Kahramanmaraş'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 101.
Yıldönümü kutlama etkinlikleri kapsamında Maraş Milli Mücadelesi anlatıldı.
Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen söyleşi programı
Büyükşehir Belediyesi sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı. Prof. Dr.
Orhan Doğan'ın modaretörlüğünde gerçekleştirilen programda Doç. Dr. Erhan
Alparslan; Maraş Milli Mücadelesinin Siyasi, Askeri ve Sosyo Ekonomik Sonuçları'nı,
Doç. Dr. Cengiz Şavkılı ise; Kurtuluş Savaşında Maraş Milli Mücadelesi'ni
anlattı.
Kendini Kurtaran Şehir
Programın moderatrölüğünü yapan Prof. Dr. Orhan Doğan:
"Maraş, Milli mücadelede büyük bir kahramanlık örneği göstermiş ve kendini
kurtaran şehir olarak önce Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 5 Nisan 1925
tarihinde Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile taltif edilmiş, daha sonra da
yine TBMM tarafından 7 Şubat 1973 tarihinde Kahramanlık payesi ile
taçlandırılmıştır. Maraş tarihe kendini kurtaran şehir olarak geçerken, aynı
zamanda Anadolu'nun kurtulmasına da vesile olmuştur" ifadelerini kullandı.
Şehir Harabeye Dönmüş
Maraş Milli Mücadelesi'nin sonuçlarına ilişkin bir
değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Erhan Alparslan: "Bu savaşa sosyo-ekonomik
sonuçları itibariyle bakıldığında başta savaşın getirdiği bütün yıkıntıları
yaşayan şehrin dörtte üçü harabe haline gelmiş, ekonomisi neredeyse tamamen
çökmüş ve hürriyet ve bağımsızlık uğruna çok sayıda şehit verilmiştir. Savaş
sonrası toplumsal yapıda da büyük değişmeler yaşanmış işgal sırasında
Fransızlarla işbirliği içerisinde olan Maraş Ermenileri bölgeyi terk etmek
mecburiyetinde kalmışlardır. Bir kısmı ise Fransızlar Maraş'tan çekilirken
onlarla birlikte şehirden ayrılmışlardır. Bir kısım Ermeni halkı da daha
sonraki süreçte diğer yabancı unsurlarla birlikte şehri tamamen terk
edeceklerdir. Dolayısıyla daha önce toplumsal ve ekonomik hayat içerisinde var
olan yabancı gayrimüslim unsurların bölgeden çekilmesi şehrin demografik ve
toplumsal yapı ve dokusunda büyük değişimlerin yaşanmasına yol açarken ekonomik
yapıyı da olumsuz etkilemiştir.Savaşın sonucunda elde edilen bu zafer başta
askeri, siyasi, sosyo-ekonomik anlamda birçok olumlu/olumsuz sonuçları ortaya
çıkarırken elbette en büyük anlamı Maraş halkının müstevli güçlere karşı o
günün imkânsızlıkları içerisinde özgürlük ve bağımsızlık yolunda verdiği
mücadele olmuştur. Kadın-erkek, çoluk-çocuk her yaştan Maraşlının tüm
yokluklara rağmen 22 gün 22 gece büyük özveri ile sürdürdüğü bu savaş, Türk'ün
vatanı, bayrağı, din ve namusu uğruna ölümü hiçe saymasının ve yenilmezliğinin
ifadesi olan bir kahramanlığın emsalsiz bir örneğini oluşturmuştur. Bu itibarla
Maraş'ın kurtuluşu yalnız bir şehrin kurtuluşu değil, Türkiye'nin düşmanlardan
kurtuluşunun başlangıcı olmuştur" diye konuştu.
Sykes-Picot
Antlaşması
Doç. Dr. Cengiz Şavkılı ise yaptığı konuşmasında İngiltere
ve Fransa'NınSykes-Picot Antlaşmasına göre işgale başladıklarını ifade ederek:
"İngiltere ile Fransa arasında I. Dünya Savaşı sırasında yapılan Sykes-Picot
gizli paylaşım antlaşmasına göre Kilikya, Suriye, Musul, Filistin ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi Fransa'ya verilirken; Hayfa ve Akka Limanları ile Irak ise
İngiltere'ye bırakılıyordu.İngiltere ve Fransa, I. Dünya Savaşı sonrası 30 Ekim
1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'nin 5,
7, 10 ve 16. Maddelerini gerekçe göstererek işgal sürecini
başlatmışlardı. Sykes-Picot Antlaşmasına göre Fransa'ya verilmiş bulunan Antep,
Urfa ve Maraş bölgesi İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Bölgenin Erkan-ı
Harbiye Riyasetinden gelen emir ile Türk ordusu tarafından boşaltılması
üzerine; 1 Ocak'ta Antep, 22 Şubat 1919'da da Maraş İngilizler tarafından işgal
edilmiştir. 15 Eylül 1919 tarihli Suriye İtilafnamesine göre İngilizler işgal
ettikleri Güneydoğu Anadolu Bölgesinden çekilmiş ve bu bölge Fransızlar
tarafından işgal edilmiştir. Maraş'ın
Fransızlarca işgalinden sadece birkaç gün sonra 31 Ekim 1919'da meydana gelen
"Sütçü İmam Vakası (Uzunoluk Olayı)",
sonraki çıkacak çatışmaların da adeta habercisi olmuştur.Fransız Askeri Valisi
Andre, 27 Kasım 1919 tarihinde akşam Hırlakyanların evinde şerefine verilen
ziyafette katılmıştı. Bu ziyafette Andre'nin dansa kaldırmak istediği Osep'in
kızı Helena'nın; "Ne Fransız ne de Ermeni
bayrağının bulunmadığı bir şehirde dans etmeyi sevmem" diyerek dans
teklifini reddetmesi üzerine Andre, derhal emir vererek kaledeki Türk bayrağını
indirtmiştir.28 Kasım sabahı Maraş ileri gelenlerinden Avukat Mehmet Ali
(Kısakürek) Bey'in yazdığı beyanname Ulu Camii, Sarayaltı ve Çarşıbaşı Camii
gibi şehrin belirli camilerine asılmıştı. Bu beyannamenin de etkisiyle Cuma
namazını kılmak için şehrin her tarafından insanlar Ulu Camiye akın akın
gelmişti. Cemaat arasında "bayraksız namaz kılınmaz" şeklinde bir uğultu kopmuş
ve Hutbeye çıkan Ulu Camii imamı Rıdvan Hoca cemaate şöyle seslenmiştir: "hürriyeti olmayan bir milletin Cuma Namazı
kılması caiz değildir." Bu yönde atılan sloganlar ile cemaat sancağı alarak
kaleye doğru hücum etmiş ve halk içinde yer alan onbaşı Osman Erşan bayrağı
kale burçlarına dikmiştir.Maraş'ta yaşanan bu olaylar sonucunda teşkilatlanmak
için Kuvay-i Milliye örgütleri ile din adamları ve eşraf öncülüğünde gizli
heyetlerin birleşmesiyle Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Bu örgütlü
teşkilatlanmanın ardından başlayan Maraş'ın kurtuluş savaşı Arslan Bey
idaresinde 22 gün sürmüş ve Maraş halkı mücadelesini zaferle taçlandırmıştır"
diye konuştu.