Tarih: 25.07.2015 09:07

“Baret takmayana tazminat yok”

Facebook Twitter Linked-in

Aynı zamanda Ortak Sağlık Güvenlik Birimi'nde (OSGB) Yöneticiliği yapan Mehmet Atıcı, "İş güvenliği dediğimizde sadece inşaat akla geliyor. Aslında sadece inşaat değil her sektörde iş güvenliği önem taşıyor. Tüm sektörlerdeki çalışanların bunu anlaması gerekiyor. Bizdeki bütün eksiklik insanların bilinçsiz olması iş güvenliği konusunda yeterince eğitim vermiyoruz. İş güvenliği İlkokuldan itibaren ders olarak verilmeli." dedi.

İşçilerin iş güvenliği konusunda yeterince hassas olmadığını dile getiren Atıcı, "İş güvenliğine işverenden çok işçiler özen göstermiyor. Gördüğümüz kadarıyla işverenlerin hemen hemen hepsi güvenlik önlemi olarak yönetmeliklerde belirtilen araç gereçleri işçilerine sağlıyorlar. Ancak işçiler genellikle baret, kemer gibi önlem araçlarıyla çalışmayı tercih etmiyorlar. Bu durumda meydana gelen iş kazalarında işveren sorumlu tutulamıyor. İş kazaları sonucunda suçlu taraf güvenlik önlemini almayan taraf oluyor. Şayet işverenin verdiği önlem araçlarını işçi kullanmazsa kaza sonucunda işçi suçlu oluyor ve hatta işveren tazminat ödemeden işçiyi işten çıkarabilme hakkı elde ediyor." dedi.

İşçilerin tedbirlere özen göstermediğini ifade eden Atıcı, "İnşaatta iskele ile çalışan işçilerin yaşam hattı kurmaları gerekiyor. Ama gördüğümüz çoğu inşaatta bu yaşam hatlarını göremiyoruz sadece büyük ölçekli inşaatlarda bu gibi önlemlere tam anlamıyla uyuluyor. Sokak arasındaki inşaatlarda güvenlik önlemi adına hiçbir tedbir alınmıyor. İşverenin denetlemekle yükümlülüğü var işveren her halükarda sorumlu ama maalesef hatanın yüzde 80'e yakını işçilerin alışık olmadıkları gerekçesiyle tedbir araçlarını kullanmıyorlar. İş kazaları iş veren için daha tehlikeli sonuçlar doğuruyor. Tüm inşaat çalışması durur. İşin durması savcı tazminatı derken tedbir almak işverenin daha çok işine geliyor işverenin yüzde 99'u aman başınıza bir iş gelmesin kaza meydana gelmeden 3 gün sonra olsun ama sıkıntısız olsun diye düşünüyor. Özellikle inşaatları gezdiğimiz zaman baretlere çivi koyulduğunu bile görüyoruz, başını koruması için işverenin masraf yapıp aldığı ve işçiye teslim ettiği bareti çivi sandığı olarak kullanan işçiler var hatta bir işçinin bareti spiralle kesip taktığı sıcak olduğu için kestiğini söyledi. İşçilerimiz bu denli bilinçsiz ve eğitimsiz." dedi.

"Kazalar engellenebilir"

İş güvenliğinde en büyük görevin işçiye düştüğünü dile getiren Atıcı, "Akşam evine gidip ailesini karşında görmek isteyen işçilerin çalışırken daha tedbirli olmaları gerekiyor. Bu tedbirler yıllarca oluşan tecrübelerden yola çıkılarak yasallaştırılmış ve kurallar haline gelmiş. Kurallar hayatımızı daha doğru bir şekilde sürdürebilmemiz için çok gerekli. Biz millet olarak çok kaderciyiz bu da yaptığımız bir diğer hata tedbiri alalım takdiri Allah'a bırakalım yine akşam evine ekmek götürme telaşı tehlikeli işlerde çalışan işçilerin benim yaşayacağım bir iş kazasında ailem ne yapar bilinci ile akşam ailesine sağ salim kavuşma bilinci ile bu önlemleri alması gerekiyor. Benim çalıştığım metal sanayinde bir firmada gözlük verdik teslim tutanağını da hazırladık. Denetim günü geldiğinde müfettiş sordu gözlük vermişler neden kullanmıyorsun? İşçi ben rahat edemiyorum 40 yıllık ustayım ben gözlükle çalışamıyorum. Seçimlerden önce iş sağlığı ve güvenliğinin ilk ve ortaokullarda da ders olarak okutulması gibi bir tasarı hazırlanmıştı bende insanların bilinçlenmesi için bunun yapılması gerektiğini düşünüyorum." dedi.

Yasaların büyük ölçüde yeterli olduğunu dile getiren Atıcı, "Yasalar dünya kadar cezai müeyyide veriyor ancak denetmenler yeterli sayıda olmadıkları için yetişemiyorlar bundan kaynaklı çok nadir de olsa işverenlerde bunu suiistimal edebiliyor. 6331 sayılı iş kanunu bana göre altyapı tam oluşturulmadan yürürlüğe girdi. Ortak sağlık güvenlik birimlerini tarafından İşçilere verilen eğitim dakikaları dahi yeni yeni düzene oturdu. 2003'ten beri komisyonda olan bu yasa 2012'de tuzlada yaşanan tersane kazaları ve Ankara'daki çadır yangınından sonra önem kazandı. Bu yasadan öncede iş sağlığı vardı 2008'den beri ben iş sağlığı ve güvenli hizmet birimlerinde çalışırım büyük ölçekli firmaların yüzde 99 unda mevcut olan iş güvenliği kuralları uygulanmaya çalışılıyordu. İşçiye bir maliyeti olmadan işverenin iş güvenliği içi aldığı önlemlerde işçi rahat edemediği ya da çalışmalarında verimi düşürdüğü gerekçesi ile kullanmıyor. İşveren iş güvenliği önlemini almayan işçiyi tazminat ödemeksizin işten çıkarabilir. Bu sebeple işten çıkarılan işçi herhangi bir hak iddia edemez." dedi.

Can güvenliğinin yanında mal güvenliği için de önlemler alındığını belirten Atıcı, "Elbette kullanılan makine malzemelerinin periyodik bakımları yapılmadığı sürçe işçinin aldığı önlemlerde yetersiz kalıyor. Ve bunların tamamını işveren sağlamak zorunda bunun yanında bunların periyodik bakımlarının yapılması işverenin yararına olacaktır düzenli bakım yapılan makine malzemelerinin ciddi arıza durumları minimuma düşüyor. İşverenin denetim zorunluluğu hiç bitmiyor. Tıpkı inşaatlarda yaptığımız gibi eğitime de temel atmadan başlıyoruz. Bunun yerine binadan başlamaya çalışıyoruz bizim en büyük hatamız bu. Bizdeki tek sebep denetim cezai sorumluluklar ve denetimle beraber müfettişler geldiği zaman bu iş kazalarının olmaması için alınmaması gereken önlemler devlet adamı olduğu için olsa gerek işçiler tarafından hemen önlemler alınıyor." dedi. (SAFA GAYRET)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —