları sağlık yönünden olumsuz
etkilediğini belirten Özgül, yaşanan hava kirliliği nedeniyle insanlarda kalp
riskinin arttığını söyledi.
Bugüne kadar yapılan
çalışmalarda, hava kirliliği olan bölgelerde yaşayanların ömrünün, hava
kirliliğinin olmadığı bölgeler de yaşayanlara göre 1-2 yıl daha kısa olduğu
belirlendiğini anlatan Özgül, dünyada ve Türkiye'de hava kirliliği insan için
kalp riskinin oluşumunu harekete geçiren unsur olduğunu ve bu konuda yapılan,
tüm bilimsel araştırma verilerinden çıkan sonuçlara göre dış ortam hava
kirliliğinin özellikle kalp hastaları ve akciğer kanserine yol açtığı ve mesane
kanseri riskini de arttırdığını aktardı.
Hava kirliliğinin yoğun olduğu
yerlerde astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ile kalp ve damar
hastalıklarının da temiz bölgelere oranla daha sık görüldüğüne işaret eden
Özgül, şöyle devam etti:
"İlimizde 40 yaş üstü olan
insanların yaklaşık yarısında ısınma ve pişirme amacı ile kullanılan kömürün
dumanına maruz kalınmasının önemli bir hastalık nedeni olduğu anlaşılmıştır.
Hava kirliliği astım ve KOAH semptomlarında kötüleşmeye, solunum şikayetlerinde
acil başvurularının artışına yol açar. Yapılan çalışmalarda, hava kirliliğinin
özellikle yaşlılar, kalp ve akciğer hastalarında ölüm riskini artırdığı, damarlarda
pıhtılaşma eğilimini yükselttiği, emboli, inme, kalp krizi ve kanser riskini de
fazlalaştırdığı tespit edilmiştir."İHA