Çelik, toprağın
önemi ile ilgili farkındalık oluşturmanın ve çölleşme ile mücadele etmenin bir
zorunluluk olduğunu belirterek , "Toprak bitkisel ve hayvansal üretim için önem
arz eden, olmazsa olmaz canlı bir varlık, ormanlarımız, çayır meralar, flora ve
faunayı barındıran bir ortamdır. Özellikle bünyesinde yer alan bitki besin
maddeleri ile tarım sektörü için vazgeçilmez bir üretim faktörüdür.
Üretilemeyen, çoğaltılamayan, kaybedildiğinde ise telafisi uzun yılları bulan
özellikleri nedeniyle toprağın korunması ve toplum yararını gözetecek şekilde
dağılımının yapılarak dengeli ve bilinçli kullanılması gerekmektedir" dedi.
Toprağın
tahribine, kirlenmesine ve kaybolmasına engel olunmasının çok önemli olduğunun
altını çizen Çelik, "Bize emanet edilen değerimiz, doğal zenginliğimiz olan
topraklarımızı ancak bu şekilde koruyarak gelecek nesillere miras olarak
bırakabiliriz" ifadelerini kullandı.
Ülke
topraklarının su ve rüzgar erozyonu, tuzluluk, çoraklaşma, toprak kirliliği ve
amaç dışı kullanım gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu bilgisini veren Genel
Başkan Çelik, artarak devam eden yoğun nüfus baskısının eklenmesiyle sorunların
daha da derinleştiğini, toprağın kullanılamaz hale geldiğini ve kaybolduğunu
belirtti.
-Türkiye'deki tarım arazilerinin en önemli sorunu tarım dışı kullanımdır
Çelik,
açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Yapılan
çalışmalar Türkiye'deki tarım arazilerinin en önemli sorununun tarım dışı
kullanım olduğunu göstermiştir.
Ülkemizde TUİK
verilerine göre kentleşme, sanayi, turizm, madencilik gibi nedenlerle amaç dışı
kullanım sonucu toplam tarım alanımız 1990 yılından 2020 yılına, son 30 yılda
42,1 milyon hektardan 37,8 milyon hektara gerilemiş yaklaşık 4,3 milyon hektar
tarım alanımız tarım dışına çıkarılmıştır.
Bu nedenlerle
artık bir karış dahi kaybedecek toprağımız olmadığı, gıda güvencesi için
toprağın olmazsa olmaz olduğu, bütün toplumda aynı düzeyde bir bilinçle hareket
edilmesi sağlanarak, toprağımıza daha fazla sahip çıkılmalı, ülkemizdeki tarım
arazilerinin tarım dışı kullanımının sınırlandırılması sağlanmalıdır.
Bu bağlamda
Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli'nin koruma altına alınan
büyük ova sayısının 376`ya, korunan alan miktarının da 9 milyon hektara
çıktığını ve şimdiden 2023 hedefine ulaşıldığını açıklaması oldukça önemlidir"
-Sadece bir santim kalınlığında bile kaybedilen toprağın yeniden oluşumu
için geçecek süre yılları hatta yüzyılları bulabilir
Çelik,
topraklarda yaşanan diğer bir sorun olan erozyonun, uzun yıllar sonucu oluşmuş
verimli toprakların kısa sürede elden çıkmasına neden olduğunu söyleyerek,
"Sadece bir santim kalınlığında kaybedilen toprağın bile yeniden oluşumu için
geçecek sürenin yılları hatta yüzyılları bulacağı gerçeği sorunun ne kadar
büyük olduğunu ortaya koymaktadır. Dünyada aralarında ülkemizin de yer aldığı
pek çok ülke erozyon nedeniyle çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Birleşmiş Milletlerin hazırlamış olduğu bir rapora göre, dünya üzerinde 250
milyon kişi çölleşmeden doğrudan, 1 milyar insan ise dolaylı yönlerden
etkilenmektedir" şeklinde konuştu.
-Çiftçilerimize kimyasal gübre ve ilaçların bilinçli kullanımı
konularında eğitimler verilmelidir
Ülke
topraklarında görülen erozyon nedeniyle kaybolan toprak miktarının Tarım ve
Orman Bakanlığının çalışmalarıyla yıllık 154 milyon tona kadar
düşürülebildiğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
"Bu çalışmayı
takdir ediyoruz. Büyük gayretlerle alınan bu sonucun ve kaybolan toprak
miktarının daha da düşürülmesi önem arz etmektedir.
Toprağımız,
sanayi atıkları, uzun yıllar kullanılan kimyasal gübreler, zirai ilaçlar ve kentsel atıklardan dolayı
kirlenmektedir. Kirlenmenin verdiği zararı telafi etmek çok zahmetli ve
maliyetlidir. Topraklarımızın kirlenmesini önlemek için gerekli tedbirler
alınmalı, çiftçilerimize kimyasal gübre ve ilaçların bilinçli kullanımı
konularında eğitimler verilmeli, organomineral gübrelerin kullanımı teşvik
edilmeli kimyasal ilaç kullanımının azaltılmasına yönelik biyolojik, biyoteknik
mücadeleye ağırlık verilmelidir.
Bazı
bölgelerimizde tarım arazilerimizin uzun yıllar bilinçsiz bir şekilde sulanması
tarım topraklarımızda tuzluluk ve çoraklaşmanın görülmesine neden olmuştur. Bu
durumda olan topraklarımızda ıslah çalışmaları yapılmalı, basınçlı sulama
sistemleri teşvik edilmeli, çiftçilerimiz eğitilmelidir.
Geleceğimizi
emanet ettiğimiz çocuklarımıza, toprağın önemi çok iyi anlatılmalı, toprak
sevgisi, çevre koruma bilinci aşılanmalı, topraklarımızı koruma konusunda
bilinç oluşturarak gelecek nesillere topraklarımızı sağlıklı ve temiz bir
şekilde bırakmak görevimiz olmalıdır"
Çelik,
açıklamasını, "Bu duygu ve düşüncelerle Toprak Bayramımızı tekrar tebrik
ediyorum" ifadeleriyle noktaladı.