Ayrıca şu hususu da özellikle
vurguluyoruz ki; eğitim çalışanları 23 Ekim 2018 tarihinden beri beklemektedir.
Söz verildiği halde üç yılı aşkındır Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili somut
bir adım atılmamış olması kabul edilemez bir durumdur. Bu durum, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. Bundan dolayı bu konuda
daha fazla gecikme yaşatılmamalı ve 2022 bütçe görüşmelerinin tamamlanmasıyla birlikte
meslek kanunu TBMM gündemine getirilmeli ve derhal yasalaşmalıdır. Bu konuda
TBMM'deki tüm partilerin katkısını beklediğimizi ifade ediyoruz.
Bu minvalde Meslek Kanunu'nda
olmasını talep ettiğimiz hususlar özetle şu şekildedir:
-Halen öğretmenler kadrolu, sözleşmeli,
ücretli olarak üç modelle istihdam edilmektedir. Aynı işi yapan öğretmenlerin
farklı statüde istihdamı hem eğitimimize vurulan bir darbedir hem de
öğretmenlik mesleğinin geleceğini zedelemektedir. Bu noktada eğitim-öğretim
hizmetlerinde tek istihdam modeli kadrolu öğretmen olmalıdır, öğretmenlerimiz
öğretmen odalarında bölük pörçük edilmemelidir.
-Öğretmen
atamaları KPSS puan üstünlüğüne göre, mülakat yapılmadan gerçekleştirilmelidir.
-Kariyer
basamakları; 10 yıl öğretmenlik yapan UZMAN ÖĞRETMEN, 20 yıl öğretmenlik yapan
BAŞÖĞRETMEN olarak düzenlenmeli ve kesinlikle sınavsız olmalıdır. Çünkü
öğretmenlik sadece "Bilme" değil, "Bildiğini aktarma" mesleğidir ve bundan
dolayı kariyer basamaklarında tek ölçüt, tecrübe yani hizmet yılı olmalıdır. Bu
sürelere adaylık dönemi, askerlik süreleri, dershane ve özel okullarda
geçirilen süreler dahil edilmelidir.
-Eğitim
kurumlarına müdür ve müdür yardımcısı olarak atanacaklar sadece yazılı sınavla
belirlenmelidir. Yazılı sınavla idareci olup, önceki yıllarda görevi bırakan
idarecilere de tekraren hak verilmelidir. Yazılı sınav kazanarak atanmış olmak
şartıyla atanmış olan okul müdürleri, eğitim öğretim hizmetleri sınıfında
kalmak kaydıyla kadrolu olarak görev yapmalıdır.
-Okul idarecilerinin de öğretmenlerde olduğu gibi idareci
olarak, iller arası tayin istemelerinin sağlanması için düzenlemeler
yapılmalıdır.
-Başarı,
üstün başarı belgeleri objektif kriterler belirlenerek uygulamaya geçmelidir.
-Mevcut ek
ders saat ücretleri eğitim hizmetlerinin onuruna yakışır düzeyde değildir. Ek ders ücretleri %100 artırılarak
öğretmelerin rahat bir nefes almaları sağlanmalıdır. Bu oran Destekleme ve
Yetiştirme Kurs ücretlerine de aynı oranda yansıtılmalıdır.
-Eğitim
çalışanlarının vergi dilimi %15'te
sabitlenmelidir.
-Performans
değerlendirmesi gibi öğretmenlerin çalışma azmini olumsuz etkileyecek sübjektif
bir değerlendirme kesinlikle olmamalarıdır.
-Müdür, Müdür
Başyardımcısı ve Müdür Yardımcısı olarak görev yapanların aylık karşılığı ve
isteğe bağlı ek ders ücreti karşılığında derse girme zorunluluğu
kaldırılmalıdır.
-Tüm
öğretmenlerin aylık karşılığı ders saati 15 saat olmalıdır.
-Öğretim
yılına hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına verilecek şekilde
düzenlenmelidir.
-657 sayılı DMK'nın öğretmenleri de ilgilendiren bütün hükümleri bu
kanun içerisinde yer almalı, öğretmenlerin her türlü istihdam, özlük, ödeme,
disiplin, terfi, izin, atama iş ve işlemleri Meslek Kanunu içinde yer
almalıdır.
-Anayasa ve DMK'nın iş güvencesi ile hükümleri kanun metninde mutlaka
yer almalıdır.
-Elverişsiz koşulların hâkim olduğu bölgelerde görev yapan öğretmenlere
brüt bir asgari ücret ile brüt iki asgari ücret arasında Zorunlu Hizmet
Tazminatı ödenmelidir.
-Eğitim Fakültelerinin kontenjanları MEB tarafından belirlenmesi,
belirlenen kontenjanlardan mezun olanların MEB tarafından istihdam zorunluluğu
kanun kapsamında yer almalıdır.
-Anadolu Öğretmen Liselerinin tekrar açılması için düzenleme
yapılmalıdır.
-Öğretmenliğe atananların AKS (Adaylık Kaldırma Sınavı) tabi tutulmaması
için düzenleme yapılmalıdır. AKS kaldırılmalıdır.
-İl ve İlçe milli eğitim müdürleri, Milli Eğitim Müdür Yardımcıları ve
Şube Müdürlerinin seçilmesi, yer değiştirmesi ve atanma usulleri ve illerdeki
görev süreleri kanunla düzenlenmelidir.
-Nöbet
ücretleri meslek kanununda düzenlenmeli, tutulan her bir nöbetin ücreti en az 6
saat olmak üzere verilmelidir. Nöbet isteğe bağlı olarak verilmeli ve kaç nöbet
tutulursa tutulsun ücreti alınmalıdır.
-Eğitim çalışanlarının şiddete maruz kalmaları durumuna göre
önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyideleri içeren düzenlemeler mutlaka Meslek
Kanunu ile belirlenmelidir.
-3600 ek gösterge konusu mutlaka Meslek Kanunu ile
düzenlenmelidir.
-Öğretmenlerin aile birliğinin sağlanamaması büyük bir
sorundur. Yetersiz kontenjanlardan dolayı binlerce
çocuk ana babasıyla birlikte yaşama, kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve
sürdürme hakkından mahrum bırakılmaktadır. Üstelik Anayasa'nın 41'inci maddesi "Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında
eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve
çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak
için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar" der. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı, hem Anayasa
gereği hem de insani bir gereklilik olarak aile birliğini sağlamalı ve meslek
kanunuyla güvence altına alınmalıdır.
- Bakanlığa bağlı tüm kurumlarda,
öğretmenlerin atama ve nakil düzenlemeleri ile ehliyet ve liyakati esas alan
yönetici atama sistemi mutlaka Meslek Kanunu'nda yer almalıdır. Böylelikle
sürekli değiştirilen yönetmeliklerle sistemin içinden çıkılamaz duruma getirilmesi
engellenmiş olacak, yazılı sınav başarısına göre adalet zemininde yürütülen
atama süreçleriyle kişisel inisiyatifler sonlandırılmış olacaktır.
Ümit ediyoruz ki, Öğretmenlik
Meslek Kanunu ile birlikte, öğretmenlik mesleğinin muhatap olduğu mevzuat
parçalı olmaktan kurtarılacaktır.
Daha önce de defalarca ifade
ettiğimiz gibi; Türk Eğitim Sen olarak, mesleğin statüsü sağlam ve yasal bir
zemine kavuşturacak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak tedbir ve
düzenlemeleri hayata geçirecek olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu destekliyoruz.
Ancak, mevcut hak ve kazanımlarımızı riske atacak gelişmelere karşı da gereken
her türlü hukuki ve demokratik hakkımız kullanacağımızdan kimsenin şüphesi
olmasın.
Diğer yandan;
- 2021 Ekim
ayı itibariyle son bir yılda 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları aylık
1.747,29 TL artmıştır. Türkiye
İstatistik Kurumu'ndan alınan Ekim 2021 fiyatlarına göre tek kişinin yoksulluk
sınırı 4.514,13 TL, Dört kişilik bir
ailenin asgari geçim haddi ise 9.373,14 TL olarak belirlenmiştir. Enflasyon
Aralık ayında açıklanan oranı %21.31 çıkmış, alım gücü iyice düşmüştür.
OECD ülkeleri ile kıyaslandığında da ülkemizde öğretmen
maaşları çok düşüktür. Öğretmen maaşlarında OECD ortalaması 10 yıllık ilkokul
öğretmeni için yıllık brüt 44 bin 871 dolar,15 yıllık ilkokul öğretmeni için
yıllık brüt 48 bin 025 dolardır. Bu rakam satın alma gücü paritesine göre
hesaplanmıştır. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında da bir öğretmen maaşı 25
cumhuriyet altını iken bugün 1 cumhuriyet altınına eş değerdir. Dolayısıyla
alım gücünün giderek düştüğü, enflasyon rakamlarının ortada olduğu bu dönemde
tüm öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarına ve kamu çalışanlarına son bir
yıldaki kayıpların telafisi için en az 1000 TL seyyanen zam yapılmalı, %3 refah
payı maaşlarına eklenmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TÜRK EĞİTİM-SEN
KAHRAMANMARAŞ 1 NOLU
ŞUBE BAŞKANI
ZİYA YENİPINAR