Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Değerler Akademisi'nde konuşan Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Küçükdağlı, "Türk Medeni Kanunu kadını veya erkeği değil aile müessesesini koruyor. Aile bireyleri istediği işte çalışabilir ve evine gücü nispetinde maddi destek ol
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Değerler Akademisi konferansları devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi'nin Instagram hesabından canlı yayınlanan, Öğr. Üyesi Merve Kaya`nın moderatörlüğünü yaptığı programın konuğu Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Küçükdağlı oldu. Gerçekleştirilen canlı yayında Dr. Küçükdağlı hak ve adalet kavramı, arabuluculuk, Türk Medeni Kanunu ve tüketici hakları gibi pek çok konuya değindi.
Düzenlenen etkinlik için
Büyükşehir Belediyesi'ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan Dr. Ayşegül
Küçükdağlı, ''Öncelikle herkesin hak kavramının ne olduğunu bilmesi
gerekiyor. Çünkü bir haksızlığa uğradığımızda önce hakkımız ne bunu bilmeliyiz.
En çok bilinen haksızlık giderme yolu dava açmak ancak bunun dışında da bir
takım hak arama yolları bulunuyor. Biz bunlara alternatif uyuşmazlık çözüm
yolları diyoruz. Dava açma sürecinde ilk olarak sorunumuzu bir dilekçeyle
mahkemeye bildiriyoruz ve harca tabi ise bu harcı ödeyip davayı açabiliyoruz.
Öncelikle hakkımı korumak için hangi mahkemeye başvurmam gerektiğini bilmem
gerekiyor. Hukuki sorunun niteliğine göre başvurulacak mahkeme ve izlenecek yol
değişiklik gösterir. Davaya başvurmadan hak aranacak yollardan birisi arabulucu
yöntemidir. Birtakım davalar açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu
getirildi. Ceza hukukuyla idare hukuku ile ilgili birtakım konularda
arabuluculuk yapılamıyor. İş uyuşmazlıklarında ticari uyuşmazlıklarda ve
tüketici uyuşmazlıklarında arabulucuya başvuru mecburiyeti bulunuyor. Arabulucu
sayesinde bir anlaşma sağlanırsa dava yolu kapanıyor. Yani dava stresini
yaşamak istemiyorsak arabuluculuk çok daha zahmetsiz bir yol. Hukuki sorunumuzu
arabulucuda çözerek birtakım masraflardan da kaçınmış oluyoruz. Arabuluculukta
avukat temsiliyeti zorunluluğu bulunmuyor yani bir kişi arabulucuya başvurursa
kendi hakkını kendisi de savunabilir. Arabulucular en az 5 yıl kıdeme sahip
hukukçulardan oluşur'' ifadelerini kullandı.
Dr. Küçükdağlı konuşmasına,
''Mahkeme ve dava süreçleri bir noktada insanlara maddi külfet yükleyen
şeylerdir. Maddi durumu yetersiz olan ve avukat ücretini karşılayamayacak
kişilere adli yardımda bulunuluyor. Adli yardım sayesinde avukat ücretlerinden
muaf tutuyorsunuz ve bu süreçleri herhangi bir masraf yapmadım
sürdürebiliyorsunuz. Hukuk davalarında, icra iflas takibinde ve idari yargıda
adli yardıma başvurabiliyoruz. Ancak adli yardıma başvurabilmek için maddi
olarak zor durumda olduğumuzu ispatlamamız gerekiyor. Adli yardımın esas amacı
insanların maddi durumundan dolayı hak kaybına sebep olmamasıdır''
cümleleriyle devam etti.
Ayşegül Küçükdağlı aile ile
ilgili, ''Evlilik birliği içerisinde eşler tam bir birliktelik ve denge
içerisinde rollere ve sorumluluklara sahip. Örneğin ailenin yönetimi eşler
tarafından beraberce yapılır. Türk Medeni kanununda korunan şey erkek veya
kadın değil ailenin kendisidir. Örneğin evlilikte kadın ve erkek istediği
meslekte çalışabilir ancak ailenin huzurunu ve mutluluğunu göz önünde
bulundurması gerekiyor. Türk Medeni kanuna göre ailenin giderlerine eşler
güçleri oranında destekte bulunurlar. Yani ailenin temelinde maddi manevi
dayanışma var'' dedi.
Küçükdağlı, ''6284 sayılı
kanun Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'dur. Şiddet
kişinin acı çektiği üzüntüye maruz kaldığı veya özgürlüğünün kısıtlandığı her
türlü eylem olabilir. Şiddetin fiziki yanı sıra psikolojik, ekonomik ve cinsel
boyutu da bulunuyor. Bir şiddet veya
şiddet tehlikesi olduğunda 6284 sayılı kanun çerçevesinde birtakım önleyici ve
koruyucu tedbirler alınabiliyor. Koruyucu önlemler mahkemeden veya mülki
amirden istenebilir. Örneğin mahkemelerden korunma hizmeti talep edilebilir
veya mülki amirden konaklama hizmeti talep edilebilir. Önleyici tedbirleri ise
şiddet uygulayan kişiye engel olmak öngörülmüş tedbirlerdir'' ifadelerini
kullandı.
Dr. Ayşegül Küçükdağlı
konuşmasını, ''Tüketici, mal ve hizmet piyasalarında mesleki ve ticari
amaçlı hareket etmeyen kişilerdir. Tüketici olarak temel haklarımızı bilmemizde
fayda var. Tüketici bir hukuki işlem yaparken karşısında profesyoneller
bulunuyor. Biz bunlara hukukta müteşebbis, satıcı, sağlayıcı, kredi veren
şeklinde çeşitli isimler veriyoruz. Tüketiciler mağduriyet yaşadıklarını da
mahkemelere başvurabilirler ancak hangi mahkemeye başvuracağı mağduriyetin
maliyetine göre değişir. Bu parasal sınırlar her yıl değişmekte olup 2021
yılında 7 bin 550 TL ile 11 bin 330 TL arasında bir uyuşmazlığımız varsa bu il
tüketici hakem heyetine taşınır. 7 bin 550 TL`nin altındaki uyuşmazlıklar ilçe
tüketici hakem heyetine taşınır'' cümleleriyle noktaladı.