13 yıldan beri verilen mücadeleyi, milletin sandıkta tecelli eden iradesinin devlete hakim olması, vesayetinde tasfiye edilmesi olarak değerlendiren Ünal, Türkiye`de tam anlamıyla vesayetin tasfiye edilemediğini, sadece vesayetin geri adım attığını kaydetti.
Mahir Ünal, millet siyaseti güçlü bir şekilde konsolide ettiği için bugün siyaset ve siyasi istikrarın güçlü olduğunu belirterek, ''Yapısal özellikler ve sistemleri duruyor yerli yerinde. Ancak bir anayasa değişikliğiyle yapıyı değiştirebiliriz. Şuanda içeriği değiştirebildik. Yapısal özellikleri maalesef kendisini muhafaza ediyor. Siyaset herhangi bir şekilde zaafa uğradığında vesayet tekrar ortaya çıkacak'' dedi.
''Koalisyonun ne zararı var ki'' denildiğinde, CHP, MHP ve HDP koalisyon yapabilir anlamının çıktığını ifade eden Ünal, Türkiye`nin koalisyondan çok çektiğini, 1960 ile 2002 arasında 42 yılda 36 hükümet değiştiğini, ortalama 1,6 ay görevde kaldıklarını hatırlatarak, ''Siyasi istikrar yok, ekonomik istikrar yok, ekonomik istikrar olmadığı için yatırım yok. Gelişme yok'' diye konuştu.
Başkanlık sistemi hakkında kara propaganda yapıldığını vurgulayan Mahir Ünal, şunları söyledi:
''Başkanlık sistemi diyorsunuz, eyalet getirdiniz. Özerklik diyorsunuz, `bak ben demiştim ülkeyi böldü` diyorlar. Kardeşim, idari özerklik başka bir şey, siyasi özerklik başka bir şeydir. Bütün büyükşehir belediye başkanlıkları idari anlamda özerktir. Üniversiteler de idari anlamda özerktir. Yinede `yok yok sen bu ülkeyi böleceksin` diyor. Takmış ona. Bizim devlet sistemimiz üniter sistemdir. Dolayısıyla, başkanlık sisteminin şartı değildir eyalet sistemi. Üniter sistem, eyalet sistemi ve federal sistem bunlar devlet sistemidir. Ama başkanlık, parlamenter sistem ve yarı başkanlık sistemi bunlar hükümet sistemleridir. Almanya`nın hükümet sistemi parlamenter sistemdir, devlet sistemi federal yapıdır. Şili`nin hükümet sistemi başkanlıktır ama devlet sistemi üniter yapıdır. Şimdi tabi bu ayrıntıları vatandaş bilmediği için kara propaganda da her şeyi söylemek serbest. `Türkiye`yi böldüler, parçaladılar` diyorlar.''
Geçtiğimiz günlerde MHP`li bir milletvekilinin televizyonda konuşurken ''O masada sınırları konuştular'' sözlerine ilişkin Ünal, o masada oturanın kendisi olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı`nın Ofisinde Türk bayrağının altında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin başbakan yardımcısının başkanlığında taraflar olmadan devletin bir sorunu çözmek için oraya oturduğunu anlattı.
- ''Tezgahı bozmak için oradaydık''
Sorunu devletin sorunu olarak nitelendiren Mahir Ünal, ama birilerinin bunu böyle anlatmadığını, bir devletin kendi vatandaşının haklarını başka hiç kimseyle müzakere etmeyeceğini ve edemeyeceğine vurgu yaparak, ''Ettiği anda kendi vatandaşı olmaktan çıkar. O yüzden biz orada 30 yıllık kardeşi kardeşe kırdırmak üzere dış mihrakların uluslararası başkentlerin tezgahladığı herkesi birbirine çatıştırarak, Türkiye`de fay hatları ve kırılmalar olmak üzere yapılmış bir tezgahı bozmak için oradaydık'' açıklamasını yaptı.
Ünal, sözlerini şöyle tamamladı:
''Kürtler, tarih boyunca bu milletin en sadık parçaları olmuştur. Bunu bir Müslüman olarak söylüyorum. Ehli sünnet geleneğini bugüne taşıyan Kürt kardeşlerimizdir. Yarın kıyamet gününde peygamber efendimiz bana yada bize, bu ümmetin en sadık parçası olan Kürtleri, ''HDP gibi PKK gibi Marksist ve Leninist gibi örgütlerin eline kucağına mı bırakacaktınız'' diye hesap sorduğunda ben ne cevap vereceğim? Biz meseleye böyle bakıyoruz. İşte bunun kara propagandasını yapmak isteyenler işte onlar, Türkiye`yi kafalarında bölüyorlar. Güney Doğu`da ve Doğu Anadolu`da olmayanlar, buraları terk edenler, `biz ve onlar` diyenler, `en iyi Kürt ölü Kürt diyenler` ve bu milleti Kürt, Türk diye ayıranlar, bu ümmeti Kürt, Türk diye ayıranlar asıl bölücülüğü yapanlardır.''
Konuşmaların ardından KSÜ Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci, Mahir Ünal`a ceviz ağacından oyma sandık, ÜNİAK temsilcisi ise çiçek hediye etti. (AA)
