İktidarın güç sarhoşluğuna yakalanarak demokrasiden hızla uzaklaşmasının başta CHP olmak üzere bazı muhalefet partilerine de sirayet ettiğini iddia eden Ekşioğlu,uygulama ve söylemleriyle her geçen gün iktidara daha çok benzeyen muhalefet partilerinin, se
Demokrasinin
en büyük sorununun herkesin demokrasiyi sadece kendisi için istiyor olması
olduğuna dikkat çeken ünlü reklam filmi Yönetmeni Abdullah Ekşioğlu, eğer
demokrasiyi amasız, fakatsız herkes için istemezsek asla gerçek demokrasiye
ulaşamayacağımızı savundu.
Basın Konseyi
eski Genel Sekreteri, tecrübeli gazeteci ve ünlü reklam filmi yönetmeni
Abdullah Ekşioğlu, ülkemizde son günlerde Ak Parti iktidarının demokrasiden
hızla uzaklaşan uygulamalarının başta CHP olmak üzere diğer bazı muhalefet
partilerindeki yansımalarını değerlendirdi. Ekşioğlu değerlendirmesinde ''Her
yozlaşma gibi maalesef demokrasiden uzaklaşmanın da bulaşıcı olduğunu
görüyoruz. Ak Parti iktidarının güç sarhoşluğuna yakalanarak hızla demokrasiden
uzaklaştığı uygulamaların benzerlerini maalesef başta CHP olmak üzere bazı
muhalefet partilerinde de görmeye başladık. Öncelikle milletvekili adaylarının
belirlenmesinde önseçim uygulamasından vazgeçen CHP, Sayın Muharrem İnce'nin
parti içi muhalefetine karşı uygulamalarıyla da demokrasi sınavını geçemedi.
İktidarın kendi kontrolündeki medya organlarında muhalefete uyguladığı karalama,
ambargo ve sansürü, Halk TV, KRT ve Tele 1 gibi dolaylı ya da direkt olarak CHP
kontrolündeki medyada Memleket Partisi ve Sayın Muharrem İnce'ye uygulayan CHP,
son olarak belediyeleri eliyle Memleket Partisi'nin afişlerini de indirterek
demokrasiye yakışmayacak bir uygulamaya daha imza atmış oldu. Çok uzun süre
demokrasinin Ak Parti tarafından göz ardı edilmesinin etkisi, kınanma ve Ak
Parti tarafından iktidarın kontrolünde olan medya tarafından eleştirilme
korkusu da maalesef liderleri zaman zaman yanlış açıklamalar yapmaya
yönlendiriyor. Maalesef İyi Parti lideri Sayın Meral Akşener'in emekli
amirallerin açıklamasına ilişkin "zevzeklik" açıklaması da bu yanlışlardan biri
olarak tarihimize geçmiş oldu." diyerek, ülkemizde ana akım medya dahil olmak
üzere hemen hemen tüm medya kuruluşlarının Ak Parti iktidarının ağır baskıları
altında görev yaptığını, iktidar yanlısı medyanın gönüllü olarak uyguladığı
karalama, ambargo ve sansür politikasının muhalefet yanlısı medya tarafından da
Memleket Partisi ve Sayın Muharrem İnce'ye uygulanıyor olmasının demokrasiden
kabul edilemez bir sapma olduğunu ifade etti.
Ünlü reklam filmi
yönetmeni Abdullah Ekşioğlu, Sedat Peker'in videolarına olan ilgiye de
değinerek, Ak Parti iktidarının çok uzun zamandır Post-Truth iletişim yöntemini
kullandığına, yani gerçek dışı her söylemin hedefe ulaşmak için meşru sayılarak
algıların gerçeklerin yerini aldığına ve başta CHP olmak üzere bazı muhalefet
partilerinin de iktidarın işine yarayan bu yöntemi benimseyerek gerçekleri dile
getirmek yerine algı yönetimi yaptığına dikkat çekerek, "Kamuoyu artık
kendisine gerçeklerle ilgisiz şeylerin bir çok kanaldan yüksek frekansta
söylenmesinden yoruldu. Kamuoyu iletişimin en önemli kurallarından biri olan
"kaynağın güvenilirliği" kuralını dahi göz ardı ederek gerçekleri duymak
istiyor. Bu nedenle Peker'in videoları milyonlarca kişi tarafından merakla
izleniyor." dedi.
Muhalefette yer
alan partilerin iktidarın demokrasiden uzaklaşan uygulamalarına itiraz ediyor
olmasının doğal olduğuna, ancak elinde bulundurduğu daha küçük bir gücü dahi
aynı yanlışları tekrar etmek için kullanan bir muhalefetin, iktidara geldiğinde
demokrasideki bu erozyonu restore edeceğine olan inancın kaybolmasına neden
olduğuna dikkat çeken Ekşioğlu, muhalefetin çok değerli kadrolara sahip
olmasına karşın popüler ve halka direk mesaj iletebilen kanaat önderleri
açısından gerekli noktada olmadığını, bu boşluğun doldurulması için muhalefette
her söz söyleyeni susturmaya, engellemeye, eleştirmeye çalışmak yerine her
çabayı destekleyip yaygınlaştırmanın ve kahraman yaratmaktan korkmamanın daha
doğru olacağını söyledi. Kınanma korkusu, Ak Parti seçmenine sevimli görünme
çabası, iktidar tarafından güçlü medya desteğiyle eleştirilme endişesi ya da
sadece normalleşen anti demokratik uygulamalara ayak uydurma çekiciliği sebebi
her ne olursa olsun, demokrasiden uzaklaşan bir iktidara benzeyen muhalefetin
umut olamayacağını vurgulayan Ekşioğlu, iktidara benzemiş bir muhalefetin
seçimleri kazansa bile ülkemizin geleceği için kaybetmiş olacağını hiçbir
muhalefet partisi seçmeninin böyle bir yanlışa onay vermeyeceğini kaydetti.
Muhalefete
tavsiyeler.
Halkın gerçek
dışı algı yönetiminden ve demokrasi dışı uygulamalardan yorulduğuna dikkat
çeken Abdullah Ekşioğlu, muhalefet partilerinin kesinlikle post-truth iletişim
tekniklerinden ve demokrasi dışı uygulamalardan uzak durarak halka sadece
gerçekleri ve hedeflerini anlatmaları gerektiğini, halkın gerçeklere ve
demokrasiye aç olduğunu savundu. Bütün bu sebeplerle şu anda Memleket
Partisi'ni desteklediğini de kaydeden Ekşioğlu, eğer Memleket Partisi de diğer
muhalefet partileri gibi demokrasiden uzaklaşır ya da post-truth iletişimi
belirlerse bu desteğini geri çekmekte hiç tereddüt etmeyeceğini vurguladı. "Muhalefet
Partilerine bu eleştirim kesinlikle bu partileri destekleyenlere bir
saygısızlık olarak algılanmasın. Ben ülkemizin daha aydınlık daha demokratik
daha zengin, halkımızınsa daha umutlu ve daha mutlu bir geleceğe kavuşması için
dilim döndüğünce yapılan hatalara dikkat çekiyorum. Hatada ısrar etmek ya da hatadan
geri dönmek parti yönetimlerinin kendi tasarrufundadır." diyerek kendisinin de
ulaşılabilecek biri olduğunu, Sayın İnce isterse seve seve kendisiyle fikir
alışverişinde bulunabileceğini kaydetti.