İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur'un ilk imzacısı olduğu kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik araştırma önergesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülürken, Genel Kurul'da hareketli anlar yaşandı.
İYİ
Parti Grubu adına söz alan Isparta Milletvekili Aylin Cesur, artan kadın
cinayetlerini, kadına şiddet olaylarını ve çocuk gelinler konusunu verilerle
tartışmaya açtı. Kadına yönelik şiddetle mücadelede iktidar politikalarının
başarısız olduğunu söyleyen Cesur, kadına şiddet olaylarının artışından
iktidarın bugüne kadarki tutum ve politikalarını sorumlu tuttu. "Kadına yönelik
her şiddet olayında, artık iktidarın payını reddedemeyeceğimiz bir vahim
noktaya geldik" dedi.
Cesur'un
konuşmasının ardından AK Partili bir milletvekilinin Cesur'a yönelik "az
gelişmişlik" suçlaması üzerine bir kez daha söz alan ve meclis kürsüsüne çıkan Cesur,
''Biz kadınların cinayete kurban gitmelerinden
şikâyetçiyiz. Biz kızlarımızın erken yaşta evlendirilmelerinden şikâyetçiyiz.
Biz kızlarımızın, kadınlarımızın sokakta özgürce, rahatça, kendi yaşama
haklarını kullanarak yaşayamamalarından, nefes alamamalarından, bütün bunları
korkuyla yapmalarından rahatsızız. İşte, bunları dile getirmek az gelişmişlikse
biz az gelişmişiz kardeş, var mı itirazınız buna! Siz bunlardan memnun
musunuz?" dedi.
"Son
on üç yılda 3.600 kadınımızın cinayete kurban gitmesinden bizim rahatsızlığımız
az gelişmişlik göstergesiyse ben burada bunu diyenleri kınıyorum. Bir kadın
olarak kınıyorum, İYİ Partili bir milletvekili olarak kınıyorum, Genel Başkanı
kadın olan bir partinin kadın milletvekili olarak kınıyorum"
Eleştiriyi
getiren AK Partili vekile yönelik "Bir zamanlar kadın haklarını savunurken, yer
değiştirip birdenbire kadına şiddeti eleştirenleri eleştirmeye başlayanları
kınıyorum. Ne oluyor da sistem sizi, kadına şiddeti, kadın cinayetlerini tolere
edebilir hale getiriyor?" diyen Cesur'un konuşması sık sık alkışlarla kesildi.
Milletvekili
Cesur, sözlerini "Türk kadınlarına karşı biz sorumluyuz ve onları; size rağmen,
sizlere rağmen, bu yozlaşmaya rağmen hak ettikleri yaşam koşullarına
getireceğiz." diyerek tamamladı.
MİLLETVEKİLİ CESUR, ÖNERGE KONUŞMASINDA NE DEMİŞTİ?
İYİ
Parti grubu adına yaptığı konuşmasında, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldığını,
6284 sayılı kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair kanunun uygulanmadığını,
mahkemelerin çocuk evliliklerine göz yumduğunu belirten Cesur, "İstanbul
Sözleşmesi'nden çıkıldığından beri ihbar
ve şikayetlere biz ilgilenmiyoruz artık', aranızda çözün' deniyor." dedi. "Ankara
Sözlşemesi" tartışmalarını hatırlatan Cesur, "Ne sözde, ne yasal olarak kayda
değer bir ilerleme yok. Düşük profilli bir sesle dile getirilen bu mesele ne
oldu? Kapandı mı, o da mı hikaye oldu?" dedi.
"İyi hal
indirimleri, uzaklaştırma kararlarının verilmemesi, beraatlar
Bıktık bunlardan,
bıktık, bıktık! Uygulayın şu yasayı demekten bıktık, sizi burada rencide etmek
zorunda kalmaktan bıktık!" diyen Cesur, "Kadına yönelik şiddetteki artışa
tolere edilebilir' demiş bir bakanla yol yürüyorsunuz." ifadeleriyle iktidara
yüklendi.
Toplumsal
sorunların bir sebebi olarak da iktidarın siyaset dilini eleştiren Cesur, "Her
konuda sürekli bir "gününü gösterme", "had bildirme", "asarız-keserizler",
"savaş" dili yoktu Türkiye'de, ne oldu değerli arkadaşlar, silkelenelim Allah
aşkına." dedi.
Kadına
Yönelik Şiddet'in araştırılmasına yönelik araştırma önergesi ise AK Parti ve
MHP oyları ile reddedildi.
İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur'un Kadına Yönelik Şiddet'in
Önlenmesi konuşması esnasında kendine yöneltilen sataşmaya yanıtı:
Arkadaşlar
''Hangi İç Tüzük ihlali var?'' diyor, hemen söyleyelim, değerli hatip
bizi az gelişmişlikle suçladı. Nedir bizim söylediğimiz ve savunduğumuz, bir
hatırlayalım, eğer anlaşılmadıysa tekrar etmekte fayda var, belki heyecanına
gelmiştir. Biz diyoruz ki İYİ Parti olarak ve aslında: ''Biz kadınların
cinayete kurban gitmelerinden şikâyetçiyiz.'' Var mı buna itirazınız?
Soruyorum. Biz kızlarımızın erken yaşta evlendirilmelerinden şikâyetçiyiz. Var
mı itirazınız? Soruyorum.
Biz
kızlarımızın, kadınlarımızın sokakta özgürce, rahatça, kendi yaşama haklarını
kullanarak yaşayamamalarından, nefes alamamalarından, bütün bunları korkuyla
yapmalarından rahatsızız. Siz korkan kadınlardan memnun musunuz? Biz bunu
soruyoruz size.
O
zaman eğer bütün bunlar, bizim bu rahatsız olduklarımız yirmi yıl bile değil
son on üç yılda 3.600 kadınımızın cinayete kurban gitmesinden bizim
rahatsızlığımız az gelişmişlik göstergesiyse ben burada bunu diyenleri
kınıyorum.
Bir
kadın olarak kınıyorum, İYİ Partili bir milletvekili olarak kınıyorum, Genel
Başkanı kadın olan bir partinin kadın milletvekili olarak kınıyorum; ve bunu
söyleyen eğer benim partimde milletvekilliği yapmış ve o sıralara gidinceye
kadar kadın haklarını benimle aynı şekilde savunmuş, bu sıralarda bu kürsülerde
savunmuş bir arkadaşım, yer değiştirince birdenbire kadına şiddeti ve kadına
şiddeti eleştirenleri eleştirmeye başlamışsa kınıyorum.
Ne
oluyor da tolere edebilir hâle getiriyor sizi sistem?
Ne
oluyor da mücadele ederken bir anda tolere edebilir hâle geldiniz Bunu
bilmiyorum ama bilmek de istemiyorum.
Çünkü
Türk kadınlarına karşı biz sorumluyuz ve onları; size rağmen, sizlere rağmen,
bu yozlaşmaya rağmen hak ettikleri yaşam koşullarına getireceğiz. İşte, bu az
gelişmişlikse biz az gelişmişiz kardeş, var mı itirazınız buna!
İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur'un Kadına Yönelik Şiddet'in
Önlenmesi konulu Araştırma Önergesi için İYİ Parti grubu adına konuşmasının
metni:
Sayın
Başkan, Değerli Milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Eseri
olmayanın yerinde yeller eser diyordu atalarımız ama sizinkiler
çözümsüzlüklerle dolu bir sürü enkaz.
Ekonomik
enkaz bugün gördüğümüz en canlı eser.
Yıllardır
ilmek ilmek örülmüş, bir başka eser var orta yerde, her gün zalimce cinayete
kurban giden kadınlar
Defalarca gelin bir komisyon kurup ne yapacağız
araştıralım dedik reddettiniz. Kadına karşı şiddetle mücadele edemeyen bir
basiretsiz ülke haline geldik. Gelin bundan çıkalım bugün burada değerli
arkadaşlar!
Bir dönüp
bakalım, neler olmuş hatırlayalım yeniden:
2008-2020 boyunca
3656 kadın cinayete kurban gitmiş.
2008'de 80 kadın
cinayeti, 2020'de 471 olmuş.
2021 Kasım'ına
gelindiğinde 441 kadın cinayeti gerçekleşmiş.
İşte bu, burada
önergelerimize red verenlerin bunda payı olduğunu artık reddedemeyeceği bir
vahim durum.
2020 ilk altı
ayında, 117 bin 192 aile içi ve kadına yönelik şiddet meydana gelmiş ama sonra ne
oldu bilen yok çünkü bilgi paylaşılmadı.
2015-2020 arasında
16-17 yaşlarında, 133 bin 750 kız çocuğumuz evlendirilmiş.
Niye biliyor
musunuz? Çocuklara göz dikenlerin sırtları sıvazlandı, hukuk alet edilerek
böylesine bir kötülüğe göz yumuldu da ondan.
İşte bu, bugün
burda önergemizi red edeceklerin de bunda payı olduğunu artık red edemeyeceği bir
vahim durum.
"Cinayetin
kadını olur mu hiç, cinayet cinayettir" diyenlere susanların payı var bunda.
Şiddete uğrayan
kadınlarımıza karşı, "üstünde ne varmış, o saatte orda ne işi varmış, hak etmiş"
diyerek caniliği meşrulaştırmaya çalışanlara susmayanların bunda payı olduğunu
artık red edemeyeceği bir vahim bu.
En az bir kez şiddete uğramış kadın oranı %38.
Psikolojik şiddete uğrayanlar %45,
Aile içi ekonomik şiddete uğrayanlar %30.
Buradaki kadınlarımıza soruyorum; bu dilimlere girmediyseniz eğer kendinizi
şanslı hissediyor musunuz? Bugün de şiddete uğramadık deyip, uğrayanlara ah vah
deyip rahatça başınızı yastığa koyabiliyor musunuz?
Ülkemizde
sayıları artan ve kadın hakları konusunda sicili
bizden daha kötü ülkelerden gelen sığınmacı saldırıları, artan ekonomik
güçlüklerle gelen cinnetle artan saldırılar, senelerdir beslenen şiddet diliyle
göz yumulan şiddet olayları
Ve bunların
besiyeri haline gelmiş, yazık edilmiş bir güzel ülkenin yazık edilen kızları, kadınları..
Kadınlarımızın başlarına gelmeyen ama korktukları, sakındıkları hadiseler ya?
Tehdit edilmeler, korkutulmalar, takip etmeler, sözlü tacizler, bağırmalar,
hakaretler
İşte bu da bugün bu önergeyi red edecek olanların, bunda payı olduğunu artık red edemeyeceği bir vahim
durum..
Geçen yıl, "Kadına Yönelik
Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı'nız başarısız olmuştur" demiştim. 2021'de de
hiç olumlu bir gelişme yok.
2021'in
unutulmayacak eseri var ama; Kadını koruyacağız diye söz verdiğiniz, İstanbul
Sözleşmesi'nden çıktınız.
Ankara
sözleşmesi fısıltıları vardı düşük profilli bir sesle, ne sözde, ne de yasal
olarak kayda değer bir ilerleme yok bu da kapandı mı bilelim. O da hikaye mi oldu?
Ne oldu bu arada
biliyor musunuz? 6284'ü zar zor uygulatırken, sözleşmeden çıkılmasıyla
kadınlarımızın güvenliği iyice tehlikeye düştü İhbar ve şikayetlere "biz
ilgilenmiyoruz artık" denildi. "Aranızda çözün" denildi.
İyi hal
indirimleri, uzaklaştırma kararlarının verilmemesi, beraatlar
Bıktık bunlardan,
bıktık, bıktık, uygulayın şu yasayı demekten bıktık, sizi burada rencide etmek
zorunda kalmaktan bıktık.
Kadına yönelik
şiddetteki artışa "tolere edilebilir" demiş bir bakanla yol yürüyorsunuz. Geldi,
sözde bütçede bu konuyu açıklamaya kalktı ama tolere edilebilir demedim
diyemedi Sayın bakan maalesef.
Bu "kadına
yönelik şiddetle mücadele değil, ancak tolere ediyorsunuz" demek.
Şiddetten de
şiddet dilinden de bıktı gençlerimiz, hepimiz bıktık. Bu ülkede eğitimden,
sağlığa; ekonomiden, hak ve özgürlüklere her konuda sürekli bir "gününü
gösterme", "had bildirme", "asarız-keserizler", "savaş" dili yoktu, ne oldu
değerli arkadaşlar, silkelenelim Allah aşkına.
Bir şiddete hedef
olmuş ve aynı zamanda bir kadın olan Genel Başkanımız Meral Akşener için "bu
daha birinci, daha neler olacak" dendi.
Gelin bu
önergeyi kabul edin, yırtın zincirlerinizi.
Bakınız;
Bu ülkenin
kadınlarına vicdanen borcunuz olur!
Her bir şiddete
uğrayan kadına borcunuz olur.
Cinayete kurban
giden her bir kadına borcunuz olur.
Çocuk yaşta
evlendirdiğiniz her kızımıza borcunuz olur.
Korkuyla yaşayan
her kadına borcunuz olur.
Biz,
sizi uğurlayacağız, şiddet ortamını da kadınlarımızla birlikte sonlandıracağız.
Genel
Başkanı kadın olan ve aynı zamanda bir kadın hareketi olan İYİ Parti'nin bir
kadın milletvekili olarak tüm kadınlarımıza sözümdür.
Her
kadınımızın özgür ve mutlu olduğu, güçlü ve huzurlu olduğu, emin ve güvende
hissettiği, Türk kadının hak ettiği bir Türkiye'yi beraber inşa edeceğiz.
Aynı
evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar; ya ölmeli cellatlar, ya da hiç
doğmamalı çocuklar..
Gelin
önergemizi kabul edin bugün..