17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 21'inci yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, depremler sonrasında yıkılmış veya ağır hasar almış binaların ayrıntılı incelenmesi ve alınan numunelerin deneye tabi tut
Türkiye'de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda
doğru beton uygulamalarının sağlanması için 32 yılı aşkın süredir uğraş veren
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 17 Ağustos 1999'da yaşanan deprem
felaketinin 21'inci yıl dönümünde deprem gerçeğini hatırlattı. 2019 yılında
yürürlüğe giren yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritası incelendiğinde nüfusumuzun
yüzde 70'ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşadığının
görüldüğüne dikkat çeken THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık "Betonarme
yapılarda zemin etüdüne dayanan doğru bir temel seçimi, deprem hesabını da
içeren bir statik projenin bulunması, projenin doğru olarak özenle uygulanması
ve projedeki dayanımları sağlayan malzemelerin projede belirtildiği boyutlarda
ve konumlarda kullanılması esastır. Ancak deprem sonucu hasar gören binalarda
bu kurallara kısmen uyulduğu, bazılarında ise bu kurallara hiç uyulmadan
binaların inşa edildiğini görüyoruz. Depremler sonrasında yıkılmış veya ağır
hasar almış binaların ayrıntılı incelenmesi ve alınan numunelerin deneye tabi
tutulması sonucunda hazırladığımız raporlar, binalarda ciddi mühendislik ve
uygulama zafiyetleri ile birlikte ilkel yöntemlerle elle üretilmiş düşük
kalitede beton ve standartlara uymayan donatı çeliği kullanımının yıkımlara
neden olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle 90'lı yıllardan önce inşa edilen
yapılarda elle karılan kalitesiz ve dayanım sınıfı düşük olan betonların
kullanıldığını ve deprem sonrası yapılan araştırmalarda yıkılan binaların C6
ile C10 gibi düşük dayanımlı olduğunu tespit ettik. Yani bunların yıkılması
için herhangi bir depreme gerek yok, bu binalar çevresel etki faktörleriyle de
kendi kendiliğine yıkılmaya aday binalardır. Bu yapıların mutlaka yıkılıp
yeniden yapılması gerekmektedir." dedi.
Yapı stokumuz acilen gözden geçirilmeli
ve depreme dayanıklı hâle getirilmeli
Depreme
karşı dayanıklı yapılaşmanın sağlanması için önerilerde bulunan Yavuz Işık,
"Türkiye'de 20 milyonun üzerinde konut bulunmaktadır. Bunların yüzde 35'i
(yaklaşık 6,7 milyon konut) maalesef depreme dayanıksızdır. Bu doğrultuda,
ülkemizin mevcut yapı stoku envanterinin detaylı bir şekilde çıkartılması ve
bütün yapıların risk potansiyelinin ortaya konulması kritik öneme sahiptir. Bu
kapsamda, ilk etapta hızlı tarama ile tespit edilecek "yüksek riskli yapılar"
acilen yenilenmelidir. Geriye kalan riskli yapıların ise performansı daha
detaylı analizlerle değerlendirilerek alınacak tedbirler belirlenmelidir."
dedi.
İnşaat sürecindeki bütün kurallara
eksiksiz uyulmalı
İnşaat
yapım sürecinde dikkat edilmesi gereken kurallara değinen Yavuz Işık, yapıların
depreme dayanıklı olması için inşaatların tasarım ve yapım zincirinde bulunan
"zemin incelemesi", "doğru projelendirme", "kaliteli malzeme", "doğru uygulama"
ve "denetim" kurallarının hepsine eksiksiz uyulması gerektiğinin altını çizdi.
İnşaatlarda daha yüksek dayanım
sınıfında betonlar kullanılmalı
Türkiye
Bina Deprem Yönetmeliğinin binalarda en az C25 dayanım sınıfı betonun
kullanılmasını öngördüğünü söyleyen Yavuz Işık, "2019'da yürürlüğe giren bu
Yönetmeliğe göre yapılarda kullanılacak beton dayanım sınıfının bir sınıf
yükseltilmesi sevindiricidir ancak yeterli değildir. Özellikle betonarme
yapıların uzun yıllar boyunca depreme karşı dayanıklı olabilmesi için dış çevre
etkilerine dayanıklı şekilde boşluksuz olması gerekir. Bunun için de
Yönetmelik'te dürabilitenin yani dayanıklılığın sağlanması için beton dayanım
sınıflarının daha da yükseltilmesi çok önemlidir. Yüksek dayanım sınıflarında
ve kalite belgeli betonlarla inşa edilen binaların depremde alacağı hasarın
daha az olacağını öngörebiliyoruz." dedi.
Betonda KGS'nin yaptığı etkin denetim
sektörün tamamına uygulanmalı
Yapı
malzemelerinin denetimine değinen Yavuz Işık, "Beton dünyada en çok kullanılan
yapı malzemesidir. Bugün dünyanın en yüksek binaları betonarme ile yapılmakta
ve en güvenli yapı malzemesi olarak dünyanın dört bir yanında kullanılmaktadır.
Ancak, diğer yapı malzemelerinde de olduğu gibi doğru uygulanması ve üretilmesi
gerekmektedir." dedi.
Denetimin
sağlanamadığı yapının, hangi malzeme ile yapılırsa yapılsın depreme karşı
yeterli dayanıma sahip olmayacağının altını çizen Yavuz Işık, "Ülkemizde beton
üretiminde en etkin denetim T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından
onaylanmış kuruluş olarak atanan Kalite Güvence Sistemi (KGS) tarafından
yapılmaktadır. Bu denetimlerde, beton üretim tesislerinin yerinde denetiminin
yanı sıra habersiz ürün denetimleri de yapılmaktadır. Ülkemizde üretilen 67
milyon metreküp betonun yüzde 65'i KGS tarafından denetlenmektedir. Hazır
betonda kaliteli üretim için KGS'nin uyguladığı denetim sistemi esas alınarak
bütün tesisler ciddi bir şekilde denetlenmelidir." diye konuştu.
T.C. Çevre
ve Şehircilik Bakanlığının bu yıl uygulamaya başlayacağı karekodlu beton
irsaliyesi ve transmikser etiketi uygulamasına da değinen Yavuz Işık, "THBB
olarak bu uygulamaları, sektörümüzdeki haksız rekabetin azaltılması ve kalite
seviyesinin yükseltilmesi için önemli bir fırsat olarak görmekteyiz." dedi.
Kaliteli yapılaşma ve deprem konusunda
halkımızın bilinçlenmesi adına üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz
THBB
olarak hem üyeleri hem de beton kullanıcıları için depreme dayanıklı yapı
tasarımı ve hazır beton uygulamalarını konu alan bilgilendirmeler yaptıklarını
ifade eden Yavuz Işık, "Birliğimizin kurulduğu günden bu yana Türkiye'de
kaliteli ve standartlara uygun betonun üretilip kullanılması için yurdun dört
bir yanında seminerler düzenliyoruz. Son olarak Türkiye'nin çeşitli
bölgelerinde son iki yılda gerçekleştirdiğimiz Doğru Beton Uygulamaları'
başlıklı 24 seminer ile müteahhitlere, mühendis ve mimarlara, yapı denetim
kuruluşlarına ve betonla ilgili kamu idarelerinin yetkililerine betonun doğru
uygulamalarını anlattık. Ayrıca, THBB olarak özel ve kapsamlı Deprem Performans
Raporu da hazırlamaya başladık. Binalarının depreme dayanıklılığıyla ilgili
durumunu merak etmekte olan; mülk sahipleri, bina yöneticileri, mühendislik
büroları, belediyeler ve mahalli idareler, kamu kurumları için benzerlerinden
ayırt edici özelliklere sahip ayrıntılı "Binaların Deprem Performansı Analiz
Raporu" hazırlayabiliyoruz. Kaliteli yapılaşma ve deprem konusunda halkımızın
bilinçlenmesi adına üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz." dedi.