Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, AK Parti Kahramanmaraş Gençlik Kolları Başkanlığının organize ettiği `Büyük Gençlik Buluşması`nda 16 Nisan referandum öncesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında gençlerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, ''İdlib`de yapılan, Rusya ile Amerika`nın, büyük devletlerin, o sahada maalesef çocuklar ve kadınlar üzerinden bilek güreşi yapmalarıdır. Bu asla 21. yüzyıl dünyasına yakışan bir görüntü değildir.'' dedi.
Kaynak, Necip Fazıl Kültür Merkezi`nde düzenlenen ''Gençlik Buluşması'' programında yaptığı konuşmada, Türkiye`deki gençliğin hem ülkenin geleceğiyle hem de dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğrayan varsa onunla ilgilenen bir gençlik olduğunu söyledi.
Kendisinin de imam hatip lisesi mezunu olduğunu bildiren Kaynak, 2007`de AK Parti`den milletvekili adayı olduğu dönemde, Elbistan`ın İğde kasabasında bir gencin, ''İmam hatip lisesi mezunuyum. Kaç puan alırsan al, hiçbir üniversiteye giremezsin.'' sözlerini aktardı.
Bunların acı hatıralar olduğunu ifade eden Kaynak, şunları kaydetti:
''Hani egemenlik kayıtsız şartsız milletindi? Peki bu kararlar nasıl alınabilir? Yüzde 99`u Müslüman olan bir ülkede, dini için, ezanı için, Kur`an-ı için, bayrağı için gözünü kırpmadan can verebilen bu milletin evlatlarına bu zulmü kim, hangi yetkiyle yapabildi. İşte milletten yetki almayanlar, egemenliğin kaynağını millet olarak görmeyenler yaptılar. İşte şimdi getirdiğimiz bu 18 madde bu garantiyi sağlıyor. Diyoruz ki millet adına kanun çıkartacaklar, doğrudan millet tarafından seçilsinler, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi oluşsun.''
Bir gencin, ''Milletvekili sayısına'' ilişkin sorusu üzerine Kaynak, bu sayıya itiraz eden CHP`nin, milletvekili sayısı 450`den 550`ye çıkarken o zaman Doğru Yol Partisi ile beraber anayasa değişikliği yaptığını, Türkiye`nin nüfusunun o zaman 60 milyon bile olmadığını anımsattı.
CHP`nin 600 milletvekiline ilişkin Meclise teklifinin bulunduğunu aktaran Kaynak, ''Milletvekili sayısı ne kadar çok olursa milletin kendisinin sesi de o kadar çok olur. Avrupa`da ortalama 50 bin kişiye bir milletvekili düşer, bizde ortalama 112 bin kişiye bir milletvekili düşer. Bürokratik oligarşiye laf söyleyen yok ama milletin temsilcisine laf söyleniyor. Bizim nüfusumuz 80 milyon ve nüfusu gelişen bir ülkeyiz. Bizim sadece 9,5 milyon 18-25 yaş arasında nüfusumuz var.'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu`nun, TBMM`de, milletin parasıyla kendi haberleşme giderleri olarak 2 milyon lira harcayan vekiline hesap soramadığını ama milletin temsilcilerinden hesap sorduğunu anlatan Kaynak, milletin temsilcilerinden korkulmaması gerektiğini vurguladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu`nun, ''Suriye bataklığında ne işiniz var'' söylemine de değinen Kaynak, Ortadoğu`nun bataklık olmadığını, bu bölgenin hemen hemen bütün peygamberlerin dünyaya gözlerini açtığı yer olduğunu söyledi.
Kaynak, şu değerlendirmelerde bulundu:
''İdlib`de yapılan, Rusya ile Amerika`nın, büyük devletlerin o sahada maalesef çocuklar ve kadınlar üzerinden bilek güreşi yapmalarıdır. Bu asla 21. yüzyıl dünyasına yakışan bir görüntü değildir. O masum çocukların maruz kaldığı vahşete insan olan hiç kimse, vicdanı olan hiç kimse dayanamaz. O yüzden Suriye meselesi başlayınca Recep Tayyip Erdoğan, `Bu bir insanlık meselesi` demiştir. Elhamdülillah bizim milletimiz vicdanlı bir millettir. Biz buna duyarsız kalamayız. İşte bütün bu dertlerin ilacı genç kardeşlerimizdir. Suriye`deki o ateşi söndürecek olan gençlerdir. Sizin lideriniz, sizin reisiniz, sizin hükümetiniz, sizin içindeki hainlerden temizlenen şerefli kahraman silahlı kuvvetleriniz.''
Kaynak, Suriye`de Fırat Kalkanı Harekatı`nda 8 ay Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Özgür Suriye Ordusu`nu destekleyerek Türkiye`ye oradan gelen roket, bomba, canlı bomba, DEAŞ ve PKK`lı teröristleri önlediğini vurguladı.
Fırat Kalkanı Harekatı süresince hiç ''Masum sivil insan öldürdünüz'' iddiasıyla karşılaşmadıklarını aktaran Kaynak, ''Musul`da operasyon yapan Bağdat kuvvetleri, dedi ki `Biz operasyonu durduruyoruz çünkü yanlışlıkla 150 insanın ölümüne sebep olmuşuz.` Rakka`da operasyon yapan ABD de dedi ki `Ben de durduruyorum, ben de 400 masum insanın ölümüne sebep olmuşum.` Bizim ordumuz, bizim milletimizin evlatları, bir tane sivil kaybı, dünyanın hiçbir yerinde bizim karşımıza koyamazlar. Yok çünkü. O yüzden El-Bab uzun sürdü. Allah`ın izniyle zafer inanların olacaktır ve zafer yakındır.'' diye konuştu.