"Kıymeti kendinden menkul Bahçeli, ülkedeki her krizin ortağı"
"İktidarın küçük ortağı Anayasa
Mahkemesi'nin kapanması gerektiğini buyurdu. Ortağın birisi Anayasa
Mahkemesi kararına saygı duymuyor, Anayasayı yok sayıyor. Kıymeti kendinden menkul
Sayın Bahçeli Anayasa
Mahkemesi kapansın' istiyormuş. Niye? Bir hareketine kızmış. Ülkenin düştüğü her
krizde hükûmetin ortağı."
"2001 krizinde odasının önüne yazar kasa atılmıştı"
"Tıpkı 2001 krizinin ortağı olduğu
gibi. O zaman tek
gecede 20'ye yakın banka batmıştı. Milli gelirin üçte biri kaybedilmişti.
Gecelik faizler yüzde 7500'ü
görmüştü. Yıllık enflasyon yüzde 70'leri
geçmişti. O yazar kasalar
Başbakanlık binasının önüne atıldığında, Sayın Bahçeli'nin odası o binadaydı."
"İktidarın nimetinden istifade ediyorsan, krizinden
de sorumlusun"
"Sayın Bahçeli; siz her türlü krizin ortağısınız.
Bundan kaçamazsınız. Kâra ortak
olayım, zarar varsa geri durayım', öyle ucuz değil. İktidara
ortak olmanın bazı nimetlerinden istifade ediyorsanız, ülkenin krizlerinden de
sorumlusunuz.
Siyasi
tarihimize adınız krizlerin
ortağı' olarak yazdırılacak."
"Vatandaşın desteğiyle değil, ortağınızın lütfuyla
ahkam kestiğinizi bilin"
"Sayın Bahçeli, siz meclisteki
milletvekili sayısı sıralamasında dördüncü parti olarak, memleketin başına kayyum gibi
geldiniz zaten. Vatandaşın desteğiyle
değil, ortağınızın lütfuyla ona buna
ahkam kesiyorsunuz, bunu bilin. Çete liderlerine övgü düzüp, beğendiğiniz suçluları affettiriyorsunuz
zaten. Her seferinde yeni bir liste yayınlayıp gazetecileri, düşünürleri tehdit ediyorsunuz. Her türlü hukuksuzluğu
yaptırdığınız
yetmiyormuş gibi, bir de Anayasa Mahkemesine göz dikiyorsunuz."
"Herkes en iyi bildiği işi yapıyor, Sayın Bahçeli
de bağırıyor"
"Bu küçük ortağın bir tane
çözüm önerisi var mı? Yok. Ona buna hakaret
etmek dışında,
sağı solu tehdit
etmek dışında tek
lafları yok. Ekonomik
kriz olur, gider meydana ekmek asar. İstediği olmayınca, Anayasa Mahkemesini kapatalım' der. Mikrofon
başında bağırıp çağırmak
dışında bir şey yapmıyor. Mikrofon diye bir şey var; bu kadar bağırmanıza gerek
yok. Herkes en iyi
bildiği şeyi yapıyor. Biz bu ülkenin
yarınlarını Meclis'i yok sayan
irili ufaklı iktidar ortaklarına bırakmayacağız."
"Milliyetçilik paramızı pul etmek değildir"
"Sabah akşam
millilikten bahsediyorlar. Milliyetçilik paramızı pul etmek değildir. Hazine'nin borcunu
iki yılda ikiye
katlamak değildir. Bu ülkenin milli Merkez Bankası'nın 130 milyar
dolarını çarçur etmek, yedek akçelerini sıfırlamak değildir. Büyük ortak
geçtiğimiz aylarda Türk Lirası'nı istikrarlı ve itibarlı bir
para birimi haline getiriyoruz' diyordu.
Soruyorum Sayın Erdoğan'a, nasıl
yaptınız? İtibar, bir
gecede
attığınız yanlış bir imza yüzünden paramızın yüzde 15 değer kaybetmesi midir? Nasıl başardıysanız hem kuru hem faizi hem de
enflasyonu patlattınız. Yüksek kuru da memleketin ortasına bıraktınız."
"Bu berbat tablonun sorumlusu kim?" diye soran Babacan, yanıtı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye'nin
ekonomisinin sorumlusu benim" cümleleriyle verdi.
"Sayın Erdoğan'ın Allah'tan tek bir uzmanlık alanı var"
"Bu millet, kötü yönetimin bedelini ödemek zorunda değil. Lafa gelince ne diyor? Benim alanım ekonomi' diyor. Uzmanlık alanındaki sonuçları
görüyoruz. Allah'tan tek bir uzmanlık
alanı var, yoksa diğer alanlar ne hale gelirdi bilemiyoruz."
"Devlette kayıt silinmez, rezervlere ve yedek akçeye ne olduğunu en iyisi
siz açıklayın"
"Merkez Bankası'nın rezervlerine, yedek akçelere ne olduğunu açıklamak
zorundasınız. Tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan
kaynakların nereye gittiğini açıklamak zorundasınız. Açıklamazsanız, biz zaten
o kayıtları açıp vatandaşlarımıza göstereceğiz. En iyisi siz kendiniz yapın da
sonradan yanlış anlaşılacak başka şeyler ortaya çıkmasın. Ben devlette hiçbir kaydın yok
olmadığını öğrendim. Küçücük bir peçeteye kurşun kalemle not alın, on defa
fotokopisi çekiliyor. Arşivler
çok birikti, 30 yıllık, artık imha edelim' deyin.
Önce üç kopyası çekilir, sonra imha edilir. Bunlar nasıl olsa kayıtta, hepsi ortaya çıkar bir gün."