Gündem

Gündem Haberleri

Kahramanmaraş Dosyası 47

Kahramanmaraş Dosyası 47

Tabi ki zaman durmayıp akıyor, bir süre sonra üst yönetim el değiştirdi. Bu sefer yeni gelen üst yönetici bu haksız alışverişi yani büfelerde hava parsı tabir edilen şekildeki devir işlemlerini durdurmak için ha bire talimatlar veriyor, büfelerin boşaltılması için de yine ha bire yazılar yazılıyordu. O zaman Belediye Başkanına: "Bakınız, kaldırımlara büfe konulmasını topluma karşı yapılan bir haksızlık olarak gördüğüm için önceki yönetimin bu talebine, meclis görüşmeleri sırasında ben itiraz ettim ama benim itirazım değil yönetimin talebi dikkate alınarak kaldırımlara büfeler konuldu, fakat yanlış bir iş yapıldı. Şimdi bu büfeler anormal miktarda paralar karşılığında el değiştirmişken, ya da hâlâ el değişimi devam ederken, büfeleri devralan kişilere karşı hiçbir koruyucu önlem almadan, birdenbire büfeleri kaldırmak da ayrı bir yanlışlık olur. İnsanlar bu büfelere servetlerini yatırmışlar, belediye bu haksızlığa mani olamamış. Siz, birden; "Bu işi bitirdim." diyemezsiniz. Buna, makul bir süre koyarsınız, bu süre bitiminde büfelerin kaldırılacağını açıkça ilan edersiniz, kiracılar da halk da bunu bilmiş olur ve günü geldiğinde de büfeler kendiliğinden kalkmış olur. " dedim. Ama anlayanı getirin.

Kaldırımlar dâhil yollar kamuya ait olduğu için belediyelerin buralarda tasarrufta bulunmaları aslında yasal olarak mümkün değildir. Nitekim yakın zamanda, bir ilde faaliyet gösteren bir derneğin, parkomat işletmeciliğine karşı açtığı davayı yerel mahkemenin ret etmesine karşılık Danıştay, açılan davayı haklı bulmuş ve yolların kamuya ait olduğuna ve kiraya verilemeyeceğine hükmetmiştir. Ayrıca belediye meclisinin bu tür ve benzeri konularda bir karar alma yetkisi de yoktur. Yöneticilik sorumluluk isteyen bir iştir üstelik!

Gördüğüm kadarıyla yöneticilerden birçoklarında, her ne şekilde olursa olsun verdiği kararlara mutlak itaat beklentileri olduğu gibi isteklerinin bir an önce uygulandığını görmek gibi de aceleci bir tarafları vardır. Bir de görüşme konusu yapılan işler, çoğu zaman usulen gündeme getirilirken, mutlaka, yönetimin isteği doğrultusunda karar alınmasının sağlanması gibi rahatsız edici tavırları ve yöntemleri vardır. Yöneticinin birisi, bu yöntemle daracık kaldırımlara büfeler koyarken diğeri de aynı yöntemle büfeleri kaldırma çabasına düşmüştü.

Birçok kurum ve kuruluşlarda bazen, belediyede ise hemen her zaman yetki karmaşası yaşanmıştır. Çoğu zaman, yetki ve imza sorumluluğu verilen başkan yardımcısı atlanarak, doğrudan ilgili müdüre talimatlar verilmiş, yazılar yazdırılmış, imza için başkan yardımcısının önüne konulmuştur. Bu düzensizlik, bir bakıma zoraki uygulanıyordu. Bu defa da yazıyı eline alan her kişi, bu işleri başkan yardımcısının organize ettiğini düşünüyordu. Yönetim böyle bir şey işte; bazen istemeyen işleri yapmak zorunda kalanlar, bazen de hiç ilgisi olmadığı halde işin sorumlusu olurlar, sonra da ona katlanmak zorunda kalırlar!

Adına başıboşluk mu denilir, düzensizlik mi denilir her ne denilirse bunları disipline etme ya da çözüm üretme işi de yine hep bana düşmüştür.

Büfeleri devralan kişiler başkan bey ile görüşmek istiyorlar fakat bir türlü görüşemiyorlardı, belki de tek muhatap oldukları kişi yine ben idim.

Büfelerin boşaltılması ve kaldırılması işinde makul bir süre konulması konusunda Belediye Başkanını bir türlü ikna edemiyordum, ısrarım neticesinde nihayet bir gün; " Bu kişileri çağır, konuş" diyebildi.

Bütün büfe işletmecilerini görüşmeye davet ettik, belediyede görev yapan ilgili amirleri ve memurlardan bazılarını da toplantıya çağırdık. Dört saati aşkın süre bu kişileri dinledim. Bu arada müdür yardımcısı bir arkadaş hariç diğerlerinin hepsi, konuşmanın seyri içerisinde yavaş yavaş ve sessizce tek tek odayı terk ettiler. Belli ki kimse konunun muhatabı olmak istemiyordu. Belki de kendileri açısından haklılardı. O kişiler de nihayet bu kentte yaşıyorlardı, üst yöneticinin fevri hareketinin sorumluluğunu neden alacaklardı ki?

Görüşme sonunda, konuyu Belediye Başkanına götürmek üzere belirli bir noktada anlaşma sağlandı. Olayın bundan sonraki boyutunda ise Başkan ile bizim mücadelemiz devam etti, bulabildiğimiz kısmî bir mutabakatla konuyu çözüme kavuşturmuş olduk.

Büfe müstecirleri ile yapılan bu uzun görüşmede, bazı gerçekleri anlama imkânım da oldu. Kiracılardan birsi, bir ara sözü aldı ve ;" İyi ki bu görüşmeyi yaptınız da biz de gerçeği öğrenmiş olduk. Allah, benim de senin de yüzüne bakmış, iyi ki bir yanlış harekette bulunmamışım, yoksa gerçekleri öğrendikten sonra ben, yanlış bir iş yaptığım için bir kere daha kahrolurdum. Bu işlerin, hep senin başının altından çıktığı söylendi, benim canım yandı, ben günlerce seni vurmak için peşinde dolaştım, bir fırsat yakalayamadım, iyi ki de yakalayamamışım." dedi. Bu konuşmayı başkan bugüne kadar hiçbir şekilde duymadı! Bu da yönetimin bir yerinde görev almanın zorlukları mıdır, cilvesi midir bilmem ama ben hiçbir zaman kimseyi hedef göstermedim, sıyrılıp kenara çekilmedim Allah'a şükür.

Büfe kiracıları, ayrılıp gittikten sonra, görüşmeye katılıp da toplantıyı terk etmeyen tek belediye personeli olarak benimle birlikte toplantıyı tamamlayan müdür yardımcısı arkadaş, baş başa kaldığımızda ;"Başkanım, sizi biliyordum ama bu kadar sabırlı olduğunuzu bilmiyordum. Bugüne kadar, belediyede çok insan gördüm, fakat karşıdaki insanları sabır ve sükûnetle dinleyen ve çözüm üretmeye çalışan sizin gibi bir kimseyi memuriyet hayatımda daha görmedim." dedi.

Bu durumun başlangıcından itibaren birçok şeyi peş peşe gördüm ve çok önemli tespitlerde bulundum.



1

Kahramanmaraş’ta Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu

2

“Her Türlü Afet ve Acil Duruma Hazırız”

3

Kahramanmaraş’ta emlakçılık sektörüne yeni bir boyut geliyor!

4

Sinan Akçıl, Şarkılarıyla Unutulmaz Bir Gece Yaşattı

5

İstiklalspor Basketbol Takımı Fırtına Gibi Başladı! 77-66’lık Zafer