Konu
hakkında değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan
Özelmacıklı "İzmir'de daha çok etkili olan deprem sonrasında riskli yapıların nasıl
can ve mal kayıplarına neden olduğunu tekrar üzülerek müşahede ettik. Ülkemizin
gerçeği olan depreme karşı kentsel dönüşümde mal sahipleri artık rant
beklentilerini geride bırakmalı. Hem binam yenilensin, hem de alanım, katım,
cephem değişmesin hem de cebimden hiç para çıkmasın anlayışı artık geride
bırakılmalı. Çünkü can hakkı, mal hakkının üstündedir. Çürük raporu verilen
binalar artık mezar olmamalı" dedi.
Dönüşüm Tercihe Bırakılmamalı, Zorla Yaptırılmalı
2000
yılından sonra yapılan 5 milyon konut haricindeki 14 milyon konutun afet riski
yönünden incelenmesi gerektiğini ifade eden Özelmacıklı "İmar barışı ile
sekteye uğrayan kentsel dönüşüm süreci tekrar hızlandırılmalı. Hatta bu tür
taşınmazların satılması, kiraya verilmesi bile engellenmeli. Dönüşümde, az
katlı olup, yüksek imar hakkı olan yapılar yerine acil eylem planı
çerçevesinde, çok katlı olup riskli olan binaların dönüşümü yapılmalı. Binalar
için riskli yapı tespit raporu zorunlu olarak uygulanmalı." dedi.
Denetim, Kontrol ve Zemin EtüdüOrtak
Yükümlülük
İmar
planları yapılırken zemin etüdünün,inşa öncesi ve sonrasında ise denetim ve
kontrollerin ilgili idareler tarafından yapılması gerektiğine de değinen Altın
Emlak Genel Müdürü "Yıkılan binalarda ilgili idarelerin kabahatli olduğunu
ortada. Lakin bu konuda mal sahipleri de yükümlü. Deprem tasarımının yetersiz
olduğu binalar, malzeme dayanımı yetersiz olan ve mühendislik hizmeti almayan
kaçak yapılar acil incelenmeli. Kanunda riskli yapıların tespitleri yapı
maliklerince yaptırılır, bunlar yapmaz ise idare veya Bakanlıkça yaptırılır
deniyor. Buna göre, herhangi bir malik test yaptırabileceği gibi, birlikte bir
anlaşma ile de test yapılabilecektir. Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve
kuruluşlar tarafından yapılan bu teste riskli yapı tespiti diyoruz" dedi.