20. Millî Eğitim Şûrası, 1-3 Aralık 2021 tarihleri arasında Ankara`da toplandı. Şurada 128 madde tavsiye kararı alındı. Oy çokluğu ile alınan kararlardan biri de "Okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerl
HAKİKAT BÖYLE DEĞİL
Parti hesabından paylaşılan videoda Gözel, şu ifadeleri
kullandı:
"Milli Eğitim Şurasında oy çokluğuyla bir karar alınmış.
Karar, okul öncesi eğitimde çocuklara din eğitimi verilmesi
yönünde öneri niteliğinde.
Bunun üzerine bir dernek zehir zemberek bir açıklama
yapıyor.
Bu kararın çocuklar için tehdit ve tehlikeli olduğunu, çocuk
haklarına, hukuka, bilime aykırı olduğunu, pedagojik olmadığını ve "çağ dışı"
olduğunu iddia ediyor.
Bu açıklama beni bir siyasetçi olarak rahatsızlığı etti.
Fakat en az o kadar da bir klinik psikolog olarak bu açıklamadan rahatsız
oldum.
Çünkü hakikat böyle değil."
BİLİMİ ALET ETMELERİ İRONİK
İddianın aksine bilimsel veriler okul öncesi dönemde din ve
ahlak konularında temel bilgilendirmenin doğru formlarda yapıldığında psikososyal
gelişime, bilişsel gelişime pozitif katkıda bulunduğunu işaret etmekte.
Okul öncesi çocuklar hemen her konuda sorular sorar,
sorularına cevap ararlar. Cevaplanmayan her soru bir eksiğe yol açabileceği
gibi yanlış bir yaklaşımla verilen cevaplar ise çeşitli problemlerin temelini
teşkil eder.
Çocukların din ve ahlak konularındaki sorularına da hemen
her konuda olduğu gibi "erken çocuklukta gelişim ve eğitim" üzerine
profesyonelleşmiş, bu konuda öğrenim görmüş okul öncesi öğretmenleri ve
öğretmenler, birçok aileden daha isabetli, çocuk gelişimi açısından da daha
faydalı cevaplar vereceklerdir.
İngiltere, Almanya Belçika gibi gelişmiş, demokratik tırnak
içinde çağdaş birçok ülkede okul öncesi eğitimde din ve ahlak eğitimi
verilmekte.. ve hatta dini eğitim bile verilebilmekte..
Hal böyle iken kendi bağnaz ideolojilerinin her yaşta insana
ve çocuğa -öğretilmesini geçtim- dayatılmasından dahi oldukça hoşnut olan ve
bunu arzulayan, buna hizmet eden bir güruhun çağdaşlıktan ve bilimden dem
vurarak bu öneriye karşı çıkması oldukça ironik.
HER İKİSİ DE ZARAR VERİYOR
Tabi aynı dernek başörtülü gençlerin başlarını açmadan
eğitim görme hakkını da hukuka ve bilime aykırı bulmasa bir nebze
söylediklerinde samimiyet arayabilirdik..
Yolsuzlukları, adam kayırmacılığını, adaletsizliği dini
argümanların arkasına sığınarak meşrulaştırmaya çalışanlar ile dine, inanca ve
birtakım toplumsal değerlere karşıtlıklarını faşizan bir üslupla dikte etmeye
çalışırken bilimi ve evrensel değerleri buna alet etmeye çalışanlar ülkemize aynı
ölçüde zarar vermektedir.
ORTAK YAŞAMA KÜLTÜRÜ GELİŞMELİ
İktidardan beklentimiz, milli ve manevi değerlerimizi
istismar etmeye, kavramlarımızın altını boşaltmaya bir son vermeleri, toplumu
bütün bunlardan soğutan eylem ve söylemlerden kaçınmalarıdır.
Bu tür gruplara tavsiyemiz ise bu milletin inancına,
değerlerine ve kimliğine açtıkları savaşa bir son vermeleri kendi ideoloji ve
yaşam tarzlarının dışında kalanlara karşı nefret ve kin beslemekten
vazgeçmeleridir.
Ülkece birlikte yaşama kültürünü geliştirmeli,
kutuplaştırıcı her türlü söylem ve eyleme tepki göstermeliyiz.
Unutmayalım, gelecek hepimizin."
TEPKİLER BÜYÜYOR
Videolu açıklamanın ardından Gelecek Partili birçok ismin
yanı sıra çeşitli çevrelerden de derneğin tutumuna tepkiler gelmeye devam etti.
Gelecek Partisi'nin İletişim Ajansı Başkanı Taha Ün videoyu
"Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği adlı 28 Şubatçı örgütün okul öncesi din
eğitimine yönelik bildirisine @BMustafaGozel çok güzel bir cevap vermiş."
Diyerek paylaşırken, Gelecek Partisi'nin bir başka Genel Başkan Yardımcısı
Abdullah Başçı da "Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin kullanmış olduğu dil hiç
değişmeyecek bunların özgürlükle çağdaşlıkla hiç alakaları yok. @BMustafaGozel
net anlatmış" ifadelerini kullandı.
İletişimci Damla Dursun'un "Ne eksik ne bir fazla tam olarak
böyle. Ağzına sağlık @mustafagozel" ifadeleri ile paylaştığı videoyu, gazeteci
Hasan Basri Akdemir de hala din eğitimi ile uğraşıyorlar ifadeleri ile
paylaştı.