İki genel başkan,
bir buçuk saat süren görüşmenin
ardından basının karşısına geçti. 29 Aralık'ta büyük kongrelerini gerçekleştirerek mümkün olan en kısa
zamanda olası bir seçime hazır olmak istediklerini vurgulayan Babacan şu
ifadeleri kullandı:
Asgari ücrette TÜİK'in açıkladığı rakamlar değil, gerçek
enflasyon dikkate alınmalı
Ülkemizde
"çalışıyorum, işim var" diyen vatandaşlarımızın yarıya yakını asgari ücretle geçiniyor. Asgari ücret rakamı önemli. Bunu hükûmet
belirliyor, ödemeyi işveren yapıyor. Asgari ücret, şu anda insanca yaşanabilir seviyenin çok altında. Hatta açlık sınırının
dahi altında kaldığını görüyoruz. Artışlarda hep enflasyon artı refah payı düşünülür.
Peki hangi enflasyon? TÜİK'in açıkladığı enflasyona bakacak olursanız, 10 küsur açıklıyor. Son iki ayda tam 41 ilimizi ziyaret ettim. Alıp sattığı malın
fiyatı geçen sene kaçtı, bu sene kaç diye esnafa sordum. Yüzde 30, 40, 50 diyen
var. Gerçek çarşı pazar enflasyonu bu. Bu değerlendirmelerde TÜİK'in açıkladığı rakamlar değil, gerçek enflasyon ve hayat
pahalılığı dikkate alınmalı.
Tiyatro önemli bir sanat ama siyasetin sahici olması lazım
Bütçe görüşmelerinde
sayın Bakan'ın bazı ifadeleri olmuş. Bana da arkadaşlar daha sonra gösterdi.
Çünkü normalde takip ettiğimiz bir kişi değil. Öncelikle,
orası Meclis kürsüsü. Orada alışık olmadığımız bir üslup gördük.
Hep söylüyorum: Tiyatro çok önemli
bir sanat alanı ve sanatçılarımız kendi mecralarında sanatlarını icra ederler.
Siyasetin sahici bir şey olması lazım. Siyasetteki insanların daha önce
neler söylediklerine, bugün ne söyleyip
ne yaptıklarına bakıyorum. Eğer çok sık zikzaklar varsa, bugünkü ifadeler
üzerinde çok durulması gerektiğini düşünmüyorum. Çünkü bugünkü ifadeler böyle
olur, yarın başka bir konjonktürde bambaşka ifadeler gelebilir. Üzerinde
yorum yapmaya değer bir konu olarak görmüyorum. Bizim
tutumumuz, çizgimiz açık. Bizde zikzak yok, U dönüşü
yok. 20 yıldır ilkeler ve değerler bazında aynı yerdeyiz. Günlük esen rüzgarlar
karşısında söylenen ifadeler hakkında bir şey söylemeye
değer bulmuyorum.
Problemleri
hamasetle çözemezsiniz
Siyasi partilerle
ilgili hukuk süreci tarafsız ve bağımsız yargı arafından yürütülür. Parti
başkanlarının tek taraflı ifadeleri anlamsızdır. Türkiye'yi yöneten zihniyetin bu ülkeyi düşman üretmek üzerinden yönetmeye
çalıştığını iyi görmemiz gerekiyor. Artık hiçbir konuda başarı
üretemeyince, her konuda problemler büyüyünce, vatandaşa daha güzel yarınlar
vaat edemeyince dönüp dolaşıp düşman arayışı başlıyor. Her hafta, her ay bir düşman gündemi ortaya atılıyor. İktidarın büyük ortağına ve diğer ortaklarına
çağrı yapmak istiyorum: Şu ülkenin sorunlarını çözün. İnsanlar işsiz,
gençlerimiz yarınlarını başka ülkelerde aramaya başladı. Esnafımız kepenk
indirmeye başladı. Bu ülkenin derin problemlerini hamasetle, başka konuları
gündeme getirerek örtemezsiniz.
Bu ülke artık
korkmuyor
Bu tür rejimlerde
çok tipiktir: Beceremezler, yapamazlar, arkasından suçlu veya düşman ararlar. Böylece
ilgiyi başka noktaya çekmeye çalışırlar. Biz demokrasiyi çok önemsiyoruz. Evet, özgürlükleri çok önemsiyoruz. Özgürlükler bazılarının işine gelmese de biz,
ifade özgürlüğü başta olmak üzere, özgürlükleri
çok önemsiyoruz. Kim ne derse desin. İşlerine gelmeyenleri de
temel ilkelerini gözden geçirmeye çağırıyoruz. Bu ülkeyi susturamazsınız. Bu
ülke artık korkmuyor. Bu ülkeyi susturarak bir yere varamazsınız. Biz özgürlük
dedikçe korkuyorlar. Biz artık milletimize korkmayın diyoruz. Korkması
gerekenler belli.