Dünyayı
kapsayan Covid-19 salgınında herkesin bildiği üzere eğitim-öğretime ara
verilmek zorunda kalınmış, uzaktan öğretime geçiş yapılmıştır. Uzaktan öğretim,
yüz yüze öğretime göre daha konforlu bir alan sunsa da akademik olarak daha az
verim sağladığı bildirilenler arasındadır. İstanbul Rumeli Üniversitesi
Psikoloji Bölümü Dr.Öğr. Üyesi Gülhan Gökçe Ceran Yıldırım yüz
yüze eğitime geri dönen öğrencilerdeki değişiklikleri şöyle anlatıyor:
'Yüz
yüze eğitimde öğrencilerin geçmiş kendilikleriyle karşılaşamayacağımız
aşikârdır. Her bireyin kendine özgü bir kişiliği vardır ve bireylerin stres
faktörleriyle baş etme stratejisi birbirinden farklıdır. Bu noktada, psikolojik
sağlamlığı tam bireylerin tüm bu değişimlerden psikolojik anlamda yara almadan sıyrılabildiğini
gözlemlemekteyiz. Baş etme stratejileri yetersiz kalmış bireylerde, strese
bağlı olarak gelişen birtakım davranışsal problemler gözlemekteyiz.''
'Akademisyenlerin
bu süreçte gençleri anlaması gerekiyor''
'Okul
yaşantısı yeni başlayan çocukların uyum sorunları göz önünde bulundurulduğunda
akademisyenlerin derse adaptasyon konusunda sorun yaşayan üniversiteli gençleri
daha iyi anlayabileceğini düşünüyorum. Unutulmamalı ki öğrencilerimiz, yalnızca
akademik hayata değil epey uzunca bir süreden sonra sosyal yaşantılarına da
yeni dönüş yaptılar. Dolayısıyla ders sürelerinde uyum sorunlarıyla
karşılaşmamız bir süreliğine normal karşılanmalı, öğrencilerin dikkat süreleri
göz önünde bulundurulmalıdır. '
Üniversiteyi
yeni kazanmış bireyler için durumun oldukça farklı olduğunu dile getiren İstanbul
Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr.Öğr. Üyesi Gülhan Gökçe Ceran Yıldırım şu
açıklamalarda bulundu: 'Yeni
üniversiteli olmuş öğrencilerimizin ilk kez girecekleri bir ortamdan duydukları
kaygıya, yeni insanlarla tanışmanın ve uzunca bir ev sürecinden sonra
sosyalleşmenin endişesi de eklenebilmektedir.
Bu
noktada akademisyenlere ve ailelere önerilerim; geri dönüşte üniversite
öğrencilerine yönelik öğrenci merkezli destek programları oluşturarak onlara
stresle baş etme noktasında destek sağlamak, öğrencileri uygun şekillerde
gereksinimlerine göre yönlendirmek ve belirsizlikleri olabildiğince sonuca
ulaştırmak olacaktır. '
'Öğrenciler
en çok sosyalleşmeyi istiyor''
Üniversite
öğrencilerinin en çok sosyalleşmeyi istediklerini söyleyen Dr.Öğr. Üyesi Gülhan
Gökçe Ceran Yıldırım ' Öğrenciler, evde
soyut ve sanal bir dünyaya kapanmaktansa kampüslerde olmayı tercih ediyorlar. Yaklaşık
iki senedir fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak yeni bir uyum yakalayan
rutinler, yeniden eskiye dönüşle bozulmakta, dolayısıyla beklediğimiz şekilde
bir adaptasyon sorunu oluşmaktadır. Günümüzde rutinler, bizim de korona salgın
sürecinde tatbik ettiğimiz biçimde sıklıkla değişim gösterebilir. İnsan
adaptasyon yeteneği ile donanmış bir canlıdır dolayısıyla geçiş süreçlerinde
yeni bir rutin oluşturabilmenin ön koşulu muhakkak akademisyenlerin göstereceği
sabır olacaktır.
Bu
değişime genç nesiller ayak uydurmakta çaba sarf ederken onları bazen kendi
zamanına bırakmalı kendi rutinlerini oluşturmaları için alan yaratmalıyız'
diyerek sözlerini tamamladı.