Yaklaşık 4 yıldır Suriye`de devam eden iç savaş nedeniyle çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan binlerce insan hayatını kaybederken, milyonlarca kişi de ülkelerini terk ederek komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı.
Olayların
başladığı ilk günden itibaren Suriye halkını yalnız bırakmayan Türk hükümeti,
özellikle kamplarda barınan sığınmacı kadınlara yönelik çeşitli kurslar ve
sosyal etkinlikler düzenliyor. Kadınlar, kendilerine sunulan imkanlar sayesinde
yaşadıkları acıları bir nebze de olsa unutarak mutlu bir geleceğin hayallerini
kuruyor
Kahramanmaraş`taki
çadır kente yerleştirilen ve şehrin çeşitli yerlerinde kiraladıkları evlerde
yaşamını sürdürmeye çalışan Suriyelilerin sayısı ise 50 bine ulaştı.
Çadır
kentte Türkiye`nin kendilerine sağladığı imkanlarla yaşamlarını sürdürmeye
çalışan kadınlardan Hatice Elhacci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü`nden haberdar olduğunu ancak yaşanan savaş nedeniyle
içinden kutlamak gelmediğini söyledi.
Memleketten
uzak kalınca hiçbir şeyin tadını alamadıklarını belirten Elhacci, ''Suriye
ile burası çok farklı. Türkiye`de kadınlara bütün haklar verilmiş. Suriye`de
kadınların hiçbir hakkı yok. Kadın olduğumun Türkiye`de farkına vardım. Türk
hükümeti her türlü ihtiyacımızı karşılıyor. Bizlerden yardımını esirgeyen başta
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan olmak üzere Türk halkına teşekkür
ederim'' dedi.
Hatice
Abdullatif de 45 yaşında olmasına rağmen Dünya Kadınlar Günü olduğunu yeni
öğrendiğini, Türkiye`de kendilerine sunulan hakların hiçbirini Suriye`de
görmediğini ifade etti.
Cemili
Emir ise kadına gerçek değerin Türkiye`de verildiğini belirterek, ''Tek
bildiğim Suriye`de kadının hiçbir hakkı yokmuş. Kadının hakkı olduğunu
Türkiye`de gördüm. Türk kadınları bizim gibi değil, her istediklerini
yapıyorlar. Çalışıyor, geziyor ve hürler. Onlar her türlü hakka sahip ancak bizde
öyle değil'' diye konuştu.
Suriye`de
öğretmenlik yapan İbnisem Tabanca, hiçbir Arap ülkesinde kadınların
Türkiye`deki gibi özgür olmadığını savundu.
Türkiye`de
gördüğü kadına saygıyı başka bir yerde görmediğini vurgulayan Tabanca,
''Allah`ın bir lütfü olan kadın güldür onların hakkı ve hukuku
küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Ben bir köylü kızıyım. Ülkemde öğretmenlik
yaptım ancak kadının kıymetini Türkiye`ye geldikten sonra anladım''
ifadelerini kullandı.
Selma
Zeydan da yaşanan iç savaşta eşini kaybettikten sonra 4 çocuğuyla sığındığı
Türkiye`de hem insanlığı hem de kadın haklarını öğrendiğini anlattı.
Lise
öğrencisi Melek Ahmedi ise 8 Mart`ın Dünya Kadınlar Günü olduğunu ilk defa
duyduğunu belirterek, ilk işinin arkadaşlarıyla toplanıp bu güne özel bir eğlence
düzenlemek olduğunu aktardı.AA