Sevgili Okurlarım! Peygamberimizin dünyaya teşriflerinin yıl dönümünü hep birlikte kutladık ona ümmet olmanın mutluluğunu yaşadık. Bugünkü yazımda, siz değerli okurlarıma O'nun örnek ahlakından, yaşantısından ve Müslümanlara sunduğu güzelliklerden söz etmek istiyorum. Bilindiği üzere Peygamberimiz yumuşak huylu, alçak gönüllü, mütevazı tavırlı, merhametli, üstün ahlâk sahibi bir peygamberdi. Kendisine güvenilirdi, adaletliydi, sözü, özü doğruydu, bilimi hayata hâkim kılmaya çalışırdı. İktisaden güçlü olmayı, insanlara hayır yollarını açmayı, bilerek konuşmayı, bilim, hikmet ve marifet pınarlarından beslenmeyi isterdi.
İslam'ı bir bilim düşüncesi, Müslümanı da bir
bilim tutkunu olarak görürdü. Sürekli verimli olmayı, canlı, hareketli ve
üretken olmayı isterdi. Ayıpları örtmeyi, düşünce ve davranışta gayrimüslimden
daha büyük bir duyarlılığa ve açıklığa sahip olmayı arzu ederdi.
Her yerde ve her zeminde mevcut
olması gerekli olan dindarlığın, dürüstlüğün müslümanda gözle görülür,
hissedilir olması gerektiğini söylerdi. İnsanın benliğini deşifre eden ve
içinde kin, şiddet ve nefret izlerini taşıyan ham ahlâktan zarifliğe, sevgiye,
merhamete, güzel ahlâka, daha sosyal, daha kapsamlı ve daha canlı hayata hicret
etmeyi isterdi.
İnsanın içindeki karmaşıklığını
gidermesini ve zaman içinde iyiye, güzele, doğruya değişimi gerçekleştirmesini
söylerdi.
İnsanın, zihniyet ve ahlâk yapısında
çürümeye ve bozulmaya yüz tutmuş alışkanlıklarından arınarak erdemliğe, yüce
duygulara yükselmesini isterdi. "Servetimizi meşru yollarla kazanmalıyız ve bunu
toplumun hizmetine sunmalıyız" derdi.
Yalan söylemekten, aldatmaktan,
kandırmaktan uzak durmayı, vicdanlı ve namuslu olmayı ve ahlâkın yüce
değerlerine sahip çıkmayı isterdi.
Şiddete, hileye başvurmamayı,
havadan para kazanmamayı, daha çok kazanmak için daha çok çalışmalıyı, sefahat
türü eğlencelere ve aşırı israfa, gösteriş ekonomisine yönelik harcamalardan
sakınmayı isterdi.
Sonuç olarak Allah için sevmeyi,
Allah için yaşamayı ve O'nun rızasına ermek için yaşamayı isterdi.