Tarih: 01.10.2015 10:12

Şeytanı Taşlatacağız Diye Beton Duvarları Taşlattırıyorlar

Facebook Twitter Linked-in

Değerli Okurları!

Kurban Bayramının birinci günü hacda yaşanan izdiham faciasında vefat eden hacıların sayısı gün geçtikçe maalesef artıyor. Suudi Arabistan yetkilileri ölen Hacıların Sayısını 769, yaralıların sayısını 934 olarak vermesine karşılık bu rakamın 4 bin 700 olduğunu, halen 21 TIR' da en az 3 bin cesedin teşhis için bekletildiğini İran yetkilileri iddia ediyor. Bu rakamlar neyi değiştirecek ki? Ölüm acısı bir kişi de olsa, bin kişi de olsa aynı değil mi?

 İbadet ederek ölmeyi Yüce Allah asla istememektedir. İbadet bir sevincin, bir mutluluğun ifadesidir. Ölüme neden olacak tüm farzlar ve vacipler terk edilebilir bizim dinimizde. Yaşam her şeyden daha kutsaldır. Şeytan taşlatacağız diye beton duvarları taş yağmuruna tutturan zihniyet maalesef cehaletin egemen olduğu zihniyettir. Bu zihniyetin peşinden giden zavallı Müslümanlar, nereye giderlerse gitsinler,  ister Kâbe, ister Kudüs, ister Medine olsun acı çekmeye mahkûm oluyorlar. Kilometrelerce en kutsal mekânlarda ibadet edip sevinç gözyaşları dökmek için yola çıkan müminler, o sevinci yaşamadan cehaletin, bilgisizliğin kurbanı oluyorlar. Neden diyeceksiniz? Çünkü yoksulluk, sefillik, zulüm, cehalet Müslümanlar için adeta yaşamın bir parçası olmuş. Hal bu ki, şeytan tembelliğin, sahtekârlığın, baştan savmanın, kültürsüzlüğün, cehaletin ve riyakârlığın tanrısıdır. Aslında taşlanacak olan da bu zihniyettir.

İşte bu korkunç manzarayı "takdir-i ilahiye" bağlayarak sorumluluktan kurtulmaya çalışan bir Müslüman ülkenin baş müftüsünün fetvası da bu zihniyetin ta kendisidir. Dünyadaki eğlence şehirlerinde özel bankaları, özel jetleri, lüks villaları ve sarayları olan,  Hac ve Umreden elde edilen milyarlarca dolarları yabancı ülkelerin bankalarında tutulan bu Müslüman ülkenin baş müftüsünün böyle fetva vermesinden daha doğal bir şey olabilir mi? Aslında şeytan yerine paraya, makam ve mevkie tapanlar taşlanmalıdırlar. Çünkü şeytan zulmü, batıl inancı, sıradan dindarlığı, adaletsizliği sürdüren bir düzeni temsil eder. Eğer taşlanacaksa böyle bir düzen taşlanmalıdır. Ayrıca Müslümanlar olarak her türlü bilgi ve hikmet dolu sözlerle yaşamımızı renklendirdik ama iç dünyamızı nefis, şeytan, hevâ ve heves arzularından arındıramadık. Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin şu sözü gerçeği en güzel bir şekilde dile getiriyor:"Kötülüğümüz içimizde bizim, içimiz ise kurtulamıyor kendi şeytanından".




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —