Yalancıların patır patır döküldüğü, umut tacirlerinin foyalarının ortaya çıktığı, çamur atmakta mahir olanların aslında yalan çukurunun içine gömülü olduğunu tüm sağlık çalışanları gördüğünü söyleyen Demir, şunları söyledi. "Kimin çalışandan ve hak mücadelesinde yer aldığı, kiminde çalışanı kandırmaktan başka hiçbir şey yapmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Tüm yurtta toplanan ve döner sermayelerin emekliliğe yansıtılması ve yıpranma payı verilmesi için çalışanların imzaladığı on binlerce dilekçe Genel Merkezimiz tarafından TBMM Dilekçe Komisyonuna teslim edildi.TBMM'de siyasi partilerin grup başkanvekilleri ve milletvekilleriyle görüştük. Döner sermayelerin emekliliğe yansımasını, yıpranma payı verilmesini ve çalışanların taleplerinin hayata geçmesini istedik. Çalışanın bu konudaki iradesi ve beyanını ilettik."
13
Martta'da işi bırakarak çalışanların taleplerinin yerine getirilmesini ve
sorunlarına çözüm bulunmasını tüm Türkiye'de dile getirdiklerini ifade eden
Demir şunları söyledi. "Çalışanlar için hem alanlara çıktık hem de çalışmalar
yaptık. Bu bir haftada malum-sen'in yaptıkları ise sendikacılık tarihinde ibret
vesikası olarak yer almıştır. Önce bizim döner sermayelerin emekliliğe
yansıtılması ve yıpranma payı verilmesi için başlattığımız dilekçe kampanyasını
karaladılar. Biz istedik aldık dediler. Ama gördük ki hayal bile değil koskoca
bir yalanmış. Keşke bu malum sendika yapmış olduğumuz kampanyayı
karalayacağına, kendileri de imza kampanyası yapsalardı. Topladıkları imza
sayısı ile sendikal bir rekabetin içine girselerdi.
Masa
başında, makam odalarında emek harcamaksızın sendikacılık yaptığını
zannedenler, çalışan hakkı için alanlara
çıkmayanlar başlattığımız kampanyamızı karalamak için hastane önlerinde
açıklama yaptılar.
Bizi
emek hırsızlığı ile suçladılar. Bunları kazandıklarını 14 marttada
açıklanacağını ilan ettiler, tüm çalışanların cep telefonlarına hayırlı olsun
mesajı gönderdiler. "
Demir:
"Antalya'da Sağlık Bakanını ve bürokratlarını ağırladılar. Poz vermek için
birbirleriyle yarıştılar. Güya toplantılarında Bakan müjdeler açıklayacak
bunlarda biz kazandık diye ortalıkta çığırtkanlık yapacaklardı. Ama Bakandan
sadece bize oy toplayın talimatını aldılar. SayınBakan orada Sağlık
çalışanlarına duanın yeterli olacağını söyledi. Ne eleştirdiler, ne de tepki gösterdiler. Elleri
patlayana kadar alkışladılar. Oradan bir
şey çıkmayınca Bakanlığın sadece toplantılarda hatırladığı şifa veren ele vefa
toplantısında Başbakanın müjdeler vereceği ile çalışanı kandırmaya çalıştılar.
Oradan da bir müjde çıkmadı. Çıkaçıka sadece nöbete 3 TL zam, 70 yaşına kadar
çalışma gibi günü kurtarma hamleleri çıktı. Söyledikleri sözlerin, attıkları mesajların,
dağıttıkları kazanım broşürlerinin koskoca bir yalandan ibaret olduğu ortaya
çıkınca yeni bir manevra yaparak bürokratları tembelliklesuçladılar, bakanlık
sınıfta kaldı dediler. Eğer Bakanlık bürokratları tembel ise ve eleştiriyorsanız niye Antalya'da otelde
ağırladınız. Tepki gösterip daha önceden
Bakanlık bürokratları çalışmıyor diye açıklama yapmadınız. Yoksa siz idareye
tepkinizi 5 yıldızlı otelde ağırlayarak mı gösteriyorsunuz. Yandaşın tepkisi
böylemi oluyor ? Tembellikle suçladığınız bürokratlar kimin adamı, kimin adına
bakanlık odalarında sendikal faaliyetler yapıyor. çalışanları çok iyi biliyor.Bakanlık sınıfta
kalmış diyorlar. Bunu herkes biliyor Bakanlık sınıfta kaldıysa bunların yandaşı
olanlar ne oldu bunu da açıklamak lazımdır."dedi.
Bunca
kandırmaya, çalışanın hakkının istismarına ve umut tacirliğine sendikal tarih
boyunca hiç rastlanılmadığını söyleyen Demir şu ifadeleri kullandı. "Bırakın
çalışanların yanını bu kadar yapılandan sonra utançlarından bunların sokağa
bile çıkmaması lazım. Yalanları
çalışanlar tarafından yüzlerine vurulduğuna, atılan mesajlar kulaklarına
okunduğunda ne cevap verecekler. Yüzleri kızaracak mı çıkıp özür dileriz
diyebilecekler mi?Tüm söylediklerinin
yalan olduğu ortaya çıkanlar dağıttıkları broşürleri geri toplayacaklar
mı? Sağlık çalışanlarına sizi kandırdık diyebilecekler mi? Çalışanlardan özür dileyecekler mi ?Peygamber Efendimiz bir Hadis-i şeriflerinde "Utanmıyorsan dilediğin gibi yap" buyurmuşlardır. Yoksa
bunlarda hiçbir şey olmamış gibi kurumlarda gezmeye, çalışanların karşısına
çıkmaya devam mı edecekler?Yoksa
yine idarecilerle kolkala girip malum işlerine devam mı edecekler ne yapacaklar
hep birlikte göreceğiz."
Demir:
"Tıp Bayramı sürecinde neler olduğunu, kimin ne yaptığını, ne söylediğini çalışanlar
net biçimde görmüştür. Sarı sendikacılıkta sınırları aşarak fezaya çıkanlara
kırmızı kart göstermenin vakti gelmiştir.
Eğri cetvelden doğru çizgi asla çıkmayacaktır. Bunlar çalışanın değil
idarecinin sendikasıdır. Bunlardan çalışana bir fayda gelmeyeceği gibi tahammül
edildikçe daha da çok çalışana zarar vereceklerdir."dedi. (FATİH YALÇIN)