Hemşiresinden doktoruna,
teknikerinden hizmetlisine vefakar ve cefakar sağlık çalışanlarının tamamı,
vazifelerini büyük bir sorumluluk ve çok yüce bir kutsiyetle yerine
getirmektedirler.
Sağlık çalışanları; olağan koşulların yanında
savaş, afet, salgın gibi her türlü olağanüstü koşulda da insanımızın imdadına
en önde yetişerek yardım ellerini uzatmaktadırlar. Bu nedenle de tüm dünyada
olduğu gibi ülkemizde de toplum nezdinde saygın bir yere sahiptirler.
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de
nispeten hissedilen Corona virüsü olayı için de aynı durum geçerlidir. Hizmet
basamağının en tepesindeki sağlık çalışanından en altındaki sağlık emekçisine
kadar, ülkemizin dört bir yanında görev yapan sağlık çalışanlarının tamamı, bu
virüsle mücadele için adeta seferber olmuşlardır.
Sağlık çalışanları tüm bunlara rağmen bu yıl da
"Tıp Bayramı" olarak kutladıkları 14 Mart'a hüzünle girmektedirler. Çünkü döner
sermaye adaletsizliğinden şiddet korkusuna, ağır iş yükünden karşılığı
alınamayan icap nöbetine, sözleşmeli istihdamından hizmetlilere memur kadrosu
verilmemesine gibi pek çok temel sorun çözüme kavuşmuş değildir.
Sağlık çalışanları; haklı olarak bu sorunlar
altında artık ezilmek istemiyorlar
hak ettiklerinin karşılığını bir an önce
almak istiyorlar
bayramlarını bayram gibi kutlamak istiyorlar. Döktükleri alın
teri ile verdikleri mücadeleyle bunu hak ediyorlar.
Sağlık-Sen olarak, istendiği taktirde bu
sorunların çözüme kavuşacağına inanıyoruz. O nedenle de yetkilileri adım
atmaya, sağlık çalışanlarının sorunlarını ötelememeye davet ediyoruz.
Unutmamak gerekir ki sağlık çalışanlarının yüzü
gülerse, Türkiye çok daha fazla gülecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle sağlık emekçilerinin 14
Mart Tıp Bayramı'nı kutluyor, gerek özel yaşamlarında gerekse çalışma
yaşamlarında huzur ve mutluluklar diliyoruz.