Bağımsız Türkiye
Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş Türkiye`deki eğitim sisteminin durumu
ve yapılması gerekenler konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Üniversite
sınavlarına giren öğrencilerin yaklaşık 300 bininin matematikte doğru cevap
veremeyip sıfır çektiğine dikkat çeken BTP lideri Hüseyin Baş şöyle konuştu:
''Her yıl üniversite sınavına 2.5 milyon civarında öğrenci giriyor. Bu
öğrencilerin yaklaşık 300 bini matematik sorularına doğru cevap veremiyor, yani
sıfır çekiyor. 12 yıl boyunca matematik eğitimi alıyor ve sınavda sıfır
çekiyor
Her yıl sınava giren öğrencilerin yaklaşık 1 milyonu barajı geçemiyor
ve bir bölüme yerleşecek puanı elde edemiyor. Sadece sınavlarda mı böyle?
Hayır. PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) değerlendirmelerine
göre Türkiye olarak OECD ortalamalarının çok gerisindeyiz. Bu gençleri
kazanabilmemiz lazım, bu gençleri eğitebilmemiz lazım. Biraz empati yapıp şu
soruyu soralım; bu gençleri acaba biz yetiştiremiyor, bu gençleri eğitemiyor
olabilir miyiz?'' dedi.
Kabiliyetli gençlerimizi Türkiye`de tutamıyoruz
Konuşmasında Türkiye`de eğitim sisteminin nasıl olması
gerektiği hususunda da önemli açıklamalar yapan Bağımsız Türkiye Partisi Genel
Başkanı Hukukçu Hüseyin Baş, Türkiye`de doğan her 100 çocuktan altısının üstün
zekâlı ya da dahi olduğunu ve bu oranın dünya ortalamasının çok üstünde
olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye`de doğan her
100 çocuktan 4`ü üstün zekâlı, 2`si ise dahi olarak doğuyor. Ama bu çocuklar 8
yaşına geldiğinde biz o 4 üstün zekâlı çocuğun ikisini, 2 dahi çocuğun da
birini kaybetmiş oluyoruz ve biraz daha zaman geçince bunların bir tanesini
kazanabilirsek mutlu oluyoruz. Maalesef o çocuğumuzu da muhtemelen bir beyin
göçü ile Avrupa`ya ya da Amerika`ya gönderiyoruz. Biz bu gençleri ülkemizde
tutabilmeliyiz, onlara potansiyellerini ortaya koyabilecekleri, kabiliyetlerini
sergileyebilecekleri bir ortam sağlamak zorundayız. Evet, mevcut şartlarda 21.
yüzyıl düzeyinde eğitimin en mükemmel metodunun ne olduğu hala insanlık
tarafından çözülebilmiş değil. Ancak pedagogların dile getirdikleri şu 3 temel
unsur var; Çocuklar hayal kurabilmeli, çocuklar eleştirebilmeli ve çocuklar
öğrenmeyi öğrenebilmeli. İşte biz gençlerimizle kendi öğrendikleriyle, kendi
düşünceleriyle bir gelecek tasavvur etmelerini sağlamak istiyoruz. Bağımsız
Türkiye Partisi iktidarında onların hayalleriyle, onların gelecekleri ile
Türkiye`nin geleceğini birleştireceğiz.''
Öğretmenlerin sorunları çözülmeli
Eğitim camiasının emekçileri öğretmenlerin sorunlarına da
konuşmasında parmak basan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, atanamayan
öğretmenlerin durumuna ve öğretmen maaşlarının yetersiz oluşuna dikkat çekti.
BTP Lideri Baş, şöyle konuştu: ''Eğitim konusunda en önemli unsurumuz
öğretmenlerimiz. Türkiye olarak eğitime harcadığımız bütçe toplamı bütçemizin
yüzde 2`sini buluyor. Bu oran bütün dünya ortalamasının çok çok gerisinde. Biz
her yıl yaklaşık olarak 130 milyar TL faiz ödeyen bir ülkeyiz. Bu ödediğimiz
faizin yarısıyla atanamayan bütün öğretmenlerimizi göreve atayabiliriz, aynı
zamanda mevcut öğretmenlerin maaşlarını da iki katına çıkarabiliriz.
Milletvekili maaşlarının ne kadar olması gerektiği sorulduğunda Atatürk,
''Öğretmen maaşını geçmesin'' demiştir. Merhum Genel Başkanımız Prof.
Dr. Haydar Baş sık sık şunları ifade ederdi; `Tüccar mal satar para kazanır,
çiftçi toprağını eker, ürünü çıkarır satar parasını kazanır, öğretmen ise insan
yetiştirir ve insan kazanır.` Bu bağlamda bizi yetiştiren öğretmenlerimize ve
topyekûn eğitim camiamıza gereken önemi vermemiz ve destek sağlamamız
gerekiyor. Bu noktada homurdananlar olabilir, onlara Sokrates`in şu sözünü
hatırlatmak isterim; eğitime pahalı diyenler cehaletin bedelini söylesinler.''
`Gençler hayal etsin biz gerçekleştireceğiz`
Mustafa Kemal Atatürk`ün beni çok etkileyen bir anısı vardır.
1934 yılında Altın ve Petrol Arama ve İşletme İdaresi`ni kuruyor ve masasına
oturup ''vatanın size ihtiyacı var'' ifadesinin de yer aldığı bir
mektup kaleme alıyor. Bu Mektubun muhatabı ABD`de Petrol şirketlerinde çalışan
Cevat Eyüp Taşman`dı. Atatürk İşletmeyi kuruyor ama petrol arayıp bulacak ve
çıkaracak bir uzman ülkede yok. Cevat Eyüp Taşman da gitmiş. O zaman da aynı
beyin göçünü vermişiz. Neden gidiyorlar? Çünkü bir savaş ortamı var malumunuz.
Peki, bugün neden gidiyorlar? Yine benzer problemler var. Gençler geleceklerini
göremiyorlar, hayallerini kendi ülkelerinde gerçekleştirebileceklerine
inanamıyorlar. Cevat Eyüp Taşman, Atatürk`ün o mektubuna şu cevabı veriyor; `Bu
istediğiniz zor, belki de imkânsız ve çok riskli.` Ama ülkeye dönüyor. Çünkü
vatanına hizmet etmek istiyor ve Atatürk`le birlikte kendi ülkesinde
hayallerini gerçekleştirebileceğine inanıyor artık. Biz de gençlerimize
hayallerini gerçekleştirecekleri bir ortam oluşturacağız.''