DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına telefonla bağlanarak, gündemi değerlendirdi. Babacan şu ifadeleri kullandı:
"İstişare ve diyalog sürecini
sürdüreceğiz"
"Geçen hafta diğer siyasi partilerle
güçlendirilmiş parlamenter sistemin detaylarıyla ilgili istişare ve diyalog
süreci başlattık. Bu niyetimizi Sayın Kılıçdaroğlu'na ve heyetine ifade ettik,
onlar da bu süreci başlatmayı kabul ettiler. Perşembe günü Sayın Akşener'i,
pazartesi günü sayın Davutoğlu'nu ziyaret edeceğim. Sivil toplum kuruluşları ve
meslek örgütleriyle de istişare ve diyalog sürecini başlatmak istiyoruz. Bu
sistemin en önemli özelliklerinden bir tanesi yargının bağımsızlığı ve
tarafsızlığıdır. Türkiye'nin en önemli ihtiyacı budur.
"Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrımı
şart"
"Güçlendirilmiş parlamenter sistemle
ilgili ilk adımı atmamızın hemen arkasından Sayın Cumhurbaşkanı'ndan Anayasayla
ilgili bir açıklamanın gelmesi gerçekten düşündürücü. Ya bizim girişimimizden
sonra aklına geldi ya da ön almak istedi. Biz her türlü çalışmaya, her türlü
çağrıya açık fikirlilikle bakarız. Kategorik olarak önyargı oluşturmayız. Henüz
detaylarını ve ne amaçladıklarını bilmiyoruz. Türkiye'yi yöneten zihniyet
güçler ayrımına, yargı bağımsızlığına inanmıyor. Bu iki faktör olmadan
Anayasanın neresine ne değişiklik getirirseniz getirin, ülkenin sorunlarına
çözüm getiremezsiniz. Ülkenin sadece yönetim sistemi sorunu yok, aynı zamanda
yönetenlerin zihniyetiyle ilgili ciddi bir sorunu var.
"Sorunları çözemeyen hükûmet, kamuoyunu
düşmanlıklar üzerinden meşgul ediyor''
"Boğaziçi Üniversitesi'ndeki
gelişmeler hepimizi kaygılandırıyor. Hükûmetin kutuplaştırma ve ötekileştirme
üzerinden ürettiği iç siyaset artık ülkeye büyük zarar vermeye başladı. Ülkenin
hiçbir sorununu çözemeyen yönetim, tamamen düşmanlıklar üzerinden kamuoyunu
meşgul ediyor. Hükûmet ve yandaş basın, toplumun farlı kesimlerinin birbirine
karşı tutum alacak, adeta nefret besleyecek bir atmosferi kendi eliyle
oluşturuyor. Bu son derece tehlikeli bir durum. Ülkeyi yönetenlerin bunun
farkında olması ve herkesin sağduyuyla davranması lazım.
"Öğrencilere şiddet uygulanmasını
kabul etmiyoruz"
"Öğrenciler haklı bir şekilde,
Anayasanın kendilerine verdiği hak çerçevesinde protestolar yaptı. Demokratik
bir toplumda herkes şiddet içermedikçe toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleyebilir. Dün 159 gencecik arkadaşımız gözaltına alındı. Öğrencilere
şiddet uygulandı. Yazıktır, günahtır. Burası Türkiye'nin en güzide
üniversitelerinden birisi. Hiçbir kurumda öğrencilere karşı böyle bir uygulama
kabul edilemez. Oradaki öğrenciler tamamen anayasal haklarını kullanarak,
rektörümüzü kendimiz seçmek istiyoruz' diyorlar. Boğaziçililerin bunun ötesinde
bir talebi yok.
"Dinî duyguları kimse istismar
etmesin"
"Dinimizin kutsallarına kimse
dokunamaz, kimse saldıramaz. Türkiye'de inanç özgürlüğüne müdahale etmeye kimse
cüret edemez. Ancak münferit olaylardan hareket ederek halkımızın dinî
duygularını istismar edecek bir şekilde ötekileştirme ve kutuplaştırma, hükûmetin
ve elindeki propaganda makinasının maalesef kötü bir alışkanlığı haline geldi."