Deva Partisi Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanı
Burak Dalgın, partililerle buluşmak ve bir dizi ziyaretler gerçekleştirmek için
Kahramanmaraş'a geldi. Kahramanmaraş'ta güne partisinin İl Yönetim Kurulu Üyesi
Mehmet Bayır'ın babasının taziyesiyle başlayan Dalgın, akabinde parti il
binasında partililerle buluştu. Burada Deva Partisi'nin kuruluşundan geldiği
noktaya kadar değerlendirmelerde bulunan Dalgın'ın ana gündem konusu ekonominin
kötü yönetimi ve halkın mevcut iktidardan memnuniyetsizliği oldu. Hükümetin ekonomi
politikalarının ne kadar yanlış olduğunun en bariz örneği olarak dün (23 Kasım
2021) tarihinde döviz kurundaki dengesiz artışı gösteren Dalgın, halkta artık
bıçağın kemiğe dayandığını söyledi. Halkın kötü yönetime artık tahammülü
kalmadığını ve bu memnuniyetsizliklerini sosyal medya üzerinden gösterdiklerini
aktaran Dalgın, partizan ve ak trollerin "Devletimizin yanındayız" sloganına
değindi. Ekonomideki kötü gidişatın devletle alakası olmadığını kaydeden
Dalgın, bunun kötü yönetimle ilgisi olduğunu vurguladı.
Dalgın, "Hepimiz devletimizin yanındayız; ancak döviz
kurlarındaki tarihi artışın devletle alakası yok, kötü yönetimle alakası var.
Biz de devletimizin yanındayız; fakat kötü yönetimin karşısındayız. Ak troller
hükümetle devleti birbirine karıştırıyor olabilir. Ama hükümet, devlet
değildir. Devlet bakidir, hükümet geçicidir. Bu noktada hepimizin devletimizin
yanındayız; ama hükümetin bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yürüttüğü ve
başarısız olduğu ekonomi politikalarını da savunmuyoruz. Kimse yaptığı
hataları, yaptığı yanlışları devlete veya bayrağa fatura etmesin. Dini ve milli
değerleri istismar ederek kendi yaptığı hataların üstünü örtmeye çalışmasın"
dedi.
"TÜRKİYE'DE, DÜNYANIN
EN PAHALI DENEYİ YAPILDI!"
Hükümetin, bütün dünyada kabul gören ekonomi teorisinin
tamamen tersi yönde ekonomi politikaları izlediğine dikkat çeken Dalgın, şöyle
konuştu: "Faiz enflasyona yol açar diye Türkiye'de, dünyanın en pahalı deneyi
yapıldı. Milyarlarca dolarlık Merkez Bankası rezervi satıldı. Yarılarda
bulunanlar dinlenmedi, inatla döviz rezervini sattılar. Bunun neticesinde de
Türkiye fakirleşti. Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi başladığı gün dolar 4,5
lira; bugün ise 13 lira civarında. Neredeyse 3'e katlanmış durumda. Yani
Türkiye'de hepimizin cebindeki parayı 3 birimden 1 birime indirmiş, hepimize
bir fakirlik getirmiş durumdalar. Bunun da bir sorumluluğu var. Bunu kim
yaptıysa bunun sorumluluğundan kaçmasın. Konuyu böyle devlet, vatan, bayrak
meselesiymiş gibi göstermesinler. Bunu bütün ikazlara rağmen siz yaptınız. Ama
zararını 83 milyon insan görüyor. Bunun siyasi açıdan da faturası olacak ve bu
faturayı da siz ödeyeceksiniz."
"TÜRKİYE'DE CİDDİ BİR
YOKSULLAŞMA VAR!"
Hükümetin yanlış ekonomi politikalarının sonucu olarak
Türkiye'de ciddi bir yoksullaşma olduğunu vurgulayan Deva Partili Dalgın, şu
açıklamalarda bulundu: "İnsanlar sosyal medyada, Battık' diyenler
ümitsizliklerini, üzüntülerini paylaşıyorlar ve yoksullaştıklarını anlatmaya
çalışıyorlar. Yoksullaştığımız da bir gerçek. Bugün Türkiye'de birçok şey gerçekten
ulaşılamaz pahalılıkta. 100 lirayla markete ya da pazara gittiğinizde hiçbir
şey alamaz haldesiniz. Cebimizdeki paranın bereketi bitmiş durumda. Bu anlamda
halkımızda ciddi bir yoksullaşma var. Türkiye'nin şu ortamında kim yatırım
yapar da istihdam sağlar? Bırakın yeni yatırımı, kim mal alır, kim mal satar?
Kim eski taahhütlerini yerine getirebilir?"
"YANLIŞTA ISRAR
ETTİKLERİ İÇİN ÜLKE BU NOKTAYA GELDİ!"
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın; hükümeti, her
yanlışında uyardığını ancak hükümetin yanlışta ısrar etmesi sonucu ülkenin fakirleştiğini
kaydeden Dalgın, şunları söyledi: "Biz, insanlar hakkını arasın diye hem de
doğrular söylensin diye Deva Partisi'ni kurduk. Bu noktada vatandaşlarımızın
tepkilerini dile getirebilecekleri veya haklarını arayabilecekleri en önemli
platformlarından bir tanesi Deva Partisi. Biz, vatandaşımızın hakkını aramak
için bu partiyi kurduk. Ama aynı zamanda doğruları savunmak için de bu partiyi
kurduk. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan, hükümeti birçok yanlışında işlerin
daha da kötüye gideceği yönünde uyardı. Gece yarısı kararnameleriyle insanların
kovulmasına karşı çıktı. Öngörülebilirliği uzaklaşma, garip ekonomi teorileri
gibi birçok alanda hükümeti uyardı. Genel Başkanımızın bütün uyarılarına rağmen
yanlışta ısrar ettikleri için ülke bu noktaya geldi."