İşçilerin kendi sınıf çıkarları etrafında birleşmeleri ve birlikte mücadele etmelerinin fiilen engellendiğini dile getiren Tekardıç, "1 Mayıs, yıllardır tüm Dünya'da ve Türkiye'de işçi sınıfının ve ezilen halkların eşitlik " özgürlük " kardeşlik ve insanca bir yaşam talepleriyle harekete geçtiği, mücadele kararlılığını alanlara yansıttığı bir gün olarak kutlanıyor.
Siyasi
iktidar, işçiler, kamu emekçileri, emekliler, toplumun ezilen, dışlanan, yok
sayılan, ötekileştirilen tüm kesimlerinin giderek artan ve acil çözüm bekleyen
sorunlarını geri plana iterken, karşısına çıkan her fırsatta toplumu ayrıştırma
ve kutuplaştırma politikasını sürdürüyor. İşçi ve emekçiler yapay ayrımlar
üzerinden birbirine karşı kışkırtılıp düzen güçlerinin etkisine girmeleri hedefleniyor."
dedi.
Zaten
sınırlı olan özgürlükleri kısıtlamayı hedefleyen iç güvenlik yasası ile devlet
şiddetine yasal kılıf hazırlandığını ifade eden Tekardıç, "Siyasi iktidar, son
dönemde giderek arttırdığı baskı ve şiddet politikalarını güvence altına almak,
kendisini korumak için iç güvenlik yasası çıkardı. Sıkıyönetim uygulamalarını
olağan hale getirmeyi hedeflediler. Bir taraftan kamuda esnek çalışma, angarya,
taşeronlaştırma uygulamaları ile güvencesiz istihdam uygulamaları artarken,
diğer taraftan eğitim, sağlık gibi en temel kamu hizmetleri hızla piyasa
ilişkileri içine çekildi." dedi.
Kamuda
esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma uygulamalarının yaygınlaştığını dile
getiren Tekardıç, şunları söyledi. "İş güvencemiz başta olmak üzere, en temel
özlük haklarımızın elimizden alınmak istenmesi, zorunlu rotasyon başta olmak
üzere çalışma ve yaşam koşullarımızı zorlaştıran uygulamalar karşısında
susmamız, geleceğimizi ipotek altına alan yasal düzenlemelere ve fiili
uygulamalara daha fazla seyirci kalmamız mümkün değildir. Kamu emekçilerine
yönelik olarak başlatılan soruşturma, sürgün ve performans değerlendirme
uygulamaları ile angaryaya ve köleci çalışma koşullarına karşı tüm eğitim ve
bilim emekçileri olarak ortak talepler etrafında birleşmek ve hak gasplarına
karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız."
1
Mayıs, Türkiye'nin temel sorunlarının kalıcı olarak çözülmesi talebinin öne
çıktığı bir mücadele günü olarak görülmesi gerektiğini belirten Tekardıç, "Bugüne
kadar attığı her adımda, sadece kendisi gibi düşünenler için demokrasi ve
özgürlük talep eden, en demokratik talepleri bile baskı ve şiddet uygulayarak
bastırmaya çalışan siyasi iktidarın kendine demokrat, sahte özgürlükçü yüzü
toplumun geniş kesimleri tarafından görülmeye başlandığı bir dönemde 1 Mayıs'ın
güçlü bir şekilde kutlanması önemlidir. Bugün işçi ve emekçilerin yaşadığı
sorunlar ile yıllardır ezilen, yok sayılan, ötekileştirilen halkların
sorunları, demokrasi, barış ve özgürlük talepleri iç içe geçmiştir." dedi. (HABER
MERKEZİ)