Prof.
Dr. Can Acıpayam, "Toplumda kan kanseri türlerinden biri olarak bilinen lösemi,
kemik iliğinden kaynağını alan ve kan üreten kök hücrelerinden birinin, çeşitli
etkenlerin bir araya gelmesi ile gelişiminin bir basamağında duraklaması ve
kontrolsüz aşırı çoğalmaya başlamasıdır.
Kan kanserinin hücre tipine göre (myeloid, lenfoid gibi) ve hastalığın
süresine göre (akut, kronik) çeşitleri vardır. Genel olarak, akut lösemiler
çocuklarda ortaya çıkarken, kronik lösemiler daha çok yetişkinlerde görülme
eğilimindedirler. Lösemi çeşitleri arasında akut lösemiler son derece agresif
ve hızla ilerleyen bir hastalık türüdür. Akut lösemi, zamanında tanı konulup
tedaviye başlanmazsa günler veya haftalar içinde hastanın kaybedilmesine neden
olabilir. Kronik lösemi ise çok yavaş seyirde uzun süre sessizce kalabilir ve
yıllar içinde ilerleme gösterebilir." diye konuştu.
Löseminin
çocukluk çağı kanserleri arasında görülme sıklığı açısından ilk sırada yer
aldığını ifade eden Prof. Dr. Can Acıpayam, erişkinlerden farklı olarak
çocukluklarda görülen löseminin büyük çoğunluğunun ''akut lenfoblastik
lösemi'' tipinde olduğunu anlattı.
Can,
"Akut lenfoblastik lösemi (ALL) daha sık gözlenir. Yıllık insidans 100,000'de
3-4 olarak bildirilmektedir. ALL görülme sıklığı özellikle 2-5 yaş arasında
artış göstermektedir. ALL erkeklerde kızlara göre daha fazla saptanır. Çocuk ve
ergenlerde akut miyeloid lösemi (AML) lösemilerin %20'sini oluşturur. İnsidansı
her yıl milyonda 5-7'dir. İlk iki yaş insidansın en yüksek olduğu yaştır
(milyonda 11). Ergenlik döneminde sıklık yeniden artış gösterir (milyonda 9).
Kız ve erkeklerde eşit oranlarda izlenir. Kronik lösemi ise akut lösemiye göre
daha yavaş ilerleyen lösemi türüdür. Ancak kronik lösemi daha iyi sonuç verir.
Olgun hücrelerin yapması gereken görevleri yerine getirmemesi ve anormal
çoğalması ile ortaya çıkan kronik löseminin kronik lenfositik lösemi (KLL) ve kronik
myelositer lösemi (KML) olmak üzere iki temel alt grubu bulunmaktadır." bilgisini
verdi.
Prof.
Dr. Can Acıpayam, hastalığın belirtileri ve risk faktörlerine ilişkin şu
bilgileri verdi:
"Farklı
lösemi tipleri bulunmakla beraber en sık görülen belirtileri hepsi için
şunlardır; ele gelen büyük lenf nodu, nedeni bilinmeyen ateş, gece terlemesi,
sık tekrarlayan enfeksiyonlar, devam eden halsizlik, yorgunluk, ciltte
kendiliğinden veya kolaylıkla meydana gelen kanama, çürükler, vücutta özellikle
kemiklerde ve eklem yerlerinde ağrıdır. Risk faktörü olarak tanımlanan
etmenler, bir hastalığın gelişme olasılığını arttıran etkenlerdir. Löseminin
gelişme nedeni bilinmemekle birlikte, bilinen risk faktörleri şunlardır: Atom
bombası gibi çok yüksek düzeyde radyasyon maruziyeti, bazı kimyasallar (benzen
gibi), kemoterapi veya radyoterapi öyküsünün bulunması, bazı genetik
rahatsızlıklar (Down Sendromu gibi), miyelodisplastik sendrom gibi bir takım
kan hastalıklarına sahip olma, sigara ve aile öyküsüdür. Ancak bu risk faktörleri
löseminin çok küçük bir kısmının nedenlerini açıklar. Lösemiye yakalanan
hastaların çoğunluğunda hiçbir risk faktörü gösterilememiştir. Lösemiye yol
açan diğer nedenler: Tablet ve cep telefonu gibi teknolojik cihazların uzun
saatler çocuklar tarafından kullanılması, hava kirliliği, gıda maddelerindeki
katkılar, kimyasal maddeler ve çürümüş gıdalardır." diye konuştu.
Lösemi
tanı ve tedavi yöntemlerine de değinen Prof. Dr. Can Acıpayam, konuşmasını şu
sözlerle bitirdi:
"Lösemi şüphesi olan kişiye öncelikle iyi bir
fizik muayene yapılmalıdır (lenf bezlerinde şişlik, karaciğer, dalak büyüklüğü
yönünden değerlendirilme). Kan sayımı, periferik yayma, kemik iliği incelemesi
(kalça kemiğinden alınan kemik iliği biyopsisi ve kemik iliği sıvısının cam üzerine
yayılarak patolojik incelenmesidir), genetik incelemeler (kemik iliği veya
kandan alınan numunelerden lösemi hücrelerinin genetik incelemeleri) ve gerekli
biyokimyasal incelemeler yapılmalıdır. Tedavi kemoterapi, radyoterapi,
immunoterapi ve kemik iliği nakli başlıca tedavi şekilleridir. Lösemi tedavi
edilebilen bir hastalık olup, son yıllarda keşfedilen pek çok yeni yöntem ile
tedavinin başarı oranı da her geçen gün artmaktadır."
Konu
ile ilgili değerlendirmelerde bulunan KSÜ Rektörü Prof. Dr. Niyazi CAN, "Pek
çok alanda olduğu gibi sağlık bilimleri alanında ve tıbbi konularda da ilmi
araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Eğitim, öğretim ve bilim üretme çalışmalarımız
kadar sağlıklı ve bilinçli nesiller ve toplumlar oluşturma sorumluluğumuzu da
ihmal etmemeye çalışıyoruz. Bu kapsamda lösemi hastalığı ile ilgili konunun
uzmanı hocamız Prof. Dr. Can Açıpayam'a araştırma, bilgilendirme ve tedavi
çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum." dedi.