21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü
Gündem 20.03.2020 08:49:15 0

21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü

‘'Down sendromlu bireyler güçlü iletişim becerileriyle sosyal ve günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığa sahip, çeşitli spor dallarında başarı kazanabilen, meslek sahibi olarak topluma entegre olan kişilerdir”

SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Görevlisi Uzm. Fizyoterapist Hatice Adıgüzel, ‘'DownSendromlu bireyler güçlü iletişim becerileriyle sosyal, günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığa sahip, çeşitli spor dallarında başarı kazanabilen, meslek sahibi olarak topluma entegre olan kişilerdir'' dedi.


Adıgüzel, "21 Mart Down Sendromu (Trizomi 21) Farkındalık Günü'' dolayısıyla yaptığı açıklamada, DownSendromunun genetik bir farklılık, artı bir kromozom fazlalığıyla oluşan bir hastalık olduğunu anımsattı.


Down Sendromunun,
yeni doğanın mental ve fiziksel problemlerini içeren en sık kromozom anomalilerinden biri olduğunu belirten Adıgüzel, "İnsan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken,bu bireylerde bu sayı, üç adet 21. kromozom bulundurmasıyla 47 olmaktadır. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme nedeniyle, 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelir" ifadelerini kullandı.

 

EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ KROMOZOMLARIN YANLIŞ BÖLÜNMESİDİR

Günümüzde Down Sendromunungebelik sırasında ya da doğumda tanımlanabilen bir durum olduğunu kaydedenAdıgüzel, şu bilgileri verdi:


"Down Sendromunun görülme sıklığı ortalama 1/600-800 doğum olarak bilinmektedir. Toplumlar arasında ciddi farklılıklar göstermemekle birlikte, dünyada bu oran her 10 bin doğumda 10'dur. Ülkemizde Down Sendromlu doğan canlı bebek oranları;ortalama 8-10/ 100,00 olarak rapor edilmiştir.

 

Down Sendromu için en önemli risk faktörükromozomların yanlış bölünmesiolarak bilinmektedir. Diğer risk faktörleri ise; anne yaşı>35, baba yaşı >45-50 olması, gebelik hormonları, immün sistem problemleri, gebelikte röntgen-radyasyon-ilaç kullanımı, TV, yüksek frekanslı yayılan akımlar gibi çevre kirliliği, havadaki azot, kurşundur. Ancak direkt sorumlusu henüz bilinmemektedir."


FİZİKSEL BELİRTİLER

DownSendromunun fiziksel belirtilerine de değinenAdıgüzel, "Belirtiler, ense kalınlığı, alnın ve iki göz arasının genişliği, yassı ve basık burun, küçük kulak, dar kulak kanalları, düz saç, gevşek kaslar (hipotoni), eklemlerde aşırı elastikiyet (laksidite), avuçta simian çizgisi olarak bilinen el ayasının tek, başın küçük ve yassı olması, ensenin geniş ve kısa olması, kafatasında bulunan stürların (fontanellerin) geniş ve daha geç kapanmasıdır. Ancak her bireyde tüm bu fiziksel özelliklerin tamamı gözlenmez" şeklinde konuştu.

 

DOWN SENDROMLU ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ

Erken çocukluluk döneminde yapılacak erken müdahaleyleDownSendromlu bireylerin verilecek destekle toplumla içicebir yaşama her açıdan dahil olabileceklerinin altını çizen Adıgüzel, bu konuda eğitimin önemini, "İmkan tanındığında her alanda eğitilebilirler, meslek edinebilirler ve topluma kazanç sağlayabilirler. Günlük yaşamlarında bağımsızlık kazanırlar. Ancak bunlar için erken yaşlardan itibaren Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, özel eğitim ve dil-konuşma terapisine, çeşitli takım ve bireysel spor aktivitelerine ihtiyaç duyabilirler. Planlı ve programlı bir profesyonel destek almaları halinde yaşama katılımları önemli ölçüde kazanılmaktadır" sözleriyle dile getirdi.

 

ÜNİVERSİTE DÜZEYİNE GELİP, MESLEK SAHİBİ OLABİLİYORLAR

Adıgüzel, bu bireylerin motor becerilerinde, dil-konuşma ve iletişim becerilerinde gecikme, mental problemler ve emosyonel zorluklar yaşayabildiklerini belirterek, şunları kaydetti:

 

"Normal motor gelişim basamaklarında gecikmeler olduğu bilinmesine rağmen, bu bireylerin erken dönemde başlanarak devam eden fizyoterapi ve rehabilitasyonla, zamanla bu motor becerileri yakalayarak fiziksel bağımsızlıklarını tam kazanabilmektedir.Bunun dışında dil-konuşma ve iletişim becerileri de bireysel ve özel eğitim programlarıyla geliştirilebilir, eğitim seviyeleri de üniversite düzeyine getirilebileceği gibi çeşitli meslek sahibi de olabileceklerdir."

 

Adıgüzel, bu bireylerde ek olarak gözlenebilen diğer sağlık sorunlarınışöyle sıraladı:

 

"Konjenital kalp hastalığı (yüzde 40-60 oranında atriovetrikülerseptaldefekt/ventrikülerseptaldefekt), nörolojik sistem sorunları (West sendromu+ düşük beyin ağırlığı, beyin sapı ve beyincikte küçüklük), ortopedik problemler (kalça çıkığı, ayaklarda ileri düzeyde düz tabanlık, boyun omurlarında yeterli bütünlüğün olmaması (atlanto-aksialinstabilite), dizlerin aşırı geriye kaçması (rekurvatum) gibi postüral problemler), sindirim sistemi problemleri, görme problemleri, işitme problemleri, endokrin sistem problemleri (tiroid ve infertilite), solunum yolu problemleri, kanser riskleri,otizmde görülen davranış paternleri ve obezite."

 

SPOR AKTİVİTELERİNE YÖNELMELERİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Özellikleobezite riski, motor açıdan kas gevşekliği ve aşırı eklem esnekliğinin bulunması nedeniyle bu bireylerin spor aktivitelerine yönlendirilmesinin çok büyük önem taşıdığını vurgulayan Adıgüzel, şöyle devam etti:

 

"Bu bireylerin bebeklik çağında başlayan fizyoterapi ve rehabilitasyon sürecinde; fizyoterapist aile iş birliği ile aileler, bebeklerini terapatik açıdan nasıl tutup-taşıyacaklarını, besleyeceklerini, oral-motor becerilerini artırmanın yollarını, oyuncaklarla nasıl motor gelişimi destekleyerek oynatabileceklerini, gelişim süresince nelere dikkat etmeleri gerektiğini öğrenebilirler.

 

Çocukluk çağında ise bu bireylerin rehabilitatif yaklaşımları değişmektedir. Bu çocukların fiziksel uygunluk düzeyleri kendi yaş gruplarındaki çocuklardan daha düşük olabilmektedir ya da ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde kendi yaşıtlarına göre 2 veya 4 yıl geride olma olasılıkları bulunmaktadır.

 

Bu nedenle fizyoterapi programlarının dışında, çeşitli spor aktivitelerine ya da fiziksel eğitim programlarına yönlendirilmeleri önem arz etmektedir. Koruyucu, önleyici sağlık hizmetlerinin de kapsamında olan obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet gibi çeşitli kronik hastalıkların önlenmesi açısında da bu spor dallarına teşvik edilmeleri önemlidir.

 

DownSendromlu bireylerde yetersiz kas kuvveti ve aşırı esneklikgibi ortopedik problemlerin yanısıra zihinsel problemler ve sistemik hastalıkların da eşlik edebilmesi nedeniyle fizyoterapist eşliğinde düzenlenmiş spor aktivitelerine katılımları önemlidir."

 

Çeşitli yaralanma risklerinin bulunması, postürbozuklukları, beden farkındalığı problemleri, kardiovasküler yetersizlikler veduyusal problemler spor aktivitesinin seçimini etkilediğini anlatan Adıgüzel, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Bu nedenle bu bireylerin fiziksel eğitim ve spor aktivitelerinde çeşitli uyarlama ve düzenlemeler gerekmektedir. Bu bireyler fiziksel eğitim programlarına alınmadan önce özel olarak değerlendirilerek, bireyselleştirilmiş fiziksel eğitim programlarına hazırlanmalı.Fizyoterapistler ise bu programlarda, postüral sapmalar ya da ortaya çıkabilecek ortopedik problemleri önleme ve tedavi etme açısından egzersiz eğitimine yol gösterici ve rehabilite edici bireyler olarak önemli bir role sahiptirler.

 

Bu bireyler, çocukluk- adölesan ve yetişkinlik çağına uygun olarak çeşitli spor aktivitelere yönlendirilebilmektedir. Bunlar yüzme, futbol, bisiklet, yürüyüş, koşu ve dans gibi aerobik aktiviteler, basit kol bacak, gövde gibi kişinin kendi vücut ağrılığı ile yapılan kalistenik egzersizler, takım sporları (futbol, voleybol, basketbol, tenis) ya da binicilik, atıcılık, jimnastik gibi sporlardır.

 

Bu spor dallarında hedef, yaşa göre değişmekle birlikte temel olarak; fiziksel sağlık ve uygunluğu artırıcı, vücut biyomekaniğini geliştirici, vücut farkındalığı ve kontrolü artırıcı, yer değiştirme becerilerini artırıcı, çevre ve nesne kontrolünü artırıcı, kuvvet ve denge artışını destekleyici niteliklerin kazanılması amaçlanmaktadır."

 

DÖVÜŞ SPORLARI GİBİ TEMAS SPORLARDAN KAÇINMALILAR

DownSendromlu bireylerde özellikle kalça, omuz, diz çevresi kas kuvvetinin artırılması ve denge-koordinasyon becerilerinin geliştirilmesi için esneklik sınırlarını zorlamayacak boyutlarda kazanımların olabileceği spor dalları seçilerek, bu spor dallarına uygun değerlendirmeler yapılması gerektiğine dikkat çeken Adıgüzel, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Eklem laksidite (aşırı esneklik) problemi olan bu bireylerin dövüş sporları gibi temas sporlarından kaçınmasıise önemlidir. Binicilik gibi sporlarda boyun omurlarında sorunlar yaratmaması açısından dikkat gerektirir.

 

Down Sendromlu çocuk ve gençler için sosyal rolün evrensel dili fiziksel aktivite ve spordur. Kişilerin kendisine en uygun spor dalınayönlendirilmesi için toplumsal ve sosyal devlet rolünün benimsenmesi ve fırsatların attırılması gerekir."


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

8.7° / -0.2°

Kahramanmaraş’taki Fırtına Saatte 95 Kilometre Hıza Ulaştı

Kahramanmaraş’ta Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu

“Her Türlü Afet ve Acil Duruma Hazırız”

Kahramanmaraş’ta Hapis Cezası ile Aranan 2 Şahıs Yakalandı

Başkan Görgel: “1,3 Milyar TL’lik Yatırımla Yeni Ekinözü’nü İnşa Ediyoruz”

Görgel: “Elbistan’a 5,5 Milyar TL’nin Üzerinde Yatırım Kazandıracağız”

Kahramanmaraş’ta Otodan Hırsızlık Yapan 3 Şahıs Yakalandı

Kahramanmaraş’ta Hapis Cezası ile Aranan Şahıs Yakalandı

Kahramanmaraş’ta sahte reçete operasyonu

Akpınar, “Esnaf Kan Ağlarken Biz Gülemeyiz “

Yeni Geçici Çarşının Kurulumu Hızla Sürüyor

Cinsel İstismar Suçundan Hapis Cezası ile Aranan 2 Şahıs Yakalandı

KMTSO Başkanı Buluntu’dan Mücbir Sebep Çağrısı!

Başkan Görgel: “Şehrimizin 100 Yıllık İhtiyacını Karşılayacak Altyapı Yatırımı Kazandırıyoruz”

Kahramanmaraş’ta Hapis Cezası ile Aranan 2 Şahıs Yakalandı

Kahramanmaraş’ta Karaca Ve Geyik Trofesi Kaçakçılığı Operasyonu

Ağustos Fuarının Etkinlik Takvimi Yayınlandı

KASKİ’de 6 Daire Başkanı Değişti

Onikişubat ve Dulkadiroğlu’nda 18 Mahallede Su Kesintisi Yaşanacak!

Kahramanmaraş’ta Zeytin tenekesine gizlenmiş uyuşturucu madde ele geçirildi