İstiklal Üniversitesi Youtube Kanalı üzerinden yürütülen
söyleşi, KİÜ KAGEM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Yasin Demir'in moderatörlüğü ve Batman
Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Manap'ın konuşmacı
olarak katılımıyla gerçekleştirildi.
Dijital ebeveynlik kavramı, dijital ebeveynliğin boyutları
gibi konuların ele alındığı söyleşide, dijital dünyanın çocuklar açısından
fayda ve zararları ile anne-babalara düşen sorumluluklar hakkında bilgiler
aktarıldı.
Söyleşide konuşan Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Manap, "Dijital
ebeveynlik" teriminin 2009 yılından itibaren kullanılmaya başlandığını ifade
ederek, özellikle covid-19 süreciyle de önemini artırdığını belirtti. Konuya
ilişkin, iletişim ve medya, bilgisayar öğretimi ve teknolojileri ile eğitim
bilimcileri gibi farklı disiplinler tarafından kıymetli araştırmalar
yapıldığını kaydeden Manap, "Dijital ebeveynlik, aslında anne ve babaların
çocuklarının kullandığı dijital teknolojilerin risk ve fırsatlarının farkında
olması demektir. Dolayısıyla, anne ve babalar çocukların problemli
kullanımlarını göz ardı etmemeli, onları dijital dünyada kontrol edebilmeli ve
onlara olumlu rol model olmalıdır" diye konuştu.
Manap'ın, ebeveynlere tavsiyeleri ve konuşmasından satır
başları şöyle:
"Öncelikle şunu söylememiz gerekiyor, 0-2 yaş grubuna kadar
hiçbir çocuk ekrana maruz bırakılmamalı. Anne babalar bu süreçte çocuklarını
dijital ekrandan uzak tutmalı ve bu yönde büyük sorumlulukları var. Fakat özellikle
covid-19 sürecinde şunu da daha iyi gördük ki, dijital araçlar hayatımızın bir
gerçeği ve çocukları bundan soyutlayamayız. Çocuklarımız derslerini bile
dijital araçlar üzerinden aldılar. Dolayısıyla ebeveynler bu cihazları nasıl
kullanacaklarını çocuklarına öğretirken, onların bağımlı olmasını da
önleyebilmeli.
Çocuklar dijital araçlar kullanırken, aktif ekran kullanımı
veya pasif ekran kullanımı tercihlerinde aktif ekran kullanımına teşvik
edilmelidir. Mesela çocuğumuz derslerini yapmış ve sorumluluklarını yerine
getirmiş. Onu yarım saat telefon ya da tablet kullanımıyla ödüllendireceğiz.
İşte bu ödülü verirken onun kişisel gelişimine katkı yapabilecek ve ekranı
aktif olarak kullanabileceği bir oyunla ödüllendirmeliyiz. Yani çocuk dijital
araç kullanımlarında izleyici değil, kullanıcı olmaya yönlendirilmeli.
Tabi dijital ebeveynliğin boyutları var. Bunlar verimli
kullanım, risklerden korunma, olumlu-olumsuz model olma, ihmal ve yeniliklere
açık olma gibi boyutlarda ele alınmakta.
Verimli kullanım dediğimizde cihazın dersler için
kullanılması gibi,bir bilgiye dijital araçlar üzerinden ulaşılması, faydalı
bilgi paylaşımı gibi konular sayılabilir. Risklerden korunma ise, kontrol ve
gözetim durumudur. Bu süreç ergenlik dönemine kadar çok önemlidir. Çünkü
çocuklar oyun oynadığında çocuğunuzun yaşına uygun olmayan bir reklamla
karşılaşabilirler. Bu noktada mesela ben
çocuğuma böyle bir reklamla karşılaştığında telefonu ters çevirmesini öğrettim.Yani
ebeveynler de çocuklarına bu tür alışkanlıklar kazandırabilirler, karşılaşılan
her reklam ya da görselin, çocuk için faydalı olmayacağını onlara öğretmeliler.
Diğer yandan ebeveynler çocuklarıyla iletişim kanallarını açık tutmalı. Örneğin
çocuklar dijital ortamda zorbaca davranışa maruz kalabiliyor. Bu noktada ebeveynler
dikkatli ve çocuklarıyla iletişim halinde olmalıdırlar.
Burada dijital bağımlılık konusuna da değinmek istiyorum.
Şunu unutmamalıyız ki bir çocuğun en önemli rol modeli anne ve babadır. Eğer
çocuk dijital bağımlı oluyorsa, bunun nedenleri arasında ebeveynin kendi
davranışı da vardır. Yani anne-baba dijital araçlar nedeniyle çocuğuna ilgisiz kalmamalı.
Bağımlı olan ebeveynin çocuğunun da bağımlı olabileceği unutulmamalı. Dolayısıyla
anne ve babalar dijital araçlar kullanırken, kendi kullanım sürecini de kontrol
etmeli. Çünkü sizin fazla kullanım yaptığını gören çocuk da bağımlı olacaktır."
Dr. Öğr. Üyesi Yasin Demir'in de görüş ve değerlendirmeleri
ile katkı sağladığı söyleşi, soru-cevaplar ile son buldu.