Pandemi, sosyalleşmeyi kısıtlarken teknolojik aletlere
ilgi arttı
Atlas
Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Burak Emre Aksoy," Yaklaşık 1,5 yıldır hayatımızı olumsuz
etkileyen ve sosyal yaşantımızı daha önce deneyimlemediğimiz şeklide değiştiren
COVID 19 salgınının etkileri hepimizi olduğu kadar çocuk ve gençleri de
kapsıyor. Özellikle evden çıkmamak ve eğitime uzaktan devam etmek hem çocuklar
hem de gençler için farklı bir deneyim oldu. Yapılan araştırmalar evden
çıkamama durumunun aile bireylerinin yaşadıkları stresle beraber çocuklar ve
gençlerde kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabileceğini
gösteriyor. Öte yandan, farklı sosyoekonomik düzeyden ailelerin durumlarını göz
önünde bulundurulduğunda her çocuğun ya da gencinaynı şekilde etkilendiğini
söylemek zor.Örneğin düşük sosyoekonomik seviyedeki ailelerde bu semptomlar
daha yoğun şekilde gözlemlenebiliyor.Pandeminin ilk zamanlarında aile
bireylerinin ortak vakit geçirme süreleri arttıkça aile birlikteliği duygusu da
güçlendi. Ancak süreç uzadıkça sosyalleşememenin yarattığı sıkıntılar
bireylerin psikolojisini olumsuz yönde etkilemeye başladı." dedi.
Evde yapabilecek
bir aktivite bulamayan birçok kişinin vakit geçirmek için telefon, bilgisayar
ve tablet gibi teknolojik aletlere yöneldiğini belirten Uzman Pdr. Gülsüm
Ertekin, "Pandemiyle birlikte yükselişe
geçen teknoloji bağımlılığı çocukları da etkisi altına aldı. Günümüzün sorunu
olan teknoloji bağımlılığının pandemi döneminde daha da çok arttı. Çocuklarda
psikolojik gelişimin bir parçası olan sosyalleşme 2 yaşında başlar ve 3 yaşında
tam olarak belirginleşir. Pandemi döneminde sosyalleşemeyen çocukların ise
psikolojik gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini söyleyebiliriz. Hem çocukların
hem de gençlerin ruhsal olarak daha fazla etkilenmesini engellemek için sosyal
mesafe ve hijyen kurallarına uyularak, ufak arkadaş buluşmalarının yapılması
büyük önem taşıyor. Bu sayede teknolojik bağımlılığın önüne geçilebilir. Aynı
zamanda özellikle çocuklar için teknolojik aletlerin kullanılmasında süre
kısıtlaması uygulanmalıdır. Yaşa göre belirlemek üzere günde 1-1,5 buçuk saat olarak
bir sınırlama konulmasını tavsiye ediyoruz. Süre kısıtlamasını uygulamakta
zorlanan çocuklarda ise haftada 2 gün süre olmadan serbest gün oluşturulabilir."
dedi.
Sosyalleşme artıkça teknolojik bağımlılık azalır...
Atlas Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Burak Emre Aksoy, "Çocuklar ve gençler, sosyal yaşama dönüş konusunda yetişkinlerden daha hevesli. Yapılan çalışmalarda çocukların bu kapanmasüreçlerinde arkadaşlarını özledikleri ve onlarla vakit geçirmeyi çok istediklerine dair bulgular var. Okulların açılması ve sosyal yaşamın normalleşmesi ile birlikteçocuklar ve gençler sosyal hayatlarına yavaş yavaş da olsa tekrar dönüş yapacaklar. Sosyal yaşamda akranlarıyla vakit geçirmeye tekrarbaşlayacak olan çocuk ve gençlerin bu durumdan olumlu etkileneceklerini söyleyebiliriz. Ancak çocukların bu dönemde deneyimledikleri stres ve kaygının sonucu olarak konuşma bozukluğu ve akranlarıyla iletişim kuramama vb. sosyal yaşamda olumsuz etkilerin oluşması halinde ailelerin mutlaka uzman desteği almaları fayda olacaktır." diye belirtiyor.
Çocuklar oyunlarla teşvik edilmeli...
Çocukların
oyun kurabilmesi ve farklı faaliyetler yapabilmesi için teşvik edilmesi
gerektiğini belirtenUzman Pdr. GülsümErtekin, "Çocukların
teknolojik bağımlılıktan kurtulabilmesi için sosyal aktivitelere yönelmesi
oldukça önemli. Bu noktada ebeveynler eğlenceli aktivitelerde yer almaları ve
yaşıtlarıyla vakit geçirmeleri konusunda çocukları yönlendirmelidir. Farklı
şeylerden zevk aldığını gören çocukların teknolojik bağımlılıktan
kurtulmalarının daha kolay olabileceğini söyleyebiliriz. Gençlerde ise ailecek
konuşulup fikirler paylaşılarak ortak bir karar alınmalıdır. Bu noktada
gençlerin isteği göz önünde bulundurularak bir spor dalına yönlendirmeleri hem
sosyalleşme hem de teknolojik bağımlılıktan uzaklaşma açısından büyük fayda
sağlayacaktır." dedi.