1 Temmuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın bir gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi'ni tek taraflı fesih ettiğini duyurduğu hukuksuz kararın üzerinden,tam 103 gün geçti. 103 günde basına en az 83 kadın cinayeti yansıdı.
Aksaray'da
yaşayan Yemen Akoda evli olduğu Eşref Akoda tarafından öldürüldü.
Kızı;"50 kere şikâyet
ettik, 50 kere, hepinizin Allah belasını versin"
diyerek isyan etti. 30 yaşındaki İlknur Çavuş,evli olduğu Erdal Çavuş
tarafından göğsünden vurularak öldürüldü. Manisa'nın Akhisar
ilçesinde yaşayan 43 yaşındaki
Sadriye Şen,evli olduğu Recep Şen
tarafından ruhsatsız silahla vurularak öldürüldü. Nermin U. dört
yıl önce boşandığı Mahir A.'ye yönelik "beni öldürecek`` diyerek
koruma kararı istediği
karakoldan dönerken,sokakta aynı erkek tarafından öldürüldü. Emine
Karakaş, Halime Uyar, Arzu Rahman Güney, Şebnem Köker, Medine Seyis, Hacer
Başkaya, Kamile Yavuz, Fatma Öz, Sibel Kaman ve daha nice kız
kardeşimiz,eşleri, sevgilileri, babaları
ya da birlikte
olmayı kabul etmedikleri
erkekler tarafından öldürüldü. Yüzlerce kadın şiddete uğradı. Kayseri`de
evli olduğu A.Ş.'yi darp ettiği gerekçesiyle tutuksuz yargılanan Yalçın Ş.`ye 2
bin 240 TL para cezası verildi.
İstanbul
Sözleşmesi'nden çıkma kararı alarak kadınların hayatını tehlikeye
atan tek adam
hükümeti döneminde, kadına yönelik
şiddetin bedeli2 bin
240 TL olarak belirlendi! Soma'da3 çocuk
annesi İ.Ç., 3
ay önce boşandığı
T.Ç. tarafından saldırıya uğradı. Kafedeki kadınların dayanışması
sayesinde İ.Ç ve kundaktaki bebek saldırgandan kurtulabildi.Bu 103
günde, kadınlara veç ocuklara
cinsel istismarda bulunanlar
cezasızlıkla ödüllendirildi. G.Y'ye yönelikçocuğun cinsel
istismarı suçundan' açılan davada, sanık Ramazan
Güney ilk celsede delil yetersizliğinden'
beraat etti. G.Y'nin mahkemeye delil olarak sunduğu suçun
itiraf edildiği telefon
görüşmesi' delil niteliğinde sayılmadı. Mahkeme, çocuğun İstanbul Çapa
Tıp Fakültesi'nde gördüğü psikolojik tedaviye ilişkin rapor dahi istemedi.
İstanbul`da yaşayan 17 yaşındaki T.K.,öz babası Y.K.`nin uzun yıllar cinsel
istismarına maruz kaldığınıAdli
Tıp Kurumu raporu ile
belgeledi. Buna rağmen mahkeme, Y.K.'nındelil yetersizliğinden beraatına
karar verdi.Antalya Elmalı'da 2 çocuk uğradıkları cinsel istismarı yazarak,
çizerek anlatmaların ave Adli Tıp raporu
ile belgelemelerine rağmen istismarcılar tahliye edildi.Bu 103 günde, katiller,
kadına yönelik şiddet uygulayanlar,iyi hal indirimleri ile ödüllendirildi. 23
kez suç duyurusunda bulunan Ayşe Tuba Arslan'nın başına defalarca satırla
vurarak öldüren Yalçın
Özalpay'a iyi hal
indirimi
uygulandı. İndirimin gerekçesi "boşanmaya rağmen sadakat yükümlülüğü" oldu...
Rukiye Ay ve 1,5 yaşındaki kızı Eylül`ün üzerlerine kaynar su döken Ali Ay`a
iyi hal indirimi uygulandı.Topu topu 4,5 yıl hapis cezasına çarptırılan Ali Ay,
indirim sonrasında 3 yıl 9 ay ceza aldı.Değerli Basın Mensupları, İstanbul Sözleşmesi'nden tek
taraflı çekilme kararı alındığı günden itibaren,kadınların ve
çocukların payına, ölüm, istismar, şiddet düştü. Sadece 103
günde yaşadığımız bu karanlık tablonun sebebi bellidir.300'ü
aşkın kadın derneğinin üye olduğu EŞİK Platformu'nun verilerine göre, Sözleşme
yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2014'den bu yana uygulansaydı, bugün en az 2 bin
336 kadın yaşıyor olacaktı.Çünkü
devlet, kadına karşı
şiddetin önlenmesi için
gerekli tedbirleri almış olacaktı. Kadınları etkin şekilde koruyacak,
şiddeti önleyemediği koşulda
da adil yargılama
ve cezalandırma süreçlerini işletecekti. Kısacası İstanbul Sözleşmesi'nin yükümlülükleri yerine getirilmiş olsaydı;
kadınlar sokak ortasında göz
göre göre öldürülemeyecekti,
kadınları katledenler cezasızlıkla da iyi hal indirimleriyle ödüllendirilmeyecekti.
Çocuğa yönelik cinsel istismarda
bulunanlar,delil
yetersizliği gerekçesi ile
tahliye edilmeyecekti; cinsel istismar mağduru çocuk,delil sunmak için istismarcısı ile ikinci kez bir
araya gelip ses kaydı almaya çalışırken tekrar taciz edilmeyecekti...
Değerli
Basın Mensupları, Birçok kadın örgütünün, siyasi partinin ve bireyin Danıştay'a
açtığı dava,iki gün
önce reddedildi. Ancak,
Danıştay 10. Dairesi'nde ara
karar veren heyetin
değiştirildiğini ve oylamanın 3
kabul oyuna karşı 2 red oyu ile sonuçlandığını biliyoruz. Yürütmenin durdurulması
yönünde oyveren üyelerden biri,
uluslararası andlaşmaların yasa
hükmünde olduğunu, fesih edilmesine ilişkin
işlemlerde Cumhurbaşkanı'nın yetkisinin bulunmadığını belirtti. Karşı oy
veren diğer üye ise; "yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereği bir işlem
hangi usule uyularak
tesis edilmişse, aynı
usule uyularak geri alınmalı, kaldırılmalı veya feshedilmelidir" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
oyladığı uluslararası
sözleşmelerin sadece yürütme
organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir" vurgusunu
yaptı. Telafisi güç
veya imkânsız zararların
doğmasına rağmen yürütmeyi
durdurma kararı vermeyen Danıştay'a soruyoruz:Kadına yönelik şiddeti, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık gibi, siz de mi tolere edilebilir
buluyorsunuz?Şu çok net bilinmelidir ki; yaşanan her kadın cinayetinin ve
çocuğa yönelik istismarın
sorumlusu,tek adam hükümetidir;
çünkü kadın cinayetleri
politiktir.Kadına yönelik
şiddete bedel biçenler
şiddeti bitirmek istemiyor! Tacizcileri, tecavüzcüleri
cezasızlıkla ödüllendirenler, yaşam hakkımıza
sahip çıkmıyor! Her
fırsatta erken evliliğe
göz kırpanlar, çocuk yaşta evliliği yasaklamak istemiyor! Ancak biz,
kadınlara tacizi, tecavüzü, ölümü reva görmelerine izin vermeyeceğiz.
Kadınların
canıyla oynayan bu kararın hesabını ilk seçimlerde sandıkta soracağız!İktidara geldiğimiz
ilk hafta içinde
İstanbul Sözleşmesi'nin
yeniden yürürlüğe girmesini
sağlayacağız. Sözleşmeyi uygulamaya koyduğumuzda
bütün yükümlülüklerini yerine getirerek, kadına ve çocuğa yönelik
şiddetin, istismarın nasıl sonlandırılacağını
göstereceğiz.Türkiye'yi
yeniden hukuk devletine
dönüştüreceğiz. Halkın partisi olarak, halkla birlikte bu vahşetisona erdireceğiz.
Çünkü biliyoruz ki:
ADAM
TEK BİZ ÇOĞUZ!