Tarih: 22.10.2015 11:51

Alevilikte Ehl-i Beyt Sevgisi

Facebook Twitter Linked-in

Alevilikte insan gönlü Ehl-i Beyt için lütuf evidir. İnsanda İlahi ışık Hz. Peygamber ve ehl-i beyt sevgisi ile tezahür eder.  Çünkü bu sevgiyi Hz. Peygamber vefat etmeden kısa zaman önce söylemiştir: "Gerçekten de ben, sizin içinizde iki emanet bırakmaktayım; Gökle yer arasında uzatılmış bir ip olan Allah'ın kitabı ve soyum, yani Ehlibeyt'im; bu ikisi, havuz kıyısında bana ulaşıncaya dek birbirinden ayrılmaz"(Hadis, Cami',I,s.87).

 Bu hadis İlahi vahiylerin görünür anlamından başka bir de iç(öz) anlamı olduğunu ifade eder. Bu da ancak Ehl-i Beyt'i sevmek ve onların yolunda gitmekle olur. Gönül ancak bu sevgi ile huzur ve sükûn bulur. Alevilikte insan bu sevgide yüksele yüksele kutsal amaca yani aşkın aşkına erişebilir. Onun için Ehl-i Beyt'e yakın olanlar Allah katında çok daha değer sahibidir. Buna Alevilikte tevella denir. Bu yol, egemen sınıfın çıkarına karşı İlahi vahyi kullananların yoludur. Ayrıca zalimlerle mazlumların aynı Allah inancını paylaşmak zorunda olmadıklarının bir ifadesidir. Buna da Teberra denir. Hz.Ali'ye biat etmeyenlerden uzaklaşma, uzak durma, çekilme, sevmeyip yüz çevirme anlamlarına geldiği gibi Ehl-i Beyte zulmedenlerden uzak durma anlamına da gelir ki bunun en önde geleni Emevi Halifesi Muaviye'nin oğlu Yezid ile onun soyundan gelenlerdir. Çünkü bunlar Ehl-i Beyt'e zulmetmişlerdir.  Bununla da kalmamışlar hicretin 61 inci yılının ilk ayı olan muharrem ayının ikinci günü Kerbela'da Hz. Peygamberin torunu ve Hz.Ali'nin oğlu Hz. Hüseyn'in ile ailesini, küçük çocuklarını ve taraftarlarını yaklaşık yüz kişiyi binlerce askerden oluşan bir ordu ile kırk gün muhasara altında tutmuşlardır. Kerbela'da çölün ortasında Fıratın suyu kesilerek hepsi aç ve susuz bırakılmıştır. Daha sonra da Peygamber nesli ve sevenleri Yezid'e biat etmediği için hunharca kılıçtan geçirilmiştir. Bununla da kalmamış Hz. Hüseyn'in mübarek bedeni onlarca kılıç ve ok yarası ile işkence edilerek başı kesilmiş ve Şam'da bulunan Yezid'e getirilmiş, günlerce Şam sokaklarında asılı tutulmuştur. Tarihte örneği görülmemiş başka hiçbir peygambere yapılmayan bir zulüm son Peygamber Hz Muhammed(s.a.v)'in nesline Emevi hanedanınca yapılmıştır. Böylece Hz. Peygamberden ve İslam'dan intikam alma gerçekleşmiştir. İşte bu zulme ve bu zihniyete mensup olanları sevmemeye ve onlardan uzak durmaya teberra denir. İlahi nurun tecelli ettiği ve varlığı sevgisiyle güzelleştirdiği bu evreni zulümle, kanla, öldürmeyle kirletenlerden uzak durmayı da teberra sözcüğü ifade eder. Bu sözcüklerden biri aydınlığı diğeri karanlığı temsil eder. Buna göre aydınlık karanlığın içinde gizlidir. Aydınlığa çıkmak karanlıktan kurtulmakla olur. Bunun için de Ehl-i Beyt'e düşman olanlardan uzaklaşmakla aydınlığa erişilmiş olur. Çünkü zulmü onlar başlattı, onlar alkışladı.

Alevilikte gerekli olan bademin kabuğu değil içidir. Yani Tevella ile kişi İlahi gerçeklere dair düşüncelere daldığı görülür. Böylece kendi bilincinde kutsal bir aydınlığın parlayacağı ümit edilir. Kur'an-ı Kerim'de tevella mertebesine erenler için korku ve hüzün olmayacağı bildirilmektedir.(Yunus/10:62-63) Teberra da arınma ve olgunlaşma olduğu gibi insanı yeryüzü tutkularından, gelip geçici varlıklara bağlanmaktan kurtarıp Yaratan ile bütünleştirmek, özünü arıtmak, arındırmak, yücelmek de vardır. Bu da olgunlaşmamış, aydınlanmamış, karanlığın içinden çıkamamış kimselerden uzak kalarak mümkün olur.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —