Mesut Bilal Buğday Bey, yakinen tanıdığım, kültür ve edebiyata düşkün, milli ve manevi hassasiyetlere yürekten bağlı bir arkadaşımız, değerli bir dostumuzdur. Kaleme aldığı, AVM ve Kapalı Çarşı karşılaştırmasını yaptığı yazısını bir solukta okudum. Çok değerli bilgiler, mutlaka hemfikir olduğumuz karşılaştırmalar yapmış. Maalesef bazı mevzularda da aynı düşünceleri paylaştığımı söyleyemeyeceğim.
Değerli dostum;
- AVM`ler elbette insanların çok daha fazla harcamaları için çaba sarf ediyor.
Hatta bunun için türlü hilelere başvurduklarını biliyoruz. Fakat çok uzun
zamanlardan beri Kapalı Çarşı dükkanları da onlardan geri kalır değil.
-AVM`de kullanılan kredi kartı Kapalı Çarşı`da da aynı oranda kullanılıyor.
-Osmanlı döneminde ayıplı mal üreten ve satan esnaf başta kethüdası tarafından
sonra bağlı bulunduğu Lonca tarafından cezalandırılırdı. Ayıplı mal dükkanının
görünebilir yere asılırdı. Hatta meslekten men dahi edilirdi. Çırak/Kalfa/Usta
ilişkisi çok önemliydi. Bu ilişki bu gün maalesef yok. Ayrıca AVM`de satılan
ürün garantili satış, değiştirme ve iade gibi hakları barındırırken maalesef
Çarşı esnafı sadece ürünün değişimini kabul ediyor. Tabi ki bu uygulama esnafın
vicdanına kalmış. Hiçbir AVM mağzasında bırakın kavgayı ağız dalaşına bile
girmezsiniz. Lakin Çarşı esnafında ( dürüst ve vicdanlı esnafımızı tenzih
ediyorum) her türlü sözlü ve fiziki müdahale ile her an karşılaşabilirsiniz.
-AVM`den aldığınız bir ürünü kullandınız bir süre sonra ( bazen bu süre 5-6 ay
olabilir) hata verdiğinde iade edersiniz. Çarşıdan aldığınız ürünü eğer tanıdık
değilse 2 gün sonra bile iade edemezsiniz.
- AVM`de istediğiniz ürünün hem çeşitini bulur, dener, fiyatı net olarak
görürsünüz. Alıp almamak tercihi size ait. Peki çarşıda kaç ürünün fiyatı açık
ve bir üründen kaç defa deneme hakkına sahipsiniz.
-AVM`den aldığınız ürüne taksit yaptırabilirsiniz ve vade farkını görürsünüz.
Çarşıda ise vade farkı esnafa kalmıştır hatta vicdanına kalmıştır. Ayrıca
esnaftan tanıdığın biri yoksa perişan olursunuz.
-Çarşıdaki dükkanlar gibi AVM`deki dükkanlarda ekmek teknesi, teknenin kapısını
AVM`de açarken de Bismillah çekilebilir buna bir mani yok. Besmele ile
dükkanını açan yüzlerce binlerce milyonlarca esnaf olduğu malumumuzdur.
-AVM`deki mağzaya gireni çıkanı takip eden bir çalışan, diğer bir mağazaya
girmeye çalışanı yolundan çevirmeye çalışan bir kişiyi göremezsiniz.
-Çocuğunuz mağazada da ticareti öğrenebilir!
- Esnafların dayanışması mekandan ziyade insani ve ahlaki değerlere verdikleri
öneme bağlı olarak meydana gelebilir. Komşusunun ayağını kaydırmak, dükkanında
gözü olmak, haset ve kıskançlık mekandan ziyade insanların yüreğiyle, vicdanı
ve merhametiyle imtihanıdır.
Değerli dostum, yazılabilecek çok şey var. Lakin benimde niyetim üzüm yemek,
eskiyi yermek asla değil. Ne Kapalı Çarşının düşmanıyım ne de AVM`leri
avukatıyım. Fakat kaptalizim her ikisinde de almış yürümüş. Loncalar tarihe
karışalı çok oldu. Nerde O, Ahi Evran geleneği, hani nerede Fatih Sultan
Mehmet`e ''komşum siftah etmedi diğer ihtiyaçlarını da oradan al'' deme
yürekliliğini gösterebilen esnaf. Senin yazını okuyup geçmek yerine eskilerin
deyimiyle ''Atışma'' yolunu tutmamın ise birkaç nedeni var.Birincisi
fikirlerimiz savaşsın, ikincisi bilirim ki sen buna alınmaz aksine mutlu
olursun. Üçüncüsü körler sağırlar birbirini ağırlar şeklinde ilerleyen
neşriyata bir örnek olsun. ( Tabiki son sözümde tüm basın mensuplarını
kastetmiyorum. Tenzih ettiğim çok sayıda kıymetli basın mensubu var.)
Konumuzu başımdan geçen ve her defasında bu kez olmaz diyerek gittiğim, çok
sayıda Kapalı Çarşı alışverişlerinden birinde yaşadıklarımdan birini anlatarak
tamamlayayım.
İki yıl önceydi.Tatil sonrası İstanbul`a dönmek üzereyken Kapalı Çarşıya
uğradım. Mütedeğin bir dostuma Kur`an okurken kullanması için bir rahle almayı
düşünüyordum. Üç dükkana uğradım. Hepsinde enteresan olaylar yaşadım. Birinde
olanı anlatayım;
-Amca şu rahleye bakabilir miyim?
- (İndirmeden) O ceviz.
-Bakabilir miyim?
-(İşkence çeker gibi bir yüz ifadesiyle rahle iniyor)
-Kaç para amca?
- 180 TL tek çekim yaparım. Peşin olursa 170 olur.
-Tamam amca kalsın.
- 150 olur!
-Sağol amca kalsın.
-Şu ne kadar?
-Sen onu boşver. O çamdan, 140 TL.
-Bakabilir miyim?
-Sen onu boş ver. Bu daha iyi, alırsan nakit 120 TL olur.
Teşekkür edip kapıya yöneliyorum.
-Hadi 110 olsun!
-Kalsın amca.
Adam kızgın ve biraz da tepeden bakarak;
-Sen kaç paralık bir şey arıyorsun?
(Kaç kuruşluk adamsın dercesine)
Kapıdan dışarı adımımı atarken
-Belli ki içinden bize söverken , kızgın bir ses tonuyla almayacaksın niye
indiriyorsun. Diyor...
Ben ise 180 ile 110 arasındaki (halk deyimiyle) ''KAZIK`ı''
düşünüyorum. Adamın tavrı ve incitici ifadelerini düşündükçe neden geldim
buraya diye hayıflanıyorum.
Aynı ürünü 3 sokak ötedeki dükkandan 60 TL`ye alıyorum. Ve adam bana ürünün
ceviz olmadığını ve yapılan eskitmeyle cevize benzetildiğini anlatıyor!!!
Değerli dostum;
Şimdi sen ben ve benim gibi yüzbinlerce insanı düşün, hangisini tercih edelim.
Bu satırların müsebbibi elbette ihtiyacını karşılamaya giden ve müşteri olan
ben değil, böylesine davrananlardır. Bu tavrı gezdiğim hiçbir AVM`de
görmediğimi de rahatlıkla söyleyebilirim. Keşke herşey geçmişteki gibi saf ve
güzel olsaydı. Değerli dostum niyetimiz üzüm yemek...
Selam ve dua ile...