DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1. Olağan Muş İl Kongresi'nde konuştu. Babacan konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Ülkeyi
90'lı yılların karanlığına götürüyorlar'
"Ben ve
arkadaşlarımın hükûmette olduğumuz dönemlerde, demokratik haklarla ilgili
önemli iyileştirmeler yaşanmıştı. Bugün geldiğimiz noktada bu iyileştirmelerin
birer birer geriye götürüldüğünü görüyoruz. Âdeta filmi geri sarıyorlar. Bizi
90'lı yılların karanlığına götürüyorlar. Bakıyoruz, çete liderleri tehditler
savuruyor. Küçük ortak çete liderlerine methiyeler düzüyor. Büyük ortak ise
izliyor, hatta bu anlayışa sahip çıkıyor. Sadece bu da değil, biliyorsunuz bir
de küçüğün de küçüğü bir ortak var. Hani şu 28 Şubat destekçisi olan. Biz
iktidarla aynı gemideyiz, rotayı biz çiziyoruz' diyor. Biz bu ülkeyi
çetecilere, 28 Şubatçılara, vatandaşımızın haklarına göz dikenlere
bırakmayacağız. Kimse Türkiye'yi sahipsiz sanmasın. Türkiye'nin DEVA'sı var, Türkiye'nin DEVA'sı hazır."
Siz önce küçüğün
de küçüğü ortağı gemiden indirin'
"28 Şubat sürecinde
çok büyük bir zulüm gördük. Büyük mağduriyetler, haksızlıklar yaşandı. 2002'den
itibaren o zulme karşı çok büyük adımlar atıldı. Mağduriyetler giderildi. Vatandaşlarımız
çok önemli haklarını tekrar kazandılar. Başörtüsü yasağıydı, İmam Hatiplerle
ilgili sıkıntılardı, biliyorsunuz. Türkiye, olması gerektiği gibi bu
sıkıntıları aştı. Bugünkü iktidar şöyle bir hava oluşturmaya çalışıyor. Bakın,
ben gidersem o yasaklar tekrar gelebilir' diye satır altından işlemeye
çalışıyor. Biz, vatandaşımızın kazanılmış bütün haklarının kefiliyiz.
Kazanılmış hiçbir haktan bir adım geri atılmaz, atılamaz. Bunu iddia eden büyük
ortak samimiyse, 28 Şubat zihniyetinde olan küçüğün de küçüğü ortağı gemiden
indirsin hele."
Anadil helâldir,
cem evleri talebine çözüm olacağız'
"Biz; bütün
vatandaşlarımızın doğuştan sahip oldukları tüm hakları tanıyacağız. Ana
dilinin, vatandaşlarımızın analarının ak sütü kadar helâl olduğunu biliyoruz.
İnsanımızın anadilini, öz dilini bir çatışma konusu olmaktan çıkaracağız. Resmi
dilimiz Türkçe'nin yanı sıra, vatandaşlarımızın anadillerini korumak, kullanmak
ve geliştirmek için adımlar atılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Ayrıca; biz
tüm vatandaşlarımızın, inançlarının gereğini korkusuzca ve huzurla
yaşayabilecekleri özgür bir ortamı oluşturacağız. Biz vatandaşlarımızın inanç,
kültür ve referans ekseninde, hak ve özgürlük taleplerini adalet temelinde
karşılayacağız. Bu kapsamda, Alevi vatandaşlarımızın başta cem evlerine ilişkin
talepleri olmak üzere inanç, düşünce ve davranış temelinde birikmiş
sorunlarının çözümü için de gerekli her türlü adımı atacağız. Biz tüm din ve
inanç gruplarının, kamusal görünürlüklerinin önündeki tüm kanuni ve idari engelleri
ortadan kaldıracağız. Ötekileştirme hissi doğuran tüm uygulamalara son
vereceğiz. DEVA Partisi, kazanılmış tüm hakların güvencesi olacaktır. DEVA
Partisi, kazanılacak haklar için mücadele verecektir."
Artık yeter, el
insaf artık!'
"Biliyorsunuz 2021
bütçesi açıklandı. Bu bütçede Cumhurbaşkanlığının bütçesini yüzde 28 oranında
arttıranlar bu yaşananların farkında bile değil. Ziyaret ettiğimiz her ilde,
caddelerde, sokaklarda esnafımızla birlikte oluyoruz. Dükkânların içini boş
görmek bizi çok üzüyor. Elektrik parasını ödeyemiyoruz, kirayı ödeyemiyoruz,
zor durumdayız' diyorlar. Ama bugünkü iktidar sokağa çıkamıyor. Gelip şu Muş'un
sokaklarında gezip halkı dinleyecek durumda değiller artık. Etraflarına bakınca
da gördüğü insanların hâli vakti yerinde maşallah. Sadece üç beş kişinin
zenginleşmesini zenginlik sanıyorlar. Biliyorsunuz hadi bir sokağa çıkalım'
dediler. Bir vatandaşımız'"eve ekmek götüremiyoruz' deyince Sayın Erdoğan abartma'
dedi. Artık yeter, el insaf artık!
Bu iktidar artık
esnafı görmüyor'
"Bu halk bu
yoksulluğa müstahak değil, bu yapılanlar bu halka reva değil. Fakat, bu iktidar
artık esnafı görmüyor, esnafı duymuyor, esnafın durumunu kavrayamıyor,
anlamıyor. Bir de geçen gün bir açıklama yapmışlar. Salgın nedeniyle sıkıntı
yaşayan bazı ülkelere bütçe desteği vermeye çalışıyoruz' demişler. Anlıyoruz ki
artık ne yaptıklarının farkında değiller. Ekonomi çökmüş, vatandaş aç biilaç
yaşıyor. Madem başka ülkelere destek verebilecek kadar paranız var, neden
vatandaşlarımıza doğrudan nakit destek vermiyorsunuz, neden yardımcı
olmuyorsunuz? Neden vergi vergi' diye yakasına yapışıyorsunuz?"
Hükûmet yaptığı
hataların bedelini çiftçiye ödetiyor'
"Çiftçi hasat
zamanı geldiğinde bir de bakıyor ki, açıklanan taban fiyat üretim maliyetini bile
karşılamıyor. Çünkü döviz kuru almış başını gitmiş. Mazot, ilaç, gübre
fiyatları almış başını gitmiş. Çiftçiye önerilen taban fiyatları ise resmi
enflasyon oranlarına göre hesaplanmış, hatta o enflasyon oranını bile
karşılamıyor. Gençler tarıma ilgi duymuyorlar. Tarımda çalışmak istemiyorlar.
Sadece onlar değil, çiftçi ailelerimiz de çocuklarının geleceğini tarımda
görmüyorlar. Neden? Çünkü yıllardır ne denli sahipsiz ve desteksiz olduklarını
çiftçilerimiz çok iyi biliyorlar. Çiftçi denince akla çalışkanlık, verim, refah
gelmesi gerekirken, bu kötü yönetim yüzünden maalesef yoksulluk, çaresizlik,
yoksunluk geliyor. Hükûmet yaptığı hataların bedelini çiftçilerimize ödetiyor."