Gündem

Gündem Haberleri

Kahramanmaraş Dosyası 42

Kahramanmaraş Dosyası 42

2014 Yerel Seçimlerine gidilirken, "Seçim Beyannamesi" hazırlanarak Türkiye genelinde ilk defa uygulandığı açıklandı. Hâlbuki biz, 2005 Yerel Seçimlerine giderken Kahramanmaraş için  "Seçim Beyannamesi" hazırlayıp(M.Nedim Tepebaşı, Cemal Tanrıverdi ve rahmetli Murat Demir)  kitapçık halinde bastırarak dağıtmıştık. Biz, Kahramanmaraş'ta bir ilki gerçekleştirdiğimizi zannederken, Genel Merkez'in bu açıklamasıyla Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiğimizi öğrenmiş olduk. Tabi ülke geneli bir tarafa Kahramanmaraş bile bunun farkına maalesef varmadı, ya da bize mal olur kıskançlığından dolayı kimse ne açığa vurdu, ne de bir tebrikte bulunan oldu, belki de Genel Merkez'e karşı ayıp olur düşüncesiyle konuşulmadı ya da kimsenin bu tür olaylarla uzaktan yakından ilgisinin olmadığı ortaya çıktı!  Önemli değil, herkes kendine yakışanı yapacak ya da kendine yakıştırdığı şekilde tepki verecektir elbette!

Bir dönem, Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcılığı görevi yaptım. O sırada Genel Merkez'de aynı statünün Genel Başkan Yardımcısı Başkanlığında yürütülen bir toplantıya katılmıştım. Genel Başkan Yardımcısı Konya eski Belediye başkanlarından Halil Ürün Bey idi.

Toplantının sonunda İstanbul İl Teşkilatı yapmayı planladıkları çalışmalarla ilgili bir sunumda bulundular. Kahramanmaraş'a döndüğümde konuşulanları ve yapılanları teşkilat toplantısında arkadaşlara anlattım. İl Başkanı bana hitaben; "Siz; bunlar da ne ki, bu anlatılanların büyük çoğunluğunu biz yaptık bile demediniz mi?" gibisinden bir ifadede bulundu. Ben o şekilde bir açıklamada bulunsam bile dikkate alınacağını çok da yakın ihtimal olarak görmedim. Zaten buna fırsat da yoktu.

Gerçekten de Sosyal Belediyecilikte Türkiye genelinde yapılmayanları ve ilkleri biz yaptık. Bununla ilgili müfettişlerin söylediklerini daha önce yazmıştım. Daha da yapacaklarımız olmasına rağmen belediyede görevde iken anlaşılmaz bir karşı koyuşla mukabele gördük, aday adayı olduğumuzda da zaten kimin ne gibi projeleri olduğuna ya da gerçekleştikleri çalışmalara bakılmadı. Buradan ötesine bizim gücümüz zaten yetmiyor, hâlihazır durumda da uygulamada bir değişiklik olacağa benzemiyor. "Görelim Mevla'm neyler, neylerse güzel eyler."

2005 yılında hazırlamış olduğumuz söz konusu Seçim Beyannamesinde bulunanlardan birkaçını daha önceki bölümlerde anlattım, bundan sonra da sadece Kahramanmaraş'ta değil Türkiye genelinde burada yaptığımız ilkleri yeri geldikçe daha belirteceğim.

O beyannamenin en önemli maddelerinden birinde, aşağı yukarı; "Yollar, araba sürüşünü keyifli bir hâle getirecek şekilde yapılacaktır." diye yazdığımızı dün gibi hatırlıyorum. Tabi bu, benim idealimde olan bir şeydi, ancak o günkü şartlarda üst yöneticinin de yönetimin de bu ifade hoşuna gitmiş olacak ki Belediye Başkanı, Başkan adayı olarak bu cümleyi bir konuşmasında kullanmıştı. Peki, "O standartlarda yollar yapıldı mı?" denilirse orada şunu söylerim;

Göreve ilk başladığımızda asfaltlama işi ile ilgili değerlendirmede bulunduğumuz birim yetkilisi arkadaş; "Nasıl bir asfaltlama yapılmasını istersiniz?" diye sormuştu. "Nasıl yani?" dediğimde ise; "Ekmek sular gibi mi, karartıp geçmek gibi mi, yoksa başka bir şekilde mi?" dedi. Ben de; "En az on yıl bir daha yenilenme ihtiyacı duyulmayacak şekilde bir asfaltlama yapılmasını isterim. Ekonomi bunu gerektirir!" demiştim.

Yanılmıyorsam 2003 yılı yazında yani benim başkan yardımcısı olarak göreve başladığım ilk zaman bu standartta yani en az on yıllık dayanıklılığı olacak şekilde ilk asfaltlamayı merkez PTT binasından Taş Medrese etrafı ile Şekerdere yolunda yaptırmıştık. O zamanki birim amiri arkadaş; "Halk, yaptığımız bu asfaltı görünce ;'Yahu, siz böyle asfalt yapabiliyor muydunuz?' diye soruyorlar." demişti. Biz işe bu standartta başlamıştık işte. Ama arkası geldi mi sorusuna verecek cevabım "hayır" olmadan öte farklı da olacaktır elbette.

Kahramanmaraş'ın en kritik yolu Şekerdere yolu olmasına rağmen en az hasar gören yol da orası olmuştur. Kar yağdığında ilk sıkıntı o yolda görülür, kentin en yoğun trafiği orada yaşanır. Ne var ki hemen hiçbir doğru yolumuzun olmadığı gibi bu yol da temelinden yanlış yapılmıştır. Necip Fazıl Kültür merkezi ile Ulu Cami arası düz ve düzgün bir kodda yapılsaydı yol hem bu kadar rampa olmazdı hem de eğri büğrü bir yapıda olmazdı.

O günden sonra yol yapılandırılmalarında bir değişiklik oldu mu, hayır. Bir hafta kadar önce ( bugün 19.03.2015)yaya olarak Tekerek güzergâhında daha iki-üç yıl önce eğitim öğretime açılmış olan Güzel Sanatlar Lisesi'nin yolunu gördüm; daha dünkü yol denilebilecek yolun eğri büğrü oluşu karşısında hayretler içerisinde kaldım. Bu yol daha önceden beri gelen imar planında böyle çizilmişse, yapılaşma olmadan bir imar tadilatı yapılsaydı da düzeltilse olmaz mıydı? Biz, ellerimizle kente imaj kaybettiriyoruz görüldüğü gibi. Bu yanlışlık üst yöneticiden önce alt kademedeki sorumluların hatası ve ayıbıdır.

Şekerdere yolunda başka bir hata ya da sorun daha vardı, hâlâ da vardır; belki ilk başta yolun zemini iyi oturtulmadığı için belki de yolun yapısından kaynaklanan sorundan dolayı refüjün iki tarafında da zamanla kabarmalar oluyordu. Bir ara yetkilisine; "Refüj bordürlerinden itibaren bir elli santim genişliğinde kanal açılsa yağmur suları ve varsa sızıntılar orada toplansa!" demiştim. Ama değerlendirilmedi. Hâlâ o rampayı çıkarken o sorundan kaynaklanan sıkıntılı yapılaşmadan sürücüler de sıkıntı yaşamaktadırlar. Düzensiz ve akmış asfalt tümsekleri arabaların öndüzenesine zarar vermektedir, daha kötüsü ise sürücülerin o tümseklerden kaçmasıyla tehlikeli anlar bile yaşanmaktadır. O yolda olmasa da aradan geçen on yıldan sonra başka yol güzergâhlarında kısmen bunun yapılmaya başlandığını görmekteyiz.            

Diyorum ya; herkes her şeyi bilmeyebilir ama işin doğrusunun öğrenilmesine mani olan bir durum da yoktur. Neden bizim kentimizde yapılan asfaltın bir-iki yıl gibi ömrü kısa olur? Çoğu kere görmüşümdür; asfaltlama yapıldıktan kısa bir süre sonra bir altyapı çalışması için asfalt yaralanır, sonra da ilmek tutmaz olur.

Nerede ki yamasız, yapıldığı gibi tertemiz duran bir asfalt yolumuz ne yazık ki yoktur. Bir de yama yapılan kısımlar Maraş tabiriyle kertenkelenin büyüğü için söylenilen omakertiş sırtı gibidir mübarekler(!),neden acaba? Yama yapılan yer çevresiyle uyumlu yapılamaz mı? Bu işlerin sorumluları ne iş görürler de bu işlerle ilgilenmezler? Başaramıyorlarsa neden hâlâ hakkını vermedikleri işin başında otururlar? Kimse bulunmaz değildir kesinlikle! Eğer işin ehline verildiğini halk görsün, bakın o zaman daha ne cevherler yetişecektir.

Yöneticiler, işlerinin yani sorumluluğunu aldığı görevin hatırını kişilerin hatırından üstün tutmak zorundadırlar, bunun alternatifi kesinlikle yoktur. Buna dikkat edilmeyen yerde adalette de yoktur hayır yoktur.



1

Kahramanmaraş’ta Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu

2

“Her Türlü Afet ve Acil Duruma Hazırız”

3

Kahramanmaraş’ta emlakçılık sektörüne yeni bir boyut geliyor!

4

Sinan Akçıl, Şarkılarıyla Unutulmaz Bir Gece Yaşattı

5

İstiklalspor Basketbol Takımı Fırtına Gibi Başladı! 77-66’lık Zafer