Eğt.-Kült.

Eğt.-Kült. Haberleri

Maraş ve Kahramanlık

M. Nedim Tepebaşı

Maraş ve Kahramanlık

Hani diyorlar ya; "…olunmaz, doğulur", bu deyişten kinaye ben de derim ki; insanlar, kahraman olarak doğmazlar, kahraman olurlar.

Bu bağlamda Maraş, benim bildiğim şekliyle iki sefer kahraman olmuştur; birsi doğal, diğeri suni. Gerçek anlamda inanarak yani iman gücüyle ve gerçek bir kahraman edasıyla, kendisine yakışanı yapan Maraş halkı, Fransızları, geldiğine pişman ederek şehirden atmıştır. Kahramanlığın asıl ve has olanı işte budur. Suni olanı ise, biraz da Antep ilinden mülhem, biraz da zorlanarak, bastırılarak alınmış olanıdır. Yani temelinde var olanı isimleştirerek, çağrışım yapması hedeflenmiş olanıdır.

Tarihin seyri içerisinde yaşananlara bakılırsa; kahramanlığı bilindiği halde, görünür ve işitilir kılmak anlamında, Maraş ismine "Kahraman" kelimesinin eklenmesi, biraz da toplumun ruhunu okşamaya, yapılamayanların örtülmesine yöneliktir. Biraz da şova yönelik olan bu işin getirisine inananlar, işi tam da yarışa dönüştürmüşlerdi ki; daha ileriye gitmeden, yarışma Urfa'da son buldu.

Başkalarını bilmem ama bana göre önemli olan, kişilerin veya kentlerin isminin başına sonradan ulanmış unvanlar değil, kendi iman ve bilek gücüyle elde edilen kazanımları kahramanlıktır. Maraş için asıl üzerinde durulması ve kuşaktan kuşağa anlatılması gereken kahramanlık da budur.

Ben şahsen Maraş için isminin başına "Kahraman" eklenmesinden çok, Kurtuluş Mücadelesinin içinde barınan birkaç noktayı önemserim ve "Kurtuluş" denildiği zaman, bunların yeniden yaşanmasını ve algılanmasını arzularım. Bunlardan birincisi; halkın, her sabah kalktığında, bayrağımızın kale burcunda dalgalandığını görme aşkıdır. Nitekim Milli Mücadele'nin kıvılcımı, bir sabah, bayrağımızın burçta görülmemesiyle bütün kent insanının gönlüne düşmüş ve bu acı durum, Maraşlıların gönüllerini ve ciğerlerini yakmıştır. İşte bu aşk ve bağlılık, en az o günkü haliyle, nesillerden nesillere devreden bir miras olmalıdır.

Önemsediğim bir diğer husus; hürriyetin, Maraş halkıyla özdeşleşmiş olmasıdır. Her ne kadar son zamanlarda, ülke genelinde görülen kültürel farklılaşma ve zayıflama, şehrimiz halkı üzerinde de etkili olsa da Maraş halkı için minarelerden ezanın okunması ve Kale'de bayrağın dalgalanması olmazsa olmazlardandır. Bu bağlamda, her Maraşlı bilir ki; Cuma namazının eda edebilmesinin ilk şartı hür olmaktır, hürriyetin alâmet-i farikası da Kale'de bayrağımızın sürekli dalgalanıyor olmasıdır. Bu inancın verdiği cesaret ve kararlılık, Ulu Cami'de imam efendiye; "Size Cuma namazı kıldıramam." dedirtmiş, halka da bayrağımızı, inşallah bir daha inmemek üzere, burçlara yeniden diktirmiştir.

Bu aşk ve şuur en son başvurulacak stratejiyi de gündeme getirmiş, her biri savaş uzmanı gibi taktikler geliştiren Maraşlıları, en son çıkış yolu olarak, kadınları ve çocukları çıkardıktan sonra şehri ateşe verip düşmana teslim etmeme kararlığında birleştirmiştir. Yani bu başarı asla kolay kazanılmamıştır. Bu olaylar ve yaşananlar unutulmamalı ve unutturulmamalıdır.

Kurtuluş ile ilgili önemsediğim diğer önemli bir konu da; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, kurtuluş savaşına katılanlara madalya vermek için ''şehirde Kurtuluş Savaşı'na katılanların bildirilmesi'' isteğiyle Maraş Vilayetine gönderdiği yazıya, şehrin ileri gelenlerinin ortak kararıyla; "Maraş`ta Milli Mücadele`ye katılmayan tek bir fert bile yoktur"  cevabıdır.

Şahsen Maraş adına önemsediğim bu durum ve algıların, özellikle çocuklarımıza ve gençlerimize, tam olarak anlatılması gerektiğini de önemsediğimi belirtmek isterim.

Kurtuluş Bayramı etkinlikleri çerçevesinde öncelikle, ülkemizin ve kentimizin, dış güçler tarafından neden işgal edilmek istendiğinin çocuklarımıza ve gençlerimize çok iyi anlatılmasında zorunluluk vardır. Ayrıca, ülkemiz ve İslam coğrafyası üzerinde, geriden ileriye doğru uzun yıllara sâri Amerika, İngiltere, Fransa gibi devletler başta olmak üzere, diğer Batılı devletlerin yanı sıra Rusya ve İran gibi komşu devletlerin de ülkemiz üzerinde, dünden bugüne ve geleceğe ait, stratejik hesap ve planlar kurduklarını, özellikle gençlerimize iyi anlatmamız gerekmektedir.   Bir de her bir gencimize, ülkemizin ve bütün insanlığın selameti için gece gündüz demeden, karınca gibi çalışılması gerektiği şuurunu vermek zorunda olduğumuzu unutmamak gerekir.

"Kurtuluş" ya da "Kurtuluş Bayramı Etkinlikleri" denildiğinde ben, bu inanç ve doğrultuda programlar icra edilmesini beklerim ve bunları önemserim.

Bana göre, Maraş işgal edilmemiş, işgal edilmek istenmiştir. Maraş halkı, bu niyeti ve gerisindeki planı çok iyi anlamış ve hiçbir talimat beklemeden, "İş başa düştü" deyip gereğini hakkıyla yapmıştır.

Olayları doğru algılamak ve yorumlamak, yanlış anlaşılmaktan ve yanlış algıdan da kaçınmak durumundayız.

Şehrimizden düşmanın atılmasını kutlarken, arkadan gelen neslimize bunları doğru olarak aktarmaya gayret etmeliyiz. Bu yapılmadığı zaman, yapılan tören ve icraatlar, yasak savma kabilinden öteye geçmeyecektir.

Ben, bu vesileyle geçmişten günümüze, vatanımız uğruna başla-canla mücadele eden ve bu yolda canlarını feda eden şehitlerimizi ve gazi olarak hayatta kalıp da vefat eden gazilerimizi minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Hayatta olan gazilerimize de sağlık ve huzur dilerken onlara da şükranlarımı arz ediyorum.



1

Kahramanmaraş’ta Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu

2

“Her Türlü Afet ve Acil Duruma Hazırız”

3

Kahramanmaraş’ta emlakçılık sektörüne yeni bir boyut geliyor!

4

Sinan Akçıl, Şarkılarıyla Unutulmaz Bir Gece Yaşattı

5

İstiklalspor Basketbol Takımı Fırtına Gibi Başladı! 77-66’lık Zafer