Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programının konuğu oldu. Babacan, yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:
"84 milyonluk ülke bir kişinin iki dudağı arasına
sıkışmış durumda"
"Son 20 ayda 4
Merkez Başkanı ve 4 TÜİK Başkanı gördük. 1990'larda ki koalisyonlarda bu kadar Merkez
Bankası başkanı değişmezdi. Türkiye'ye istikrar getireceğini söyleyen partili
cumhurbaşkanlığı sistemi tamamen başlı başına bir istikrarsızlık sebebi olmuş
durumda. Şu an tek bir imza ile Merkez Bankası başkanının görevine son
verilebiliyor. Böyle bir ülkede ekonomik istikrarın sağlanması mümkün değil.
Kilit roldeki
insanların bu kadar sık değiştirilmesi yanlıştır. Böyle bir yönetim olamaz.
Türkiye'nin yaşadığı sorunların temelinde bu kötü yönetim var. Şu anki sistemde
84 milyonluk ülke bir kişinin iki dudağı arasına sıkışmış durumda."
"Kadınların ahından korkun"
"Uluslararası bir
sözleşmenin iptali, normal bir kanundan daha zordur. Bu ülkenin hukuku,
yasaları kimsenin oyuncağı değil. Biz DEVA Partisi olarak çok sayıda imzayla
Danıştay'a dava açma sürecini başlattık. Danıştay'daki vicdan sahibi insanlara
sesleniyorum: İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması nedeniyle bir tek kadının
canı yanarsa, bunun vebali sizin de üzerinizedir. Kadınların ahından korkun.
Bu kararı alan
çıkıp açıkça Bizim kültürümüzde kadına dayak vardır' desin. Söyleyemiyorlar,
ama zihinlerinde bu var! Hep karınlarından konuşuyorlar. Biz hukuki ve siyasi
mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz."
"Cumhurbaşkanı Gezi Parkı üzerinden toplumu
kutuplaştırmaya çalışıyor"
"Gezi Parkı'yla
ilgili atılan adım, ısrara ve inada dayalı bir yönetimin ürünü. Bu ısrarda
kutuplaştırma amacı da var. Şu an Cumhurbaşkanı ülkeyi yönetemediği için ülkeyi
kutuplaştırmak istiyor. Gezi Parkı ile ilgili atılacak bir adımın toplumu
rahatsız edeceğini biliyorlar. İstiyorlar ki insanlar sokaklara dökülsün, bütün
ekonomik sorunların sebebini bu sokak görüntülerinin doğurduğunu
söyleyebilsinler. Daha önce çok gördük bunları."
"130 milyar
dolarlık döviz rezervini kime, hangi fiyata sattınız?"
"130 milyar
dolarlık rezerv kaybı Türkiye tarihinde bir ilk. 2018 seçimlerinden sonra
taraflı cumhurbaşkanı ve akraba bakan beraberce bu ülkenin 130 milyar dolarlık
rezervini erittiler. Tamamen karanlıkta yapılan döviz satış operasyonları bunlar.
Benim dönemimde ekonomiyi devraldığımız 28 dolarlık rezervi 130 milyar dolara
çıkardık. Yılların emeği olan bu 130 milyar doları iki yıl gibi kısa bir zaman
içinde kime, hangi fiyata, nasıl sattınız? Açıklasınlar.
Bu soru çok
sorulunca Merkez Bankası başkanı, bununla ilgili bir raporlama, araştırma
talimatı vermiş, görevden alınmasının sebebinin bu olduğu konuşuldu. Özellikle
altını çizdim, bu bir rivayettir diye. Ama açıklama yapmak zorundalar."
"Mirasyedilikleri yüzünden esnafa destek verecek
para bırakmadılar"
"Şu an Merkez
Bankasının piyasaya 138 milyar dolar döviz borcu var. Cumhurbaşkanı 92 milyar
dolar döviz rezervi var diyor da neden bunun borç alınmış bir rezerv olduğunu
söylemiyor? Çünkü piyasaya döviz satılırken borç alınıp konmuş kasaya. Halbuki
bu rezervler kara gün geldiğinde esnafa, vatandaşa destek olmak için tutulan
rezervlerdir. Bu rezervler eritildiği için pandemide vatandaşa verecek destek
kalmadı ellerinde. Esnafa borç, kredi veriyor onun da üzerine faiz ekliyor
2020'nin
biriken yedek akçesini sabredemediler 2021'nin ocak ayında bir günde
harcadılar. Böyle bir mirasyedilik olabilir mi? Onun için Türkiye pek çok ülkeden
ağır geçiriyor pandemiyi. G20 ülkeleri içinde vatandaşına en düşük destek veren
Türkiye oldu."
"Karanlıkta yüksek kurdan faydalananları ortaya çıkaracağız"
"Cuma günü Merkez
Bankası başkanının görevden alınacağını bilen insanlar varsa, kurun artacağını
bilmeleri çok zor değil. Böylesine saçma sapan, güveni yıkan bir kararla kurun
artacağını herkes bilir. Cuma günü duyan insanlar döviz aldılarsa pazartesi
günü epey bir para kazanmışlardır. Bunun denetimini yapması gereken yine
devletin kurumlarıdır ama bütün bu kurumlar artık zayıfladılar. Kim aldı, kim
sattı, bunlar ancak sonradan öğrenilir. İnşallah bir seçim olacak da bizler
yetkili bir konuma geleceğiz, hepsini ortaya çıkaracağız."
İddialı söylüyorum, göreve gelelim ülke çok
çabuk toparlanır'
"Şu anda ülke bir
kabus yaşıyor. Ama bu ülke bir kabustan uyanma hızıyla birden bire rahatlar.
İddialı söylüyorum, bu kadar kötü konumda dahi ülke çok çabuk toparlar. Yeter
ki işin ehli insanlar göreve gelsin ve güven ortamı yaratılsın. Dünyada para
bol, bu para oluk oluk akar ülkeye. Eğer siz doğru yönetmez, yanlış karar
alırsanız bu yüksek faizi bu millete ödetirsiniz."