Tarih: 04.03.2015 15:57

Kahramanmaraş Dosyası 37

Facebook Twitter Linked-in

Ülkemiz ve kentimiz genelinde, dürüstlükten yana oldukları halde günün şartlarına uymak gerektiğine inandırılan ve bazı kişilere karşı zaafı olan, bu yüzden de adil davranamayan, dürüstlük adına yanlış iş yapan yetkili ve görevlilerin sayısı hiç de az değildir.

Bunlar arasında, her fırsatta üzerine basa basa adaletten söz edip de uygulamalarıyla halka eziyet yaşatan, onları üzen, söz dinlemeyen, uyarılsa bile yanlış uygulamalarında ısrar edenler veya uyarılara aldırmayan, hatır için adaleti çiğneyip torpilli işler yapanlar vardı, belki hâlâ da vardır. Yaptıklarına kılıf bulmakta ve hedef şaşırtmada bu tipler oldukça ustalaşmışlardır.

İşini yaptıramayan vatandaşlardan birçokları, benimle ilgisi olmadığı halde o işin yapılmayışını bunlar yüzünden çoğu zaman benden bilmişlerdir. Bu durumda, bunlara dışarıdan da çok miktarda destekçi çıkmıştır. Görevli kişiler, yasa ve yönetmeliklerle belirlenen işini yapmak zorundadırlar. Böyle olmasına rağmen kimi görevlilerin açıktan ;" Nedim Tepebaşı, bunun böyle yapılmasını istiyor." dediğini bir arkadaş uyarmak maksadıyla bana söylemişti. Öyle ki bir defasında Belediye Başkanı: "Ortalık öyle ki, eğer anlatılanlara bakacak olsak seninle her gün kavga etmemiz gerekir. Mutlaka sana da bu tür sözler getirilmektedir." demişti. Hatta birçok zaman yönetimde etkin görev verilen birisi, kendi işyeri muhitine yapılmasını istediği bir hizmeti alamadıklarını söyledikten sonra ;"Bütün hizmetler Nedim Tepebaşı'nın evinin etrafına yapılıyor." yakınmasında bulununca Başkan Bey de; "Allah'tan korkun, adam buradan taşınalı iki yıl oldu." diyerek tepki verdiğini bizzat anlatmıştı. Ancak buna rağmen ne olduysa dışarıdan gelen yalan-yanlış beyanlara maalesef sonunda kendisi de uydu, üstelik benim bütün iyi niyet tavırlarıma rağmen.

Bu tür yakıştırmalar dışarıda da aynı boyutta devam ederken bir gün, Allah rahmet eylesin bir ağabey bana uğradı, yanımda birkaç görüşmeci vardı, o, kapıdan bana;" Ben bir şey söyleyip gideceğim, sonra gelirim." dedi.  Sonra da; "Duyduklarınız canınızı sıkmasın, tanıdığınız bir kısım dışarıdaki kişiler sizin burada olmanızı istemezler!" anlamında sözler söyledi ve gitti. Ben onun söylediklerini yazmak istemediğim için ifadeleri yumuşatarak yazdım buraya.

Burada okuyucularımın ve halkımızın affına sığınarak, hiçbir yorumda bulunmadan çok kısaca şunu söylemek durumundayım; Kahramanmaraş belediyesi tarihinde ilk defa yapılan işleri yapmayı Rabbim bana nasip etti elhamdülillah. Şöyle veya böyle demek istemiyorum ve bunları kendime pay çıkarmak için de söylemiyorum, ukalalıkta bulunmak gibi bir niyetim de yok ancak doğruların bilinmesi ve kayda geçmesi bakımından belirtiyorum, zaten bir kısımlarını da yeri geldikçe yazdım, dikkatli takip edenler bunları biliyorlar. Buna rağmen bu tür yakıştırmalarda bulunanların niçin böyle davrandıklarına dair elimde bir belge yok, bildiğim tek bir şey vardır ki o da Allah katında kayda geçmeyen ve hesaba dökülmeyecek hiçbir şey yoktur.

Bir gün de bir arkadaş geldi yanıma. Ben Valilik'te toplantıya katılacağımı belirterek, yapacağım bir iş varsa hemen söylemesini ifade ettim. O da ; "Yok bir iş için gelmedim, ben senden özür dilemeye ve helallik dilemeye geldim." dedi. Doğrusu çok şaşırdım. Söylemeyeceğim bir uygulamadan dolayı (yazarsam o kişiler güven kaybına maruz kalırlar) arkadaş ;" Ben Mehmet Bey'e (o zaman Mehmet Bey müdürdü), Mahmut Nedim Bey de bunu böyle yapmakla ayıp etti dedim.  Mehmet Bey de ;'Adamın günahını almayın kardeşim, o işi ben öyle yaptım.' dedi. Bundan dolayı senden özür diliyorum." dedi.  Sonra da dostlarımızdan bir kısımlarının bu dedikoduya çanak tuttuklarını öğrenmek beni daha fazlasıyla üzmüştü. Yapılan uygulama da aslında çok doğru bir uygulama idi.

Bu tür davranışlarıyla gerek çalışanlar gerekse dışarıdaki kişiler, hem başkanı hem de bizi ilgimiz olmayan konularda zaman zaman sıkıntıya düşürmüşlerdir. Öyle ki bu kişiler yüzünden halk,  yapılmayan işlerden bizi sorumlu tutmuşlardır. Yaptıklarıyla bir taraftan halkı üzenler diğer taraftan da halkı yöneticilere karşı olumsuz düşünmeye yöneltmişlerdir. Ancak bu davranış sahibi kişiler, kişilik sorunu yaşamanın yanında daha çok yönetici hatalarından yüz bulmuşlardır.

Bizzat gördüklerimizden edindiğimiz tecrübeyle diyebiliriz ki; Adil olmayan ya da yanlış davranışlarda bulunmaya eğilimi olan kişilere, sorumluluk gerektiren görevler verilmemeli veya bu yapıda olan kişiler, sorumluluk gerektiren işlerde tutulmamalıdırlar.

Burada bir ayrıntıya daha işaret etmek gerekir ki; üzerine sorumluluk aldıktan sonra kendi alanında bir gelişme göstermemiş görevlilerle şehircilik iş ve işlemlerinin yürütülmesi mümkün değildir. Çünkü yıllar ve aylar şöyle dursun, kentin gelişiminin sürdürülmesi veya tamamlanması açısından saatler ve hatta dakikalar bile önemlidir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —