10 Ekim Cumartesi günü saat 10.00 sularında miting hazırlığı yapmakta olan kalabalığın arsında 3 saniye ara ile iki canlı bomba patlatıldı. Netice 96 ölü, iki yüz kırk beş yaralı
Ertesi günün gazetelerine
baktığımızda bizi derinden üzen tespitlere ulaşıyoruz.
Şöyle ki
Önce kendi kendimize
soralım. Terörün amacı ne?
Buna verilecek cevap çok
açık: Ülkede kargaşa ortamı yaratmak ve devleti aciz göstermek... Başka sebepler de var ama özetlersek bu iki amaç öne çıkar.
Benim bu yazdıklarımı
TV'lerde konuşma yapan, köşelerinde yazı yazan her medya mensubu bilir.
Benim bu yazdıklarımı üst
düzey siyasilerin hepsi bilir.
Terörün amacının öncelikle
kargaşa ortamı oluşturmak ve de devleti aciz göstermek olduğunu bu insanların
bildiğini kabul ettikten sonra TV yorumcuları, köşe yazarlar ve bir takım
siyasilerin şu demeci ne anlama geliyor, irdeleyelim:
"
canlı bombayı
istihbarat teşkilatı bilemedi. İstihbarat zaafı var
"
Bu insanlar terör örgütünün,
terör örgütüne talimat veren dış güçlerin (Amerika, Rusya, İngiltere, Almanya,
Fransa ve İsrail) derin yapılanmasının, Türkiye'de kargaşa ortamı oluşturmaya
ve devleti aciz göstermeye yönelik bir eylem olduğunu bile bile "
istihbaratzaafı"ndan söz
ediyorlarsa, teröre hizmet ediyorlar demektir. Ve bu hizmeti (kusura
bakmasınlar) bilerek yapıyorlar. İstihbarat zaafı diyerek devleti aciz gösterme
gayretinde olan bu insanlar saf değiller, bunu bilerek yapıyorlar. Tarihte
örnekleri çoktur, bunlara "satılmış" deniyor, "hain" deniyor. Sadece
Türkiye'de değil, her ülkede satılmışlar, hainler bulunmuştur, bulunuyor,
bulunacaktır.
Onlar belki şöyle bir
savunma yapacaklardır
"Efendim biz devleti ve
istihbarat teşkilatını uyarmaya çalışıyoruz."
Yemezler
Devlet de istihbarat
teşkilatı da saniyesinde dersini çıkarmıştır, hiçbir uyarıya, ukalalığa asla
gerek yoktur. Devleti zaaf içinde gösterme gayreti sadece ve sadece sömürgeci
devletlerin işine yarar. İstihbarat teşkilatının her gün ne kadar eylemciyi
yakalayıp olası kaç faciayı önlediğinden haberimiz var mı? Yargısız infaz
burada sadece dış güçlerin işine yaramaktadır, bilelim.
Şimdi
Ey değerli okuyucu!
Gerek TV'de gerekse yazılı
basında satır aralarını iyi
okuyan insanlar olun. Bilinmesi
gereken, satır aralarında gizlidir.
Bir siyasetçi devleti zaaf
içinde göstermek istiyorsa onu mimleyin, takip edin. Muhtemeldir ki o dış
güçlerle kapalı kapılar ardında toplantı yapmaktadır.
Bir medya mensubu devleti
zaaf içinde göstermek istiyorsa onu mimleyin, takip edin. Muhtemeldir ki o dış
güçlerle kapalı kapılar ardında toplantı yapmaktadır.
Bu tür insanların kimi
siyasi gelecekleri için, kimi de para için bu işi yapmaktadırlar. Bu böyle
olagelmiştir, böyle de devam edecektir.
Ey Türk insanı!
Satır aralarını okumayı
alışkanlık haline getir! Küçük düşünme! İradeli her insan büyük düşünebilir,
iradene sahip ol!
Yorum sizin