Kaymakam Ali Edip Budan, Garnizon Komutanı Jandarma Yüzbaşı Mehmet Demir, Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven ve İlçe Emniyet Müdürü Recep Emol, hastaneye kaldırılan dede ve nine Erüstün`ü ziyaret ederek acılarını paylaştı.
Dede Erüstün, kendi ismini taşıyan torunu Ömer`in en son izne geldiğinde yanına uğradığını söyledi.
Eşiyle birlikte saat 02.30`a kadar uyumadığını ve sabah namazını beklediklerini anlatan Erüstün, şöyle konuştu:
''Namazı kıldık yattık ama yine uyuyamadık. Eşime seslenerek Allah Allah bugün bizde bir şeyler var hiç uyuyamadık dedim. Öğleden sonra Siirt`te patlama olduğunu ve 8 askerimizin şehit olduğunu öğrendim. İçime bir ateş düştü ve haberleri izlemeye başladım. Haberleri takip ettim ama isimler çıkmadı. Daha sonra çarşıya indim. Berber dükkanında konuşurken duydum hemen İstanbul`da olan babasını aradım ve torunumun şehit olduğunu öğrendim. Torunumun şehit haberini duyunca çok üzüldüm.''
Nine Lemanur Erüstün ise torununun sık sık kendilerini İstanbul`da yaşayan ailesinin yanına götürmek istediğini anlattı.
Zaman zaman göz yaşlarını tutamayan nine Erüstün, ''Ben, torunumu bir kurşuna şehit mi verecektim? O torunlarımın başıydı. Buraya izne geldi, tekrar askere gitti'' dedi.
Evinin her köşesinde şehidin fotoğraflarının asılı olduğunu aktaran nine Erüstün, ''Böyle mi olacaktı? Ömer`im gel burada askerler var. Hepiniz Ömer`imin düğününe mi toplandınız?'' diye ağıt yaktı.
Şehidi kendisinin büyüttüğünü dile getiren Erüstün, ''Buradan para gönderiyorduk `harcasın` diye, `ben maaşı çok alıyorum` diye paramızı bile almıyordu. Bizler senin hangi iyiliğini unutalım şimdi. Askerleri çok severdi, asker elbisesi görünce `ben de böyle asker olacağım babaanne` derdi. Askere gideceği günü hesaplardık. Bunun için mi hesapladık kuzum senin askerliğini? Şehit olacakmış meğer askerde. Ömer`im mekanın cennet olsun'' dedi.
Bu arada dede ve nine Erüstün, şehit cenazesinin Afşin`e getirilmesini talep etti.
(AA)