Ramazan ayına yaklaşmış bulunuyoruz. Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değişiyor; az ve sık yeme prensibini yerine getirmek mümkün olmuyor. Hastane Derindere Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğba Günal,
Risk Grubunda
Bulunan Kişiler Mutlaka Doktora Danışmalı!
Ramazanda
beslenme açısından en önemli nokta, sahura kalkılması koşulunun yerine
getirilmesidir.Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutan kişilerin günlük
beslenme şekli ve öğün sayısı değişmektedir. Üç öğün olan günlük beslenme ikiye
düşerken, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı,
börek tüketimi artar. Buna karşılık sebze, meyve ve beyaz et tüketimi azalır.
Oysa, unutmamak gerekir ki ramazan, bayram, tatil ne olursa olsun günlük
almamız gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları değişmez.Oruç
tutmak sağlıklı kişilere farz olduğundan, riskli grupta bulunanların mutlaka
hekimlerinden izin alarak bu ibadeti yerine getirmeleri önemlidir.
Ramazanda kimler risk altında?
- Kronik hastalığı olup sürekli ilaç kullanması
gerekenler mutlaka ilaç saatleri ve dozuyla uzun süreli açlığı hekimlerine
danışmalı.
- Emziren anneler ve hamileler için uzun süreli
açlık önerilmiyor.
- Şeker hastaları, özellikle insüline bağımlı
olanların mutlaka hekime danışması ve ardından bir beslenme uzmanı tarafından
günlük beslenme planını alması gereklidir.
- 65 yaş üzerindekiler, böbrek hastaları ve
diyalize bağımlı olanlarla, kan şekerinde ani düşme (hipoglisemi) sorunu
olanlar oruç tutma konusunda risk altındadır.
- Mide ve bağırsak gibi sindirim sistemi
rahatsızlığı olanlar, uzun süreli açlık ve ardından boş mideye yenilen yemekler
sindirim güçlüğü yaratabilir.
Sahur Şart!
Günlük hayatımızda nasıl azar azar, sık sık
beslenmek gerekiyorsa ramazanda bunu sürdürmeliyiz. Gün boyunca alamadığımız
besin öğesi ihtiyaçlarımızı karşılamak zorundayız. Bunun için;
-
Öğün sayısı artırılmalı ve mutlaka sahura
kalkılmalı.
-
Sahurda bol su içilmeli, aşırı yağ ve tuzlu
besinler tüketilmemeli.
-
Sahurda sadece su içerek niyetlenmek veya gece
yiyip yatmanın son derece zararlı olduğu unutulmamalı.
-
Bu nedenle sahurda protein içeren süt içilmeli,
yoğurt, peynir gibi gıdalar yenmeli, kan şekerinin düşmesini önlediği için
yanına mutlaka ekmek eklenmeli.
-
Yiyecek olarak da çorba, az yağlı yapılmış
sebze, zeytinyağlı yemekler veya hafif kahvaltılardan birini seçmek en doğrusu
olacaktır.
-
Oruç tutulan günlerde yaklaşık 16 saat açlıkla
karşı karşıya kalınacak. Bu süre içinde kan şekeri düşer. Eğer kişi sahura
kalkmıyorsa kan şekerinin düşüşü günün erken saatlerinde
başlar.Bu nedenle az ve sık beslenme ilkesi, kan şekerini
dengelemek için mutlaka uygulanmalıdır.
İftarda Dengeyi Sağlayın!
Uzun saatler
aç kaldıktan sonra iftarda kontrollü olmak zordur. Ancak boş mideyi birden
doldurmak ani tansiyon ve şeker yükselmelerine, mide barsak rahatsızlıklarına
sebep olabileceği için yavaş olmanız önemlidir. Bunun için orucunu önce birkaç
hurma veya zeytin ve 1-2 bardak suyla açtıktan sonra 10-15 dakika bekleyin.
Daha sonra ılık bir çorba ile devam edebilirsiniz. Ramazan ayında, mideyi
rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için en doğru pişirme
yöntemleri ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulamadır. Fazla yağ alımına sebep
olacak kızartma ve kavurma yöntemlerini uygulamamaya özen göstermelisiniz.
Tatlı seçiminizi iftardan hemen sonra yapmak yerine 1-2 saat sonra ara öğünde
tercih etmek ve ağır şerbetli tatlılar yerine hafif meyve tatlıları veya
dondurma tüketmek daha sağlıklı olacaktır.İftarla sahur arasında günlük sıvı
ihtiyacınızı tamamlamanız gerektiğini unutmayın ve belirli aralıklarla bol su
tüketmeye özen gösterin.