Maruz kaldıkları şiddet
nedeniyle yaralananlar, psikolojik tedavi görenler, travma geçirenleri de
unutmamak gerekir.
Elbette tüm bu sorunların yanında sağlık hizmetlerinde de
ciddi aksamalar yaşanmakta ve olan en nihayetinde yine insana yani hastalara
olmaktadır.
Sağlık çalışanlarını ve sağlık sistemini tehdit eden bu sorun
karşısında herkesin ve her kurumun elbirliği ile mücadele etmesi gerekmektedir.
Kaldı ki sağlık çalışanlarının en ön safta savaştığı salgın
günlerinden geçtiğimizi hiç kimse unutmamalıdır.
İşin tuhafı tam da bu süreçte, sağlık çalışanlarına şiddet
uygulayanların önemli bir bölümünün, koronavirüs şüphelisi hastalar ve
yakınları olmasıdır.
Sağlık çalışanları bu durumu hak etmiyor; verilen emeğin,
gösterilen fedakârlığın, yürütülen üstün çabanın karşılığı şiddet olmamalıdır.
Bu nedenle, adli süreçlerde şiddet uygulayanlara ödüllendirir
gibi sözde cezalar verilmemelidir.
Şurası açık ki sağlıkta şiddeti; hafife alarak, üstünü
örterek, görmezden gelerek, üretilen bahanelere meşruiyet sağlayarak önlemek
mümkün değildir.
Madem sorun, bir milyonu aşkın sağlık çalışanını ve sağlık
sistemini hedef alıyor, o halde verilecek mücadele de bu büyüklükte ve bu
hassasiyetle yürütülmelidir.
Ağustos ayında, şiddet uyguladığı öne sürülen 39 saldırgandan
21'i, ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştır ki bu durum, mücadelenin
yeterince hassasiyetle yürütülmediğini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Sağlık-Sen olarak "Sağlıkta Şiddet Raporu"nu her ay bu
mücadelenin zorunluluğunu ve aciliyetini ortaya koymak amacıyla paylaşıyoruz.
Kamuoyuna yansıyan olayları temel alarak hazırlamış olduğumuz
"Ağustos Ayı Sağlıkta Şiddet Raporu", meseleyi tüm çıplaklığıyla gözler önüne
sermektedir.
Ağustos ayı boyunca, sağlık birimlerinde 22 şiddet olayının
yaşandığını görüyoruz. Yaşanan olaylarda 39 saldırgan yer alırken, 41 sağlık
çalışanı şiddet mağduru oldu.
22 olayın 10'u fiili, 6'sı hem sözlü hem fiili, 4'ü sözlü,
2'si ise taciz şeklinde gerçekleşti.
Olaylarda hasta yakınlarının ön planda olduğu görülmektedir.
39 saldırgandan 24'ü hasta yakını iken, 12'si hasta, 3'ünü de yöneticiler
oluşturuyor.
Saldırganlara karşı uygulanan adli işlemlere baktığımızda ise
21 saldırganın ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldıklarını görüyoruz.
Buna karşın 15 saldırgan ise tutuklanmıştır. Mobing uyguladığı öne sürülen 3
şahıs hakkında da hiçbir işlem yapılmamıştır.
Vakaların görüldüğü yerlere baktığımızda şiddetin mekân ayırt
etmediğini görüyoruz. 11 vaka hastanede, 5 vaka sahada, 4 vaka aile sağlığı
merkezlerinde, 2 olay ise eczanede vuku bulmuştur.
Olaylarda adres ayırt etmeyen şiddetin kimlik ayrımı
yapmadığını da görüyoruz; 13 güvenlik görevlisi, 11 doktor, 5 hemşire, 3 112
çalışanı, 4 eczacı, 5 de farklı branşlarda görev yapan sağlık çalışanı şiddetin
kurbanı olmuştur.
(*) Rapor, kamuoyuna yansıyan verilerden
derlenmiştir.