Tarih: 18.01.2017 10:04

İl Başkanı Özdemir: ''Halkın Güçlü Olduğu Sistem''

Facebook Twitter Linked-in


İşte o röportaj:


Yeni Anayasa Türkiye'ye neler kazandıracak?


Yeni anayasa bir dönüşüm sistemi. Yeni bir hükümet sistemi aslında.  Her ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi'nin devlete karşı sistemini değiştiriyor iddiasına karşın anayasamızda ‘'Türkiye Devleti bir Cumhuriyet'tir'' der ve devlet sisteminin Cumhuriyet olduğunu açıkça söyler. Başkanlık sistemi hükümet sistemidir. Hükümet etme sistemidir ve doğrudan hem temsilin en zirve noktasıdır. Aslında biz AK Partili yöneticiler olarak, bütün sistemimizi vatandaşımızın beklentisine ve onun tercihine göre şekillendiririz.   Başkanlık sistemi de bunun ta kendisi.


 Bakın dünyanın ekonomisi güçlü ülkelerde hepsinde doğrudan temsil vardır. Başkanlık sistemi diye söylemiyorum. Sistemin adı başka bir şey olabilir ama hepsinde doğrudan temsil vardır. Doğrudan temsil nedir? Vatandaş kendisini yöneten en üsteki kişiye kendisi karar verir. Biz de şu anda nasıl? En üstteki adamı seçmek için arada birini milletvekilini seçiyoruz ve milletvekili de onu seçiyor. 2010 referandumu böyle. Aslında bunu biraz değiştirdik ama neticede yine seçim sistemimiz dolaylı temsil. Biz milletvekilimizi seçiyoruz milletvekili de başkanı seçiyor. Şimdi biz vatandaşımıza diyoruz ki sen Tepe`de ki direk adamını seç. Böyle bir hak veriyoruz sana diyoruz. Bu hakkı vermek aslında kendini sınırlamaktadır. Başkan için söylüyorum. Kendisini vatandaşın beklentisini karşılamadığını gün oradan indirecek demektir. Bizim bundan bir korkumuz yoktur. Çünkü biz vatandaşla birlikte yaşıyoruz. Bizim gibi karizmatik iktidarların ve liderlerin olduğu ülkelerde bu sistem elverişli bir sistemdir. O yüzden çok başarılı olacağını düşünüyorum.


Referandum Sürüce Süreci Başladı mı?


Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili tabii ki vatandaşı doğru bilgilendireceğiz. Bazı insan bilmediği şeye çok tepki gösterebiliyor. Örnek söyleyeyim bir yasa çıktı hatırlarsanız bir ay önce. Küçük yaşta evlilikleri düzenleyen bir yasaydı. Kamuoyunda çocuk istismarı diye lanse edildi ve bu imajdan kurtulamadı. Aslında neydi biliyor musunuz?  Türkiye`deki mahkemelerden gelen 3 bin tane hâkimin talebiydi aslında o. Köylerde birbirlerini sevmiş evlenmiş iki küçük çocuk, hamile kalmış bebekleri olmuş ama doğum sırasında hastaneye gittiklerinde hastanede kızın yaşının küçük olduğunu öğrenmişler ve çocuğu almışlar cezaevine koymuşlar. Çünkü yasa gereği yaşı küçük ilişkiye girmek suç. Bunların önüne geçmek için bir yasa çıktı ama kamuoyunda farklı yansıtıldığı için tepki oluştu. Şimdi anayasa sistemi ile ilgili öyle bir tepki oluşmasın diye bizim ilk yapacağımız şey; bu sistemin ne olduğunu ve vatandaş lehine ne kadar düzenlemeler içerdiğini gidip kamuoyuna yani vatandaşımıza anlatarak başlayacağız.


 


İkinci Turda bir Problem oluşur mu?


Hiçbir problem oluşmayacak. Şöyle olur; güreşçi müsabakaya çıkar yenilir. İkinci maçı alırım der orada da yenilir. Üçüncü maçı alırım der orada da yenilir.  Ne yapalım olmadı derler herhalde onlarda muhalefet partisi onu diyecekler şimdi. Bakın komisyondan geçmeyecek dediler, komisyondan geçti ve komisyondan geçmeyecek diyenlerden üye vardı. Birinci tur oylamada geçmeyecek diyorlardı. Birinci tur oylamada geçmişse yani üzerinde konuşulacak bütün konular konuşulmuş oluyor. Aslında ikinci tur oylamaya zaten işinin prosedürü kaldı.


Halkımız diyor ki ‘'Cumhurbaşkanı Erdoğan' giderse ne olacak?''


Bu sistemin güzel bir tarafı var. Bu sistem birbirini kontrol eden bir sistem. Söylenildiği gibi Başkana sınırsız yetki ve güç veren bir sistem değil. Aynı zamanda parlamentoya da güç veren yetki veren bir sistem. Dolayısıyla bunlar birbirini kontrol altında tutuyorlar. Sisteminiz iyi kurulduğu zaman artık başkanın kim olduğunun önemi kalmayacak. Yani tabi ki Cumhurbaşkanımız çok ileri düşünceleri olan çok ufku açık büyük bir siyasetçi. Cumhurbaşkanımız bu sistemi kurduğunda altında ki gerekçesi şu:'' Türkiye`yi diyor 2023 vizyonuna taşımak istiyorum.'' diyor. Türkiye`ye 2051 - 2071'e taşımak istiyoruz diyor Niye diyor biliyor musunuz? Bu sistem kurulduğunda artık başkanın kim olduğunun önemi kalmayacak her zaman Türkiye`de güçlü bir iktidar olacak. Her zaman da halkın istediği kişi iktidar olacak yani iktidar olanın muktedir olma gibi bir sıkıntısı olmayacak sistem kurulduğu zaman.


 Amerika Birleşik Devletleri`nde hangi başkan gelirse gelsin Amerika`nın haklarını savunuyorlar. Amerika`nın haklarını savunmadıkları zaman onlar gidiyorlar. Şimdi bizim sistemimizde de gelecek kişi halktan gücünü almış ve doğrudan seçilmiş halktan beslenen ve onun taleplerini karşıladığı sürece orada duracak.  Taleplerini karşılamadığı zaman gidecek olan kişi. O zaman sizde de hiçbir sıkıntı yaşanmayacak diye düşünüyorum.


MHP İle yerelde İşbirliği İçerisinde misiniz?


 15 Temmuzdan sonra MHP`li, AK Partili, CHP'li, Saadet Partili, diye bakmıyorum. Vatanını milletini düşünen ve bunu kendine şiar edinmişler, bir de menfaatçiler olarak bakıyorum. Milliyetçi Hareket Partili kardeşlerimiz, ülkücü kardeşlerimiz gibi bu vatan için millet için içinde sevda taşıyan herkes ile birlikte istişare ediyoruz ve çalışıyoruz. Yani ben İl Başkanı olduğum dönemde 15 Temmuzdan öncesinde söylüyorum; Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanımızla ve Milliyet Hareket Partisi İl Başkanımızla haftada mutlaka bir defa veya iki defa görüşmemiz olur.  Zaman zaman istişare yaptığımız olur. Çünkü onlar da bu şehrin daha iyi yönetilmesi için çalışıyorlar, biz de bu şehrin daha iyi yerlere gelmesi için çalışıyoruz. Bu noktada Milliyet Hareket Partisi ile yaptığımız mutabakat bir anlamda ‘'Toplumsal Uzlaşmadır'' aslında. Bunun gereği olarak da bugünlerde tabii ki Milliyetçi Hareket Partisi il başkanımızla daha çok konuşuyoruz.


Hatta daha somut örnek verebilirim. Dün gece konuştuk telefonda uzunca bir süre. İstişarelerde bulunduk. Buna uzlaşma ortaklığı işbirliğiyle bakmıyorum. Onlar da bu şehir için, ülke için, kaygı taşıdıkları için. Bu ülke için kaygı taşıyan içinde bu sevdayı taşıyan herkesle diyalog kurarız.


CHP'nin tavrını Nasıl buluyorsunuz?


15 Temmuz süreci ve Yenikapı bize bir yol açmıştı aslında. Yani Başbakanımızla bu yeni yolda hem Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanıyla hem de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanıyla zaman zaman istişarelerde bulundu. Bazı özel konuları paylaştı. Biz istiyoruz ki onlar muhalefetlik tabii ki yapsınlar. Çünkü onların siyaset anlayışıyla bizim siyaset anlayışımız birbirine uymuyor. Doğal olarak muhalefet olacak ama muhalefet iki şekilde olabilir. Bir yıkıcı muhalefet olabilir. Bir de yapıcı muhalefet olabilir. Bize yanlışlarımızı söyleyebilirler. Kendi doğrularını bize anlatabilirler. Biz de kendi doğrularımızı anlatırız ve doğru tektir ve bir noktada buluşuruz. Ya onlar bizi ikna ederler ya da biz onları ikna ederiz.  Ama onlar böyle yapmıyorlar. Onlar şöyle diyorlar; ‘'Bizim durumumuz budur. Siz bunu kabul ettiniz mi?'' diyorlar bize. Bizde bizim doğrumuz şu gelin bunu konuşalım dediğimiz zaman biz oynamıyoruz diyorlar. Onlar hemen oyundan çıkıyorlar ya da işte oyunu bozuyorlar.


Tabii bu vatandaşın nazarında göreceksiniz sandıkta karşılığını bulacak. Şuna çok dikkat edin Yenikapı`da 5 milyon kişi vardı. 5 milyon AK Partili vardı demiyorum ama 5 milyon kişi vardı.  Kimdi bu 5 milyon kişi? Biz artık bir araya geliyoruz dediğimizde, çok iyi yapıyorsunuz, biz de size destek olalım, bakın biz de sizi takdir ettiğimizi gösteriyoruz diye oraya gelmişlerdi. Şimdi bundan ayrılıyorum ben sizinle bunu oynamıyorum diyen vatandaş takdir etmiyor ve cezalandırılacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi referandum sonucunda o kürsü yıkmanın, oraları işgal etmeye çalışmanın,  bozgunculuk yapmanın karşılığını görecektir.


Referandum Sürecinde Kaç Oranında Oy Bekliyorsunuz?


Biz daha önceki referandumda  %80 oy vermiştik. Tabii ki bunun altına inmeyi düşünmüyoruz. Şimdi Milliyet Hareket Partisi ile de bir uzlaşma mutabakatıyla bu seçime giriyoruz. Öncelikle hedefimiz Türkiye birincisi olmak, ikinci olarak da daha önceki referandumda verdiğimiz oyun üstüne çıkmak. Yani % 80`in üzerine çıkmayı planlıyoruz


 


Sivil Anayasa'nın içeriği ile bilgi verir misiniz?


Sivil anayasa aslında bizim topyekûn 1982 anayasasının tüm kötü anıları ile birlikte ortadan kaldırmayı planladığımız bir anayasa çalışmasıydı. Fakat biraz önce de söyledim, Cumhuriyet Halk Partisi o anayasa komisyonu çalışmalarında bizim Hükümet Sistem önerimiz başkanlık sistemi deyince ben oyun oynamıyorum deyip kaçmıştı, masadan kaçmıştı o zaman. Bizim de sivil anayasa çalışmamız o dönemden sonra askıya alındı. Bizde artık bu bir uzlaşma ile olmuyorsa diye bunu ötelemiştik. Şimdi yapmaya çalıştığımız şey yine 1982 anayasasının o askeri mantığı ile yapılmış izlerine ortadan kaldırmaya yönelik bir çalışma. Aslında 18 maddelik çalışma ama bunu devamının gelmesi gerekir. Hükümetimizin MHP ile uzlaşması devam ederek 18 maddelik düzenlemenin yasal mevzuatını da hazırlayacağını düşünüyorum. Öncelikle bu yasal mevzuatta doğal olarak o sivilleşmeyi biraz daha hızlandıracak. Bunun devamında yepyeni bir sivil anayasa yapmak kaçınılmaz diye düşünüyorum. Bu toplumun da buna ihtiyacı var. RÖPORTAJ: MUSTAFA ALYAZ


 





Orjinal Habere Git
— HABER SONU —