İstanbul Cumhuriyet Savcısı iken geçen haziran ayında Kahramanmaraş'a atanan Mehmet Yüzgeç, görevden uzaklaştırma kararının kendisine bugün tebliğ edildiğini söyledi.
Yüzgeç, açıklamasında, HSYK 2.
Dairesi tarafından hakkımda oy çokluğu ile soruşturmanın selameti açısından
tedbir olarak görevden uzaklaştırmama kararı verilmiştir. Bugün itibariyle
tebligatı almış bulunmaktayım. İstanbul'dan bin
Mehmet Yüzgeç açıklamasında
daha sonra şunlara yer verdi: ''Ben hak ve hukuklarını koruma görevimin
bulunduğu yüce Türk milletinin gözünün içine vicdanım rahat olarak
bakabiliyorsam, bu şeref bana yeter. Yaptığım işten de vicdanen ve hukuken
hiçbir endişe duymamaktayım. Asıl endişe duyması gerekenler yolsuzluk yapanlar
olmalıdır. Kendi yolsuzluk ve rüşvet iddialarını, benim ve diğer
meslektaşlarımın mağduriyeti üzerinde aklamaya çalışanlar, bana göre bu
milletin vicdanında çoktan mahkum olmuşlardır.''
Cumhuriyet savcısı olduğunu
hatırlatan Yüzgeç, şunları söyledi: ''Yolsuzluk ve rüşvet suçlarını
işleyenler nüfuzlu kişiler olsa bile, milletimin tek kuruşunun yenmesine razı
olamam. İstanbul cumhuriyet başsavcılığı tarafından tarafıma tevdi edilen ve
cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk iddialarını içeren dosyanın tarafları
bakan, bakan çocukları, tanınmış iş adamları ve yüksek bürokratlar diye dosyaya
takipsizlik kararı mı vermem gerekirdi? Benim yürüttüğüm dosyada atılı suçların
ispatını destekleyen deliller çok kuvvetli idi. Nitekim, yargıya yapılan ilk
müdahale ile yanıma refik olarak görevlendirilen iki savcı arkadaşımla beraber
kuvvetli suç şüphesi ve somut delil olduğu kabul edilerek oy birliği ile
tutuklamaya sevk yapıldı. Bu durum mahkemece de kabul edildi. Hakkımda
işletilen soruşturması sonunda rapor hazırlayan HSKY baş müfettişi soruşturma
dosyası itibarıyla görev yeri değişikliği talep etmesine karşın, bu soruşturma
dosyası HSYK 3. Dairesinden 2. Daireye ihraç istemli ve tedbiren açığa alınma
talepli sevk edilmiş, bu şekilde disiplin soruşturması sürecinin de olağan
akışına müdahale edilmiştir. Açığa alınmama ilişkin bu kararla hukuk ve
hukukçular korkutulmaya çalışılmakta, hakim ve cumhuriyet savcılarının bağımsız
ve tarafsız bir şekilde soruşturma ve yargılama yapmalarına engel olunmak
istenilmektedir. Şöyle geriye dönüp bir bakın; nüfuz sahipleri ve iktidar
mensupları hakkında yaşanan bu süreçten sonra yolsuzlukla alakalı kaç tane
soruşturma yapılmış ve kaç dava açılabilmiştir? Hiç diyorsunuz değil mi? Bunun
nedeni yolsuzluğun bitmesi, yaşanmaması mıdır?, yoksa etkin soruşturma
yapılmaması mıdır?''
Takdiri, süreci dikkatle
izleyen basın mensupları ve yüce Türk milletine bıraktığını anlatan Yüzgeç,
sözlerini şöyle tamamladı: ''Bundan sonraki süreçte şahsım olarak gerek iç
hukuk gerek uluslar arası hukuktan kaynaklanan tüm yasal haklarımı
kullanacağımın bilinmesini isterim. Unutulmasın ki açığa alınan biz değil Türk
adaleti ve Türk hukukudur."İHA