Kahramanmaraş'ta ikincisi düzenlenen Kitap ve Kültür Fuarı hakkında görüşlerini dile getiren Tarihçi,Yazar Mehmet IŞIK, "Memleketimizde bu tür organizasyonların düzenlenir olması şehrimiz, insanımız, kültürümüz ve tarihimiz açısından son derece elzem ve alkışlanası bir durumdur. Bir şehrin, insanları ile birlikte bir bütün olarak maddi ve manevi kültürünü oluşturup geliştirmesi geçmişin, şimdiki zamana ve geleceğe taşınması ile mümkündür." dedi.
Tarih ve kültür dünyasına kattığı eserlerinin ne tür
çalışmalar sonucu ortaya çıktığını ifade eden IŞIK, "Tarih, ciddi bir
sorumluluk isteyen, geçmişten geleceğin inkişafını sağlayan, kendi içinde birçok
metot ve yöntemlere sahip, ayrıca birçok bilim dalı ile birlikte hareket eden bir
bilim dalıdır. Tarih, insanla birlikte başlayıp, yaşadığımız her anla devam
eden bir kavramdır.
Tarihçi, içinde yaşadığı toplumun derinlerine ışık tutan
insandır. Bunun için çok titiz araştırmalar yapar. Bilimsel yöntemlerle
çalışır. Tarih, en temelde kayıtlara dayanır, belgeyle ispat yapmakla
yükümlüdür. Şimdi bu söylenenleri kısaca harmanlarsanız bir tarih çalışmasının
nasıl ortaya çıktığı hakkında size bir ön fikir verebilir. Tabi ki, bu
çalışmalar şimdi bahsettiğimiz kadarıyla sınırlı değildir." dedi.
"TEŞKİLAT-I MAHSUSA
UYANIYOR"
Kitap ve Kültür Fuarı'nda okuyucuları ile buluşacak olan "Teşkilat-ı
Mahsusa Uyanıyor" adlı kitabı hakkında açıklamalarda bulunan IŞIK, "Teşkilat-ı
Mahsusa, bizim son Türk devletimiz, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu öncesi, bu
gün aziz hatıralarını yaşatmaya çalıştığımız kahramanların bir araya gelerek
memleket için bir şeyler yapma gayretinin nüvelendiği bir yapının adıdır. Bugün
çok daha iyi anlıyoruz ki, eğer bu topraklarda huzur ve istikrarın sağlanması
ve devamı sadece bu toprakları içerden korumakla mümkün görünmüyor. Bunu
etrafımızda yaşadığımız, her gün televizyon ekranlarından izlediğimiz,
duyduğumuz olaylar ispat etmektedir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası
sadece Ankara'dan korunamaz, bu bir aynı zamanda tarihsel gerçektir. Yeni
dünyada Ankara korunacaksa, bu ancak memleketin dahiline sahip olmakla
birlikte, Londra'dan, Berlin'den Moskova'dan, Şam'dan, Tel Aviv'den,
Washington'dan haberdar olarak ve kontrol ederek mümkündür. İşte Teşkilat-ı
Mahsusa'nın uyanması da bu noktaya işaret eder. Bu eser, yaşadığımız yakın
dönem olayların "aslında neler oluyor" sorusuna cevap niteliğinde bir
araştırmanın edebi ve tarihsel anlatım biçimidir. Bu vesile ile ulaşabilecek
herkesi fuara davet ediyorum." dedi.
Kitap ve Kültür Fuarı'nda okurlarıyla buluşacak olan Şair
Niyazi KARA, "Her şeyden önce çocuklar gibi sevinçli olduğumu ifade etmeliyim.
Kitap, aş gibi, su gibi bir ihtiyaçtır. Ekmek karnımızı doyurur, kitap
zihnimizi doyurur. Çocuklarımızın, gençlerimizin ve dahi bütün bir şehir
halkının kitapları ziyarete gelmesi, kitaplarla hemhâl olması ne güzel. İşte
bunun için bu büyük düzenlemeye emeği geçen herkese sizin aracılığınızla
teşekkür etmek isterim." dedi.
"BİZ BU ŞEHRİN
ÇOCUKLARIYIZ"
"Çeşm/ Katreden Ummana" kitabını okurlarına imzalayacak olan
Şair KARA, "Biz bu şehrin çocuklarıyız. Havası, ekmeği, suyu bizi bu şehrin
mayasıyla yoğurmuştur. Ki, şükür sebebidir. İnsan, tek başına bütün alemin
örneğidir, bütünüdür ve öznesidir. Onun içindir ki "Her ne arıyorsan kendinde
ara" düsturu itiraz götürmez bir gerçektir. Aslında bu arayış, ta baştan
beridir ve sürecektir. Adını ne koyarsak koyalım en temelde cümle varlığın
sebebi aşk vardır. Vazgeçilmezdir, baş edilmezdir, sırlıdır, sırdadır. İşte
bahsi geçen "Çeşm/ Katreden Ummana" adlı kitabımız bu şehrin tam da orta
yerinde, mecazdan "en azından- hakikat bilgisine ulaştıran bir hikayenin nazım
anlatım biçimidir." dedi.
"BU HİKAYENİN
KAHRAMANLARI HÂLÂ BU SOKAKLARDA GEZMEKTE"
Hikayesinin kahramanlarının Kahramanmaraş ve çevresinde
yaşadığını vurgulayan KARA, "Hikayemdeki karakterler gerçek kişiler, gerçek
hayatlar
Kahramanmaraş, Erzurum, Konya, Malatya, üzerinde yolculuk ettiğimiz
ve maddi havasını teneffüs ettiğimiz yerler. Lakin aşkın maddi yönünden ziyade iç
alem yolculukları ve insana kattıkları hiçbir maddi değerle karşılanamaz. Bunu
hakikaten yaşayan bilir. Bu hikayenin kahramanları hâlâ bu sokaklarda gezmekte,
günlük işleri ile uğraşmaktadır. Kim sorusuna ancak tek kişilik cevap
verebilirim. O da herkesin bildiği ve bileceği üzere benim. Ya diğeri? İşte o
sır tarafında kalması gerekendir. Allah biliyor." dedi. (SAFA GAYRET)